Hamas'tan yapılan açıklamaya göre, "provokasyon ve tehlikeli bir tırmanış" olarak değerlendirilen Ben-Gvir'in baskını "en güçlü şekilde" kınandı.
Ben Gvir'in yaptığı baskının "aşırılıkçı siyonist hükümetin Mescid-i Aksa'yı Yahudileştirme çabalarının bir parçası olduğu" ifade edilen açıklamada, Filistin halkının, İsrail'in, topraklarına ve kutsallarına yönelik suçları ve ihlallerine izin vermeyeceği vurgulandı.
Açıklamada, İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) ve Arap Birliğine, Müslümanların ilk kıblesi ve üçüncü en kutsal camisi Mescid-i Aksa'ya yönelik bu sistematik ihlalleri durdurmak için ciddi adımlar atma çağrısı yapıldı.
Ben-Gvir, sabah saatlerinde gerçekleştirdiği baskında, Kubbetüs Sahra'nın önünde yaptığı görüntülü açıklamayı sosyal medya hesabında paylaşarak, "(Gazze'deki) İsrailli esirlerin gelişigüzel bir anlaşma olmaksızın, teslim olmadan geri getirilmesi için İsrail için en önemli yere dua etmeye geldiğini" söylemişti.
Aşırı sağcı Ben-Gvir, siyasi sicilinde İsrail'de de yasaklanan Yahudi üstünlükçü terör örgütü Kah hareketinin bir üyesi olarak tanınıyor ve tartışmalı bir figür olarak kabul ediliyor. Bakan olduktan sonra da Filistinlilere karşı saldırgan söylem ve uygulamalarıyla tanınan Ben-Gvir, Mescid-i Aksa'nın Yahudileştirilmesi ve burada İsrail'in egemenlik kurması gerektiği yönünde açıklamalar yapmıştı.
İşgal altındaki Doğu Kudüs'te bulunan Mescid-i Aksa, Müslümanların ilk kıblesi olma özelliğini taşıyor.
Yahudiler, içinde Kıble Mescidi ile Kubbetüs Sahra'nın yanı sıra müze, medreseler ve büyük avlunun yer aldığı Mescid-i Aksa Külliyesi altında, Süleyman Mabedi kalıntılarının bulunduğu iddiasıyla kazı çalışmaları yapıyor, Aksa'da kendilerinin de ibadet etme hakları olduğunu savunuyor.
İsrail'in eski Başbakanı Ariel Şaron'un, 2000 yılında yüzlerce korumasıyla Mescid-i Aksa'yı ziyaret etmesi Filistin topraklarında birkaç yıl devam eden "ikinci intifada"nın ilk kıvılcımı olmuştu.