Eğitim ve sağlık sektörü, toplu taşıma araçları ve devlet dairelerinde yüzün tanınmayacak şekilde örtünmesini yasaklayan yasa, Hollanda Senatosu tarafından onaylandı. Karara tepki gösteren Müslüman örgütler, kararın uluslararası hukuka aykırı olduğuna dikkat çekti.
Devlet ile Müslümanlar Arası İletişim Organı (CMO) Başkanı Halil İbrahim Karaaslan, kurum olarak burka yasağı yasasının onaylanmasından dolayı üzgün olduklarını söyledi.
Karaaslan, "Yeni bir kanun, baskılara karşı herkesi koruma altına alması için çıkarılması gerekirken, bu sefer baskı yapanlar ve kendi normlarını dayatanlar için bir silah oldu" dedi.
Gelişmeleri titizlikle takip edeceğiz
Hollanda Senatosu'na tepkilerini ve yasayla ilgili kaygılarını içeren bir mektup gönderdiklerini belirten Karaaslan, "Müslümanlar ve İslam'la ilgili gelecekteki gelişmeleri titizlikle takip edeceğiz. Ülkede ve özellikle Müslümanlara yönelik her türlü olumsuzlukları önlemek için çaba sarf edeceğiz" ifadesini kullandı.
Yasak, uluslararası hukuka aykırı
Milli Görüş teşkilatlarına bağlı Hollanda İslam Federasyonu (NIF) yöneticisi Hasan Hüseyin Göğüş ise burka yasağının uluslararası hukuka aykırı olduğuna dikkati çekerek, "Hükümetin bu uluslararası hukuka saygı göstererek, bunu koruması ve garanti altına alması lazım. Hükümetin herkesin kendi seçimini yapabileceği, zorlanmadığı ya da tehdit altında kalmadığı bir ortam oluşturması lazım" diye konuştu.
Ülkede burka probleminin neredeyse yok denilecek kadar az olduğunu ifade eden Göğüş, şunları söyledi:
"Din özgürlüğünün kısıtlanması, uluslararası ve ulusal hukuka göre sadece çok acil ve gerekli durumlarda olabilir. Biz böyle bir durumun olmadığını görüyoruz. Güvenlik açısından geçtiğimiz yıllarda ne Hollanda'da ne de komşu ülkelerde hiçbir problem yaşanmadı. Düşünce özgürlüğü hakları, insanların giyim tarzındaki özgürlüğünü garanti altına alıyor."
"13 yıl boyunca bu yasa tasarısına karşı mücadele edebilirlerdi"
Müslümanların kurduğu NIDA partisinin Lahey Belediye Meclis Üyesi Cemil Yılmaz da onaylanan yasanın anayasaya aykırı, İslamofobik olduğunu ve ayrımcılık içerdiğini vurgulayarak, bu yasanın 13 yıl önce ırkçı Özgürlükler Partisi'nin (PVV) sunduğu önerge ile başladığına dikkat çekti.
Liberallerin seçici olmak yerine, her türlü farklılığın yanında olması gerektiğini savunan Yılmaz, "Liberal, demokrat, sosyal ya da muhafazakar olduğunu iddia eden siyasi partiler, siyasiler ve bu partiye mensup kişiler 13 yıl boyunca bu yasa tasarısına karşı mücadele edebilirlerdi. Ayrıca Hollanda'daki İslami topluluğun ve kurumların da her platformda bu yasa tasarısını önlemek için 13 yıl boyunca zamanları vardı" değerlendirmesinde bulundu.
Yılmaz, bunun son kez bir ders niteliğinde olmasını ve Hollanda'daki İslami topluluğun ve kurumların kendi çıkarlarını bir yana bırakarak birlikte hareket etmelerini sağlamasını umduğunu aktardı.
"Özgürlüğün kısıtlanması özgürlük olamaz"
Denk Partisi Meclis Grup Başkanı Tunahan Kuzu da bu yasa tasarısının onaylanmaması için Temsilciler Meclisi'nde çok çaba sarf ettiklerini belirterek, "Özgürlük adı altında ülkede yaşayan 300 kadının özgürlüğünün kısıtlanması özgürlük olamaz" dedi.
Kaynak: AA