Haaretz'de yayınlanan "Kışkırtıcı Netanyahu geri döndü ve şimdi suçlayacak birini arıyor" başlıklı başyazıda, Netanyahu'nun, 7 Ekim olaylarının sorumluluğundan kaçma çabası içinde olduğu ve yaşananların suçunu eski Başbakanlardan İzak Rabin'e yüklemeye çalıştığı ifade edildi.
“Netanyahu o ölümcül günde ters giden tek politikanın, İsrail ile Filistin Kurtuluş Örgütü arasında 1990'larda yapılan Oslo Anlaşmaları olduğu fikrini kolektif bilince yerleştirmeye çalışıyor" ifadelerine yer verilen başyazıda, yönetimde kaldığı yıllar boyunca, İsrail'in Filistin'den ayrılması hedefli bölgesel bir çözüme ulaşma çabalarının tümünü reddeden kişinin Netanyahu olduğu belirtildi.
Başyazıda, Netanyahu'nun suçu savuşturma konusunda uzman olduğu ve kamuoyu önünde temize çıkabilmek için olayların sorumluluğunu yüklenecek bir başkasını bulması gerektiğini kendisinin çok iyi bildiği ifade edildi.
Netanyahu'nun, Abraham Anlaşmaları ve Suudi Arabistan ile normalleşme hayali ile övünmekten utanmadığı ancak Oslo olmasaydı söz konusu anlaşmanın ve normalleşme adımlarının da mümkün olamayacağını bildiği kaydedildi.
İsrail Başbakanı Netanyahu'nun Batı Şeria ve Gazze Şeridi'nin iki ayrı oluşum olarak kalmasını sağlamaya çalıştığı, bununla da Filistin liderliğinin bölünmesine yol açarak iki devletli çözümü engellediği belirtildi.
Netanyahu'nun 7 Ekim'in sorumluluğunu yüklenerek politikalarının bittiğini kabullenmiş şekilde utançla istifa etmesi gerekirken utanmadan diplomatik söylevlerini sürdürdüğü kaydedilen başyazıda, şu ifadelere yer verildi:
"Bu yalan ve nankörlük yeter. İsrail ve Filistin toplumundaki bu kahır ve aşırılık artık yeter. Netanyahu'nun yapması gereken gitmesi. İsrail de şiddet yolları üzerinden bizlerle savaşmayı seçenlere karşı, samimi diplomatik yolu benimsemeli ve demokrasi uğruna şiddetten nefret edenlere ulaşıp elini uzatmalı."