Hamas, İsrail Dışişleri Bakanlığının, UNRWA'nın İsrail'deki faaliyetlerini düzenleyen anlaşmanın iptal edildiğini BM'ye bildirmesinin ardından yazılı açıklama yaptı.
İsrail makamlarının UNRWA'nın işgal altındaki Filistin topraklarındaki faaliyetlerini düzenleyen anlaşmayı iptal etme kararının, "Tel Aviv'in uluslararası toplumu ve uluslararası sistemi küçümsediği, uluslararası meşruiyete ve insani değerlere karşı geldiğini teyit ettiği" ifade edildi.
Birleşmiş Milletler Anlaşması ve uluslararası hukuku ihlal eden bu kararın, İsrail'in Filistinli mülteciler meselesinin uluslararası ve BM nezdindeki tanıklarını ortadan kaldırmaya yönelik bir girişimi olduğu kaydedildi.
Bunun, Filistinlilerin 70 yıldan daha da önce "siyonist terör çetelerinin" yerinden ettiği evlerine geri dönme durumunu ortadan kaldırmaya çalışılarak yapıldığı aktarıldı.
Uluslararası topluma, BM'ye ve ilgili tüm taraflara, İsrail'in uluslararası meşruiyete başkaldıran bu kararının durdurulması; Gazze Şeridi'ndeki Filistin halkı aleyhinde işlenen soykırım ve suçların gölgesinde UNRWA'nın korunması ve rolünün güçlendirmesi çağrısında bulunuldu.
Tel Aviv yönetimi, İsrail Dışişleri Bakanlığından BM'ye gönderilen mektupla, UNRWA'nın İsrail'deki faaliyetlerini düzenleyen 1967 tarihli anlaşmayı iptal ettiğini duyurmuştu.
İşgal altındaki Batı Şeria'da ve soykırımın yaşandığı Gazze'de yaklaşık 2,5 milyon Filistinli mülteci, UNRWA'dan destek alarak yaşamını sürdürüyor.
UNRWA'nın yasaklanmasını hedefleyen iki yasa tasarısının 28 Ekim'de İsrail Meclisinden geçmesinin ardından 1967'den bu yana yürürlükte olan anlaşma üç ay içinde feshedilecek.
Söz konusu yasak kapsamında, işgal altındaki Doğu Kudüs'teki UNRWA ofisi, Doğu Kudüs'teki tek mülteci kampı Şufat'taki UNRWA'nın faaliyetleri tamamen durdurulacak ve Kudüs’teki Eski Şehir’de bulunan UNRWA sağlık kliniği de kapatılacak.
İsrail'in yasağından doğrudan etkilenmemekle beraber, UNRWA'nın saldırı altındaki Gazze ve işgal altındaki Batı Şeria'daki operasyonlarının olumsuz anlamda etkilenmesi bekleniyor.
İsrail'in 14 Mayıs 1948'de tarihi Filistin toprakları üzerinde kurulması, sonra da 1967'de Doğu Kudüs ve Batı Şeria'yı işgal etmesiyle zorla göç ettirilen Filistinliler mülteci durumuna düştü.
Bugün çoğunluğu işgal altındaki Filistin topraklarında, bir kısmı da komşu ülkeler ve dünyanın dört bir yanında UNRWA'ya kayıtlı 5,3 Filistinli mültecinin "uluslararası hukuka dayalı mülteci statüsü ve olası bir müzakerede topraklarına geri dönüş hakkı" bulunuyor.
BM'nin "evlerine geri dönmeyi ve komşularıyla huzur içinde yaşamayı arzulayan mültecilerin, mümkün olan en yakın zamanda bu arzularını gerçekleştirmelerine izin verilmeli ve geri dönmemeye karar verenlerin arazileri için tazminat ödenmeli" şeklindeki 194 sayılı kararını ise İsrail uygulamayı reddediyor.
Uluslararası hak örgütleri ve uzmanlar, İsrail'in UNRWA'yı yasaklayan yasalarıyla "Filistinli mültecilerin geri dönüş hakkını ortadan kaldırmaya çalıştığı" uyarısı yapıyor.
İsrail'in 14 Mayıs 1948'de Filistin toprakları üzerinde kurulmasıyla Filistinlilerin "Büyük Felaket (Nekbe)" diye isimlendirdiği süreçle zorunlu göçe ve katliamlara maruz kalan, hala da işgal altındaki Batı Şeria ve soykırımın yaşandığı Gazze'de yaklaşık 2,5 milyon Filistinli mülteci, UNRWA'dan destek alarak yaşamını sürdürüyor.