Hamas yaptığı açıklamada, sivil Yahudi işgalcilerin Aksa'ya yönelik baskınlarını, ''işgal güçleri hükümetinin itibarını korumak için gerçekleştirilen umutsuz bir girişim'' şeklinde değerlendirdi.
Filistinlileri, Batı Şeria'daki şehirlerde gelecek cumayı "öfke günü" haline getirmeye davet eden Hamas, kalabalıklar halinde tüm temas noktalarında toplanılması, yerleşimler arasındaki yolların kesilmesi çağrısında bulundu.
Bu saldırıların daha fazla direniş ve engelleme ile karşılaşacağı aktarılan açıklamada, Filistin halkının, topraklarını ve kutsal değerlerini savunma ile ulusal kurtuluş projesine katılmaya; işgal güçleri ve sivil işgalciler karşısında kapsamlı bir direnişi etkinleştirmeye hazır olduğu vurgulandı.
İsrail polisinin eşlik ettiği fanatik Yahudiler, işgal altındaki Doğu Kudüs'ün Eski Şehir bölgesinde bulunan Mescid-i Aksa'ya sık sık baskın düzenliyor. Fanatik Yahudilerin Harem-i Şerif'e düzenlediği bu tür baskınlar bölgede gerginliğin tırmanmasına neden oluyor.
Kudüs İslami Vakıflar İdaresinin egemenliği ihlal ediliyor
İşgal altındaki Doğu Kudüs'te bulunan Mescid-i Aksa, Müslümanların ilk kıblesi olma özelliğini taşıyor. Yahudiler ise içinde Kıble Mescidi ile Kubbetu's Sahra Camisi'nin yanı sıra müze, medreseler ve büyük avlunun yer aldığı Mescid-i Aksa Külliyesi altında, sözde Süleyman Mabedi kalıntılarının bulunduğu iddiasıyla kazı çalışmaları yapıyor ve Mescid-i Aksa'da kendilerinin de ibadet etme hakları olduğunu savunuyor.
Mescid-i Aksa, İsrail ile Ürdün arasında 26 Ekim 1994'te imzalanan barış antlaşmasına göre Ürdün Vakıflar, İslami İşler ve Mukaddesat Bakanlığına bağlı Kudüs İslami Vakıflar İdaresinin himayesinde bulunuyor. Ancak Yahudiler, 2003'ten bu yana İdarenin izni olmadan İsrail'in tek taraflı kararıyla polis eşliğinde kutsal mabede giriyor.
Bu girişleri baskın olarak nitelendiren Kudüs İslami Vakıflar İdaresi, Müslümanların egemenliğinin ihlal edildiğini vurguluyor.