Suriye’de 2011 yılında başlayan iç savaş sonrası Beşşar Esed rejimi sivil halka yönelik onlarca kimyasal saldırı gerçekleştirdi.
Bu saldırılardan biri de, 4 Nisan 2017’de İdlib’in Han Şeyhun ilçesinde düzenlediği ve 100 sivilin hayatını kaybetmesine yol açan saldırıydı.
Esed rejiminin savaş uçakları ile gerçekleştirdiği saldırı sonrası bölgeye, Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü (OPCW) ekipleri ulaştı. OPCW, 19 Nisan'da kurbanlardan alınan kan ve idrar numunelerini incelemesi sonucunda, olayda sarin gazı tespit ettiklerini açıkladı.
OPCW ekipleri, kimyasal saldırının gerçekleştirildiği bölgelerde elde ettiği parçalardan birinin ise, kimyasal bombaların doldurma kapağı olduğunu belirledi.
OPCW 2017’nin ekim ayında yayımladığı raporunda da araştırma mekanizmasının elde ettiği bulgulardan olan 2 kapatma tapalı doldurma kapağının "Suriye'deki kimyasal hava bombalarıyla benzersiz şekilde uyuştuğunu" belirtti.
Diğer enkaz parçalarından alınan metal parçalarının da Suriye Hava Kuvvetlerinin kullandığı kimyasal mühimmatın parçalarına karşılık gelebileceği aktarıldı.
Uluslararası bağımsız araştırmacılar topluluğu Bellingcat de OPCW’nin elde ettiği bulgulardan yola çıkarak bir rapor yayımladı.
Buna göre, enkazdan elde edilen doldurma kapakları sadece “Suriye'deki kimyasal hava bombaları ile benzersiz şekilde uyumlu” değil, aynı zamanda 30 Mart 2017’de Hama’nın kuzeyindeki El-Lataminah bölgesinde gerçekleştirilen kimyasal saldırı sonrası bulunan parçalarla da benzer.
Zira iki bölgede de aynı boyutta “doldurma kapağı” parçaları elde edildi. Bu kapaklar da, Suriye kimyasal hava bombalarıyla "benzersiz bir tutarlılık içinde".
Peki bulunan kimyasal bomba parçalarının Beşşar Esed rejiminin elindeki kimyasal bombalarla eşleştiği nasıl anlaşıldı?
Rapor bu soruya da cevap veriyor. Buna göre, Suriye’de Esed rejimini destekleyen Rusya, Han Şeyhun saldırısında Esed rejiminin sarin gazı kullandığı iddialarını reddetmek için bir toplantı düzenledi.
Toplantıda yapılan sunumda, Suriye’nin elinde bulunan MYM6000 ve M4000 kimyasal silahlarının da şemasını verdi.
(Orjinal Rusça şemaya ulaşmak için tıklayın.)
Rapora göre Rusya’nın sunumu, rejimin sadece Han Şeyhun değil, El-Lataminah’taki saldırıyla da ilişkili olduğunu gösterdi. Şeması paylaşılan M4000 kimyasal bombası ile El-Lataminah’da enkazdan elde edilen parçaların eşleşmesi ile saldırılarda bu bombaların kullanıldığı teyit edilmiş oldu.
Rapora göre, El-Lataminah’ta kullanılan bomba, bir Suriye M4000 kimyasal bombasıydı.
Bellingcat ekibi, OPCW’nin Han Şeyhun’da kullanılan doldurma kapağı ile El-Lataminah’ta bulunan doldurma kapağı parçalarının “Suriye Hava Kuvvetleri tarafından kullanılan silahlarla benzersiz şekilde tutarlı” olduğu raporundan yola çıktı.
Elde edilen enkazın doğru modeli ile bombanın şeması çıkarıldı. Bu modellemeye, OPCW ekipleri tarafından bulunan ve daha sonra yayımlanan boyutlar ve doğru ölçümler kullanılarak ulaşmak mümkün oldu.
Daha sonra ise, her iki kentte bulunan enkaz parçaları, (Rusya tarafından yayımlanan bomba şemasındaki ölçüm ve detaylara dayanarak) bombanın 3B modeline yerleştirildi.
Ancak bununla birlikte, orijinal inceleme sırasında bir M4000 kimyasal bombasının açık kaynaklarda bulunabilecek bir videosu ya da fotoğrafı yoktu.
Kullanılan bomba tipini tam olarak doğrulamak ve başlığın “Suriye'deki kimyasal hava bombalarıyla benzersiz bir şekilde tutarlı olduğunu” doğrulamak için, bir M4000 kimyasal bombanın net görüntülerini bulmak gerekiyordu.
Bellingcat ekibi 2 yıl sonra, bu son karşılaştırmayı yapmalarını sağlayan bir M4000 kimyasal bomba görüntüsünü keşfetti.
Görüntüler 2013’ün nisan ayına ait.
Rejim 8 yılda 216 kimyasal saldırı düzenledi
Suriye’de 9'uncu yılına giren iç savaşta, Esed rejimi sivil halk ve muhaliflere karşı 216 kimyasal saldırı gerçekleştirdi. Uluslararası toplum ilk önce Esed rejiminin elindeki kimyasal stoklarının imha edilmesi üzerinde anlaşarak sorunu çözmeye çalıştı.
Ancak Esed rejimi ne kimyasal stoklarını imha etti ne de saldırılarını sonlandırdı. Dönemin ABD Başkanı Barak Obama'nın ilan ettiği "kimyasal silahların kullanılması kırmızı çizgisi" birçok kez ihlal edildi.
Obama'nın ardından göreve gelen Donald Trump döneminde de Suriye'de kimyasal silahlar kullanılmaya devam edildi. Trump geçtiğimiz yıl, rejimin Duma'da düzenlediği saldırılara sınırlı bir saldırıyla karşılık verdi.
Rejimin sicili kabarık
İç savaş boyunca Esed rejiminin gerçekleştidiği kimyasal saldırılardan bazıları şöyle:
Rejim, ilk büyük kimyasal silah katliamını 21 Ağustos 2013'te, başkent Şam'ın Doğu Guta bölgesinde yaptı. Bin 400'ün üzerinde sivilin hayatını kaybettiği katliam, uluslararası camianın gündemine oturdu.
Eski ABD Başkanı Barack Obama, daha önce Suriye'deki kırmızı çizgisini kimyasal silah kullanımı olarak açıklamış olsa da ABD ve Rusya, alternatif bir çözümde uzlaştı.
BM yaptırımlarla tehdit etti ama hala hukuk işletilmedi
2015 yılının nisan ayında Birleşmiş Milletler (BM), klorin gazının kullanılmasını kınayan 2209 numaralı bir beyan yayımladı ve Esed rejimini, klorin gazını kullanmaya devam etmesi halinde yaptırımlarla tehdit etti ancak şu ana kadar Esed rejimi için yargı süreci başlatılmadı.
14 Nisan 2015’te İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW) bir rapor yayımladı. Raporda Esed rejimi, İdlib’de 6 defa klorin gazı kullanmakla suçlandı.
29 Şubat 2016’da Şam çevresinde muhaliflerin mevzilerini kimyasal gaz taşıyan bombalarla hedef aldı. Saldırıdan sonra ortaya çıkan görüntülerde, saldırıdan etkilenenlerin nefes darlığı yaşadığı görüldü.
Beşşar Esed rejimi, 2016’nın ağustos ayında İdlib’in Serakib ilçesine patlayıcı yüklü varillerle saldırdı. Saldırılarda zehirli gaz kullanıldı. 30 kişinin yaralandığı saldırıda, yaralıların nefes alma güçlüğü yaşadığı gözlemlendi.
10 Ağustos 2016’da Esed rejimi patlayıcı yüklü varillerle Halep kenti çevresine saldırdı. Kullanılan zehirli gazdan etkilenen bir çocuk nefes darlığı nedeniyle hayatını kaybederken, birçok kişi de yaralandı.
Kimyasal stoklar imha edilmedi
ABD ile Rusya'nın uzlaşıya vardığı kimyasal silahların imha edilmesi hayata geçmedi. Yerel kaynaklar, uzlaşının ardından da rejimin zehirli kimyasal gazlar ile saldırı düzenlemeye devam ettiği yönünde bilgiler aktardı.
Rejim, 2013’ün aralık ayında Humus’ta kimyasal silaha bir daha başvurdu. Saldırı ile rejimin kimyasal silahları imha etmediği gün yüzüne çıktı.
Kaynak: Bellingcat, AA