Uluslararası kuruluşların yardımlarını askıya almasının ardından İdlib ve Halep kırsalında on binlerce hastaya ücretsiz sağlık hizmeti veren 18 hastanede faaliyetler durma noktasına geldi.
İdlib Ulusal Hastanesi, Rahme, İhlas, Salam, Sarmada Psikiyatri ve Kefertaharim gibi büyük hastaneler, kısıtlı imkanlardan dolayı hizmetlerini en alt seviyeye indirdi.
Maddi ve lojistik destek kesildi
İdlib Sağlık Müdürü Dr. Salim Abden, uluslararası yardım kuruluşlarının İdlib'de 18 hastaneye yönelik maddi ve lojistik desteğini kestiğini söyledi.
Abden, "Sivillerin sağlık hizmeti alabilmeleri için yardım kuruluşlarının hastanelere desteklerini yeniden aktifleştirmesi gerekiyor" dedi.
Hastanelerin genellikle dahiliye, cerrahi, kadın hastalıkları ve çocuk hastalıkları alanında hizmet verdiğini ifade eden Abden, "Desteğin kesilmesi, sağlık sektörünü çökme riskiyle karşı karşıya bıraktı" uyarısında bulundu.
"Mevcut imkanlar kısa sürede bitecek"
İdlib'in kuzeyindeki Hıreyten Kadın ve Çocuk Hastalıkları Hastanesi Müdürü Dr. Edip Abdurrahman da yardımların kesilmesinin bölge halkını felakete sürükleyeceğini vurguladı.
Dr. Abdurrahman, kış aylarının çetin geçtiği İdlib’de COVID-19 vakalarının artışta olduğu bir dönemde sağlık sektörüne yardımların kesilmesinin on binlerce hastayı mağdur edeceğini kaydetti.
Yardım kuruluşları ve bağışçılarını sorumluluklarını üstlenmeye davet eden Abdurrahman, "Destekten mahrum bırakılan hastaneler kısıtlı imkanlarla hizmet vermeye çalışıyor ancak mevcut imkanlar kısa sürede bitecek" diye konuştu.
"Bölge halkı yoksulluk içinde yaşıyor"
Rahma Hastanesi Müdürü Dr. Ahmed Gandur da aylık 30 binden fazla sivile çeşitli alanlarda ücretsiz sağlık hizmeti verdiklerini anlattı.
Gandur, yardımların tekrar aktif edilmesinin önemine dikkati çekerek, "Sağlık tesislerine sağlanan desteğin askıya alınması, bölgede yaşayan milyonlarca sivili olumsuz etkileyecek. Bölge halkı yoksulluk içinde yaşıyor. İlaç alma ve tedavi olma imkanları yok" ifadelerini kullandı.
İdlib'deki durum
Türkiye, Rusya ve İran, 2017'deki Astana toplantısında, Esed rejiminin kontrolünde olmayan alanda 4 "gerginliği azaltma bölgesi" oluşturma kararı aldı.
Rejim, İran destekli teröristler ve Rusya, saldırılara devam edip 4 bölgeden 3'ünü ele geçirip İdlib'e yöneldi.
Türkiye, Eylül 2018'de Rusya ile ateşkesi güçlendirmek için ek mutabakata varsa da saldırılar Mayıs 2019'da tekrar şiddetlendi. Türkiye ile Rusya'nın 5 Mart 2020'de sağladığı yeni mutabakatın ardından ateşkes büyük ölçüde korunuyor.
2017-2020 döneminde saldırılardan kaçan yaklaşık 2 milyon sivil, Türkiye sınırına yakın bölgelere göç etmek zorunda kaldı.