Kazakların ünlü yazarı Abiş Kekilbayev’in ismini taşıyan müze, yaklaşık 57 bin orijinal eseriyle bölgenin kadim tarihine ışık tutuyor.
Müzede, 2014'te Mangistau’daki "Altın Kazgan" kazı bölgesinde keşfedilen 97 Hun dönemi eseri de sergileniyor.
Bunların arasında milattan sonra 5. yüzyılda Hun askerinin kullandığı saf altın ile gümüş karışımından işlenen eyer ve dizgin dikkati çekiyor.
Yaklaşık 2 bin yıllık Hun askerine ait dizgin ve eyeri görmek için müzeye her yıl ülke içi ve dışından yüzlerce ziyaretçi geliyor.
"Hunlar at üstünde yaşayan savaşçı bir halk"
Abiş Kekilbayev Bölge Tanıtımı Müzesi Uzmanı Bakıtcan Kudaybergenulı, Hun savaşçısına ait dizgin ile eyerin müzenin gözde eserleri arasında yer aldığını söyledi.
Kudaybergenulı, Hunların at üstünde yaşayan savaşçı bir halk olduğunu belirterek, şunları anlattı:
"Söz konusu dönemde, bir asker öldüğü zaman yanında bindiği at ile defnetme töreni yaygındı. Hun savaşçısına ait bu at dizgini ve eyerinde 5. yüzyılda Hunların geliştirdiği polikrom stilinin kullanıldığını görüyoruz. At dizgininde insan yüzü, at eyerinde ise hayvan resimleri çizilmiş."
At dizginin saf altın, eyerinin ise gümüşten yapıldığını belirten Kudaybergenulı, "Hun dönemine ait bu eserin şimdilik eşi benzeri yok." ifadesini kullandı.
Müzede geleneksel ağaç ev de sergileniyor
Müzede, ayrıca UNESCO Somut Olmayan Kültürel Miras Listesi'nde yer alan Mangistau yöresine ait geleneksel çadır evi de görmek mümkün.
Kudaybergenulı, göçebe kültüründen gelen Kazakların yüzyıllardır yaşadığı geleneksel çadır evlerin Mangistau bölgesinde ağaç evi olarak bilindiğini anlatarak, "Mangistau’da diğer bölgelere göre çadır evlerin ustaları hala var. Bunun için onun orijinal halini koruyabildik." dedi.
Müzede sergiledikleri çadır evin her detayının bölgenin önde gelen ustaları tarafından yapıldığını aktaran Kudaybergenulı, "Çadır evin dış kısmında kaliteli koyun yünü kullanıldı. Böylelikle, yazın içerisi serin, kışın ise sıcak oluyor." diye konuştu.