Halep’in kuzeyindeki Termanin'de bulunan evinden geriye enkaz kaldı. Beşşar Esed rejimine ait roketler evleri yıkıp yok etti. Torunlarının oyuncakları, ayakkabıları enkazda, yaşadıkları huzurlu hayat yarıda kaldı.
Hatice Mansur, kızı ve 5 torunu, Esed rejimi saldırılarından kaçan yaklaşık 1 milyon Suriyeliden sadece birkaçı.
40 yıllık evini kaybetti, ne yapacağını bilmiyor. Esed rejimi, Türkiye sınırına yaklaştıkça sivillerin seçeneği tükeniyor. Son saldırıların ardından insanlar ne yapacağını bilmiyor. Enkaza dönmüş evlerinin önünde bekleyip nereye gideceklerini düşünüyorlar.
Mansur, rejimin saldırıları sırasında komşusundaydı. Füzelerden biri evine isabet etti. Torunlarının evde olmayışı en büyük avuntusu.
Gidecek başka yeri yok ama artık Termanin’de kalamayacağını biliyor ve şöyle diyor:
"Gittiğiniz her yerde size yer olmadığını söylüyorlar; ‘Başka bir yer bulun’. Şimdi gittim ve çocukları beslemek için ekmek aldım. Onları komşulara bıraktım. Buraya getirmekten korkuyorum çünkü tekrar vurabilirler, evlatlarım ölebilir. Peki ne olacak?"
Hatice oturuyor, bekliyor ve nereye gitmesi gerektiğini düşünüyor.
Komşuları ise eşyalarını toplayıp bölgeden ayrılıyor. Çünkü rejimin bombardımana devam edeceğini düşünüyorlar. Hatice’nin çok seçeneği yok. Yaşlı bir kadın, bakmakla yükümlü olduğu 5 çocuk ve elinde kalan enkaza dönmüş bir yuva... Gideceği yer şimdilik güvenli olabilir ancak Termanin de birkaç gün önceye kadar nispeten huzurluydu.
Saldırılardan kurtulup kaçmaya hazırlanan bir sivil ise şöyle konuşuyor:
"Rejim hiçbir şeyi güvenli bırakmadı. İnsanlar, kayalar ve ağaçlar tehlikede. Hayvanlar bile öldürülüyor. Neden bir suçlunun yönetimi altında yaşamalıyız? O gerçek bir suçlu. Eğer halkını gerçekten önemseseydi, bunu onlara yapmazdı. Kimse kalmadı sokaklarda, evler bomboş. Her yer enkaz. Eğer moloz taşını yönetmek istiyorsa bırakın."