Hollanda'nın, Türkiye ile arasındaki krizin çözümü için beklenen adımları atmaması, Özgürlük ve Demokrasi için Halk Partisi (VVD) lideri Mark Rutte için seçim malzemesi oldu.
Hollandalılar ve ülkede aşırı sağcı Özgürlük Partisi'nden ayrılarak Müslüman olan Birlik Partisi'nin lideri Arnoud Van Doorn, hükümetin Türkiye ile Hollanda arasındaki krizin çözülmesi için geri adım atmasının yaklaşan yerel seçimlerle ilgili olduğunu söyledi.
Van Doorn, şunları anlattı:
"VVD partisi kendini her zaman daha iyi olarak göstermiş ve dışarıya güçlü bir parti imajı vermiştir. Muhalefet partileri şimdi bu imajını bozmaya çalıştığı için alınan kararda etkili olmuş olabilir. Hollanda Dışişleri Bakanı Halbe Zijlstra'nın iki hafta önce Türkiye ve PKK hakkında yaptığı açıklama muhalefet ve seçmen tarafından çok eleştirildi. Rutte, bunun partiye zarar verebileceğini gördüğü için hükümetin Türkiye ile Hollanda arasındaki krizin çözülmesi için geri adım atmasının yüzde 100 yerel seçimlerle ilgili olduğunu düşünüyorum."
Hollanda Başbakanı Mark Rutte'nin, partisinin zayıflamasını engellemek için önlem alması gerektiğini belirten Doorn, iki ülke arasındaki görüşmeler iyi giderken hükümetin böyle bir adım atmasının, seçim kaygısı olduğu düşüncesini daha da güçlendirdiğini söyledi.
"Hollanda'da, Sosyalist Parti (SP) milletvekili Sadet Karabulut aracılığı ile meclisteki çoğu partinin desteğini alan güçlü bir PKK lobisi var. Bazı kaynaklardan aldığımız bilgiye göre, iki ülke arasındaki görüşmeler iyi giderken hükümetin böyle bir adım atması lobinin gücünü gösteriyor ve seçim kaygısı olduğu düşüncesini daha da güçlendiriyor."
Sosyal medyadan yazdılar
Hollanda hükümetinin Türkiye ile Hollanda arasındaki krizin çözülmesi için beklenen adımları atmamasının yaklaşan yerel seçimlerle ilgili olduğunu düşünen Hollandalılar da sosyal medya üzerinden mesajlarını paylaştı.
Sosyal medyada Hollandalı bazı kullanıcıların, "Kurnaz Rutte yaptığı bu numara ile Hollandalıları yine kandırmaya çalışıyor. Bu bir aldatmaca. Rutte, seçimler için ateşi yaktı ama biz buna kanmayız", "Biz de Rutte ile Zijlstra'nın Türkiye karşıtı tutumunun gelecek yerel seçimlerle hiçbir ilgisi olmadığını düşünüyorduk" ve "VVD'nin büyük seçim oyunu! 2018 yerel seçimleri sonrası büyükelçi tekrar Türkiye'ye gidebilir" gibi mesajları dikkat çekti.
Hollanda Dışişleri Bakanlığı, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ve Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya'nın Mart 2017'de, referandum çalışmaları için Türk vatandaşlarıyla buluşmalarını engellemesiyle başlayan krizin ardından Türkiye'ye gelmesi istenmeyen Ankara Büyükelçisi'nin resmi olarak geri çekildiğini açıklamıştı.
Diplomatik kaynaklar, Türkiye'nin, krizden sonra Hollanda tarafına durumu telafi etmesi için bazı şartlar ilettiğini ancak Hollanda'nın ilişkilerin normalleşmesi için beklenen adımı atmadığını belirtmişti.
Hollanda'nın krize neden olan diplomatik skandalları
Hollanda hükümeti, Türkiye'deki anayasa değişikliği referandumu döneminde, Hollanda'da Türk vatandaşlarıyla bir araya gelerek konuşma yapmayı planlayan Çavuşoğlu'nun uçağına verilen iniş iznini iptal etmişti.
Bakan Kaya'nın 11 Mart 2017'de de Rotterdam'daki Türk konsolosluğuna girişine izin vermeyen Hollandalı yetkililer, Kaya'nın korumalarını gözaltına almış ve kendisini de polis eskortuyla Almanya'ya gitmeye zorlamıştı.
Hollanda güvenlik güçleri, Kaya'ya destek vermek için gelen binlerce Türk vatandaşına polis köpekleri ve atlı polisleri kullanarak sert şekilde müdahale etmişti. Rotterdam Başkonsolosluğu önünde bekleyen Türk vatandaşlarına yönelik polis şiddetinde, en az 7 kişi yaralanmış ve 12 kişi gözaltına alınmıştı.
Gelişmeler üzerine Türkiye, ülke dışında bulunan Hollanda'nın Ankara Büyükelçisinin dönmesini istememişti. İki ülke, diplomatik temsilini karşılıklı olarak maslahatgüzar düzeyinde tutuyor.
Kaynak: AA