Seçim komitesi üyelerinin belirlenmesi için, farklı meslek ve sektörleri temsil eden yaklaşık 4 bin 900 seçmenin, komitedeki 364 sandalye için 412 aday arasından tercih yaptığı belirtildi.
Hong Kong'un liderini belirleyecek Mart 2022 seçimlerinde, belirli seçmenlerin yoğun güvenlik önlemleri altında oy kullandığı bildirildi.
Hong Kong Baş Yöneticisi Carrie Lam, yaptığı açıklamada, "sadece vatanseverlerin göreve gelmesini sağlayacak şekilde iyileştirildikten sonra yapılan ilk seçim olduğu için" bunun çok anlamlı olduğunu ifade etti.
Lam’ın Mart 2022’de aday olup olmayacağı ise henüz bilinmiyor.
Seçim komitesi için oy kullanan kişilerin çoğunlukla ticaret ve dini toplulukların temsilcilerinin olduğu belirtildi.
Oylamanın yoğun güvenlik önlemleri altında yapıldığı kaydedilerek, seçim sandıklarını korumak için 6 bin polisin görevlendirildiği bildirildi.
Seçim sonucunun bugün akşam saatlerinde açıklanması bekleniyor.
Çin, Hong Kong'daki seçim sisteminde değişiklikleri onaylamıştı
Çin Halk Kongresi Daimi Komitesi, 30 Mart'ta Hong Kong Özel İdare Bölgesi'nde seçim sistemini revize eden yasal değişiklikleri onaylamıştı.
Hong Kong'un anayasası niteliğindeki Temel Yasa'nın 1. ve 2. ek maddelerinde yapılan değişiklikler, Daimi Komitenin 167 üyesinin katıldığı oturumda oy birliğiyle kabul edilmişti.
Yasama Konseyindeki değişiklikler
Değişiklerle Hong Kong'un yerel yasama organı niteliğindeki Yasama Konseyinde doğrudan seçimle belirlenen sandalye sayısı azaltılmış ve Konseydeki sandalye sayısı 70'ten 90'a çıkarılmıştı.
Doğrudan seçimle belirlenen sandalye sayısı ise 35'ten 20'ye düşürülmüştü.
Hong Kong Baş Yöneticisini seçmekle görevli Seçim Komitesinin üye sayısı 1200'den 1500'e çıkarılmış, bu komitenin yasama Konseyinin 40 üyesini de belirlemesine karar verilmişti.
Konseyin kalan 30 üyesinin ise iş ve meslek odaları ile sektör temsilcileri tarafından seçilmesi kararlaştırılmıştı.
Hong Kong'un statüsü
Hong Kong, 1898'de imzalanan "kira sözleşmesi" ile uzun yıllar İngiltere hakimiyetinde kaldıktan sonra 1997'de Çin'e devredilmişti.
İmzalanan ortak deklarasyon çerçevesinde Hong Kong'a 2047'ye kadar basın, ifade, toplanma, inanç ve serbest akademik çalışma gibi özgürlükleri ile bağımsız idari ve hukuki yapısını koruma hakkı tanınmıştı.
Hong Kong, Çin'e bağlı olmasına rağmen kendine ait para birimi, dil, hukuk sistemi ve kimlik kullanıyor. Özerk yapılı bölgenin sadece savunma ve dış politika gibi konularda Pekin'e bağlı olduğu bu yönetim modeli, "bir ülke, iki sistem" olarak adlandırılıyor.
Pekin yönetiminin son yıllarda Ulusal Güvenlik Yasası gibi yasal değişikliklerle bölgenin özerk yönetim yapısını aşındı rdığı eleştirileri yapılıyor.