Çinli teknoloji firması Huawei'in ABD'nin kırsal bölgelerinde yer altındaki kıtalar arası balistik füze (ICBM) rampalarının çevresine yoğunlaşan telekomünikasyon ağının, ülkeye "potansiyel güvenlik tehdidi oluşturduğu" iddia edildi.
ABD merkezli yayın kuruluşu CNN'in haberinde, Montana eyaletindeki Malmstrom Hava Kuvvetleri Üssü'nün çevresinde 100'den fazla ICBM rampasının bulunduğu yaklaşık 22 bin kilometrekarelik alandaki telefon ağının, ülkeye "potansiyel güvenlik riski teşkil ettiği" ileri sürüldü.
"Siber saldırıya olanak sağlayabilir"
Bu kırsal alana yoğunlaşan telekomünikasyon ağının, Çinli teknoloji şirketinin siber espiyonaj ve saldırı yapabilmesine olanak sağlayabilecek bir tehdit ortaya çıkardığı iddia edildi. Güvenlik uzmanları, söz konusu teknolojilerin ABD'nin kilit önemdeki ICBM rampalarına bu denli yakın olmasının yol açabileceği tehditlere dikkati çekti.
Washington merkezli Stratejik ve Uluslararası Araştırmalar Merkezinin (CSIS) Teknoloji Politikaları Program Direktörü James Lewis, Çin'in ABD'ye karşı büyük bir casusluk kampanyası yürüttüğünü savundu.
Çin'in kendine nüfuz oluşturmak için siber espiyonaj faaliyetlerinde bulunduğunu söyleyen Lewis, "Bunları göz önünde bulundurun ve söyleyin, en önemli askeri üslerimizin etrafındaki telefon sistemleri hakkında ne kadar rahat hissediyorum?" dedi.
"Çin için yeni bir stratejik yetenek"
Lewis, Çin'in ICBM komuta ve kontrol merkezine müdahale etmeye karar verebileceğini belirterek, "Bu, göz ardı edilebilecek bir risk değil. Çin için yeni bir stratejik yetenek. Beklediğimiz türden değil, askeri değil, bu bir silah değil, bu geleneksel saldırı değil." ifadelerini kullandı.
CNN'e konuşan eski bir ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon) yetkilisi, söz konusu hücresel telefon ağlarının veri toplayarak istihbarat, gözlem ve keşif için etkili bir yol olduğuna dikkati çekerek, "Çinlilerin bunu yaptığını gösteren hiçbir kanıtım yok fakat potansiyel fırsat ortada." yorumunu yaptı.
Füze alanlarının genel statüsünün ne olduğu, hangilerinin aktif, hangilerinin bakımda olduğu gibi detayları bilmediğini aktaran eski Pentagon yetkilisi, "Bunlar masum veriler gibi görünebilir ama çok önemli." şeklinde konuştu.
Huawei krizi
Huawei’nin sahibi Rın Cıngfey’nin kızı ve şirketin Mali İşler Direktörü (CFO) Mıng Vancou, ABD’nin İran’a yönelik yaptırımlarını delmek suçlamasıyla 1 Aralık 2018'de Kanada’nın Vancouver kentinde tutuklanmıştı. 3 gün süren kefalet duruşmasının ardından davaya bakan Kanadalı Hakim William Ehrcke, Mıng'ın ABD'nin resmi iade talebini beklerken 10 milyon Kanada doları kefaletle şartlı salıverilmesine hükmetmişti.
Mıng'ın tutuklanmasından sonra Çin, Kanadalı eski bir diplomat olan Michael Kovrig ile iş adamı Michael Spavor’u, ulusal güvenliği tehlikeye atan faaliyetlerde bulunma iddiasıyla tutuklamıştı. Çin ayrıca, uyuşturucu kaçakçılığı davasından, 2016 yılında 15 yıl hapis cezasına çarptırılan bir başka Kanada vatandaşı Robert Schellenberg'i de yeniden yargılayarak ölüm cezasına mahkum etmişti.
Kanada Federal Adalet Bakanlığı, 2 Mart'ta Mıng Vancou'nun ABD'ye iade sürecinin başlatıldığını duyurmuştu.
Huawei Yönetim Kurulu Başkan Vekili ve Dönüşümlü CEO'su Guo Ping, 7 Mart'ta yaptığı açıklamada, ABD Senatosunun şirketin ürünlerine yönelik yasağı destekleyecek bir kanıt sunamadığını belirtmiş ve Teksas'taki bir federal mahkemede ABD hükümetine dava açtıklarını duyurmuştu.
Kaynak: AA