"Ulusal Marş Yönetmeliği" adı verilen tasarı, Lam'ın onayının ardından yarın Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girecek.
Muhaliflerin Çin'in Hong Kong'un özerkliğine, demokratik yönetim tarzına müdahale olarak gördüğü tartışmalı tasarı, 4 Haziran'da muhaliflerin boykot ettiği oturumda Çin yanlısı 41 delegenin oyuyla kabul edilmişti.
Lam, konuyla ilgili yaptığı açıklamada, yasanın kabulüyle Hong Kong'un anayasal yükümlülüğünü yerine getirdiğini ve "tek ülke, iki sistem" anlayışına bağlılığını sürüdürdürdüğü belirterek, "Umarım vatandaşlar Milli Marş'a kendi iradeleriyle saygı gösterirler. Mili Marş'ın değerinin anlatılması büyük önem taşıyor. Milli Marş'ın ve tarihin ruhunu gelecek nesillere aktarabilmek, çalınması ve söylenmesi sırasında gerekli kurallara uyulmasını sağlamak için Eğitim Bürosu, okuların müfredatlarını ve kaynaklarını yenilemesi için çalışmalar yürütecek." dedi.
Ulusal Marşı Koruma Yasası
Çin hükümeti, Kasım 2017'de ülkenin milli marşına hakaret ve aşağılayıcı davranışta bulunanlara 15 güne kadar gözaltı, 1 yıldan 3 yıla kadar hapis, para ve siyasi haklardan mahrumiyet cezaları verilebilmesini öngören bir yasa kabul etmişti.
Hong Kong ve Makau Özel İdari Bölgeleri'nde uygulanması kararlaştırılan yasa, Hong Kong'da daha önce yabancı takımlarla yapılan futbol maçlarında, taraftarların Çin Ulusal Marşı'nı yuhalaması nedeniyle çıkarılmıştı.
Yasa için İçişleri Komitesi Başkanı yeniden seçildi
Tasarının yasalaşması, Hong Kong Yasama Meclisi'nde demokrasi yanlısı muhalif delegelerin komite toplantılarında oyalaması nedeniye engelleniyordu.
Çin'in tepkisi üzerine tasarının meclise sunulmasından sorumlu İçişleri Komitesi'nde yeni başkanlık seçimi yapılmış ve komitenin başına Çin yanlısı delege Starry Lee seçilmişti.
Lee'nin ilgili komitenin başına getirilmesi, Çin'in uzun süredir beklediği Çin Milli Marşı tasarısının yasalaşmasının önünü açmıştı.
Hong Kong'un statüsü
Hong Kong, 1898'de imzalanan "kira sözleşmesi" ile uzun yıllar İngiltere hakimiyetinde kaldıktan sonra 1997'de Çin'e devredilmişti.
İmzalanan ortak deklarasyon çerçevesinde Hong Kong'a 2047'ye kadar basın, ifade, toplanma, inanç ve serbest akademik çalışma gibi özgürlükleri ile bağımsız idari ve hukuki yapısını koruma hakkı tanınmıştı.
Hong Kong, Çin'e bağlı olmasına rağmen kendine ait para birimi, dil, hukuk sistemi ve kimlik kullanıyor. Özerk yapılı bölgenin sadece savunma ve dış politika gibi konularda Pekin'e bağlı olduğu bu yönetim modeli, "bir ülke, iki sistem" olarak adlandırılıyor.
Demokrasi savunucuları, başta Hong Kong'da adayların Pekin yönetimince belirlendiği seçim modeli olmak üzere bölgedeki mevcut Çin kaynaklı pratiklerin söz konusu "bir ülke, iki sistem" ilkesine aykırı olduğu görüşünü savunuyor.