Hocalı Katliamı, 27'inci yılında New York'ta Birleşmiş Milletler (BM) Genel Merkezi ve Ermenistan'ın BM Daimi Temsilciliği önünde protesto edildi.
Türk toplumundan onlarca kişi Ermenistan'ın BM Daimi Temsilciliği önüne siyah çelenk bıraktı. Katledilen 63 çocuğun isimlerini temsilciliğin kapısına yapıştırdı.
Gösterilerin ikinci adresi ise BM Genel Merkezi karşısındaki Dag Hammorskjold Parkı oldu.
Ellerinde Türkiye, Azerbaycan ve ABD bayraklarıyla parkta bir araya gelen kalabalık, "Hocalı için adalet" ve "Ermenistan kendinden utan" sloganları attı.
Üzerilerinde "Hocalı için adalet" yazılı siyah kazaklar giyen göstericiler ellerinde, "Ermenistan terörünü durdurun", "Ermeni işgalciler Azerbaycan topraklarından çıkın" ve "Dünya toplumu suçsuz çocukların öldürülmesine göz yummamalı" yazılı pankartlar açtı.
Göstericiler, uluslararası topluma ve BM'ye Hocalı Katliamı'nın hesabının sorulması çağrısında bulundu.
"Bu vahşet hiçbir makul insan dimağının almayacağı ölçüdedir"
Gösteride açıklama yapan Azerbaycan New York Cemiyeti Başkanı Ercan Yerdelenli, Hocalı Katliamı'nın üzerinden 27 yıl geçmiş olmasına rağmen, acılarının her geçen gün arttığını vurgulayarak, "1992'de yapılan bu vahşet hiçbir makul insan dimağının almayacağı ölçüdedir. Sadece katliam, etnik temizlik diye olaya bakarsak facianın dehşetini gözardı etmiş oluruz" dedi.
Uluslararası basının Hocalı'da yaşananları tüm çıplaklığıyla dünyanın gözü önüne serdiğini belirten Yerdelenli, "Hocalı kasabası Azerbaycanlılara süregelen savaşın emsalsiz bir gözdağı olarak sunulmuş ve ondan sonraki işgaller kolaylaştırılmıştır" ifadesini kullandı.
Yerdelenli, Türkiye ve Azerbaycan'a Hocalı Katliamının tanınması için birlikte hareket etmeleri çağrısında bulundu.
Katliamın tanığı yaşadıklarını anlattı
Hocalı Katliamı sırasında 11 yaşında olan ve katliamın tanıklarından Anar Usumov, yaptığı açıklamada, 26 Şubat 1992'de 27 akrabasının öldürüldüğünü, esir alınan akrabalarından ise halen haber alamadıklarını belirtti.
Hocalı'nın 1988'den itibaren abluka altında olduğunu, gaz ve elektrik bulunmadığını belirten Usumov, "Olaylar öncesi biz her gün Ermeni ve Rus birleşmelerine karşı savaştaydık. Bu katliamın olacağını biliyorduk ama ne zaman olacağını bilmiyorduk. Her gün ateş altında yaşıyorduk" diye konuştu.
Ermeni güçlerinin Hocalı'ya girmesinin ardından tehlikeyi hissettiklerini ve en yakın ormanlara kaçtıklarını kaydeden Usumov, "Gideceğimiz yere varmak için Ermenilerin içinden geçmemiz gerekiyordu. Zaten en önemli ve en trajik olaylar da orada oldu. Ermeniler o yolda birçok insanı öldürdü, öldüremediklerini de esir aldı" dedi.
"Kimse çocukluğumu ve gençliğimi geri veremez"
Hocalı'dan çıktıktan sonra Ağdam'a gittiklerini, buranın da 1993'te işgal edilmesiyle 10 yıl boyunca çok kötü şartlar altında çadır kentlerde yaşadıklarını anlatan Usumov, Hocalı'daki katliamın kendi hayatında bıraktığı izleri şöyle anlattı:
"O zamanlar biz yaşadıklarımızı çok normal gibi kabul ediyorduk. Gelişmiş ülkelere geldiğin zaman, insanların nasıl yaşadığını olaylara nasıl tepki verdiğini gördükten sonra senin nasıl bir trajik hayattan nasıl bir travmadan geçip geldiğini daha sonra anlıyorsun. Sonraki dönemlerde o travmalar etkisini gösterdi. O yılları savaşa kurban verdik."
Hocalı'da çocukluğu ve gençliğini, ailesini, evini bıraktığını ve şu anda San Francisco'daki bir lojistik şirketinde çalıştığını anlatan Usumov, "27 sene geçti. Bir 27 sene daha beklemeye tahammülümüz yok. Bu sorunun bir an önce çözüme kavuşması lazım. Benim ne çocukluğumu, ne gençliğimi geri getiremezler, sadece o topraklara bizi geri döndürmeleri lazım, işgal altındaki toprakları geri almamız lazım. Bunu da barışçıl yollarla yapmamız lazım" dedi.
Hocalı Katliamı
Ermenistan Silahlı Kuvvetleri, 26 Şubat 1992'de eski Sovyet ordusunun 366. Motorize Alayı ile Azerbaycan’ın Hocalı şehrini işgal ederek 63’ü çocuk, 106’sı kadın, 70’i yaşlı olmak üzere 613 kişiyi katletti. Katliamdan 76'sı çocuk 487 kişi ağır yaralı olarak kurtuldu. Ermeni güçleri bin 275 kişiyi esir aldı, bunların 150'sinden bugüne kadar haber alınamadı.
Kaynak: AA