Almanya, İkinci Dünya Savaşı'nı kaybetmesinden sonra işgal kuvvetleri ABD, Fransa ve İngiltere’nin kendi yönetim birimlerini birleştirmesiyle 1949’da batıda Federal Almanya Cumhuriyeti (BRD), doğuda da Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği (SSCB) etkisi altında bulunan ve sosyalist sisteme sahip Alman Demokratik Cumhuriyeti (Doğu Almanya) kurularak ikiye bölündü.
Doğu Almanya'nın ekonomik olarak gelişmemesinden ötürü on binlerce kişinin, refah seviyesi yüksek Batı Almanya’ya kaçmaya başlaması üzerine Doğu Almanya yönetimi, önce bu kaçışları engellemeye çalıştı, sonra 1961’de Berlin Duvarı’nı inşa etti.
SSCB Devlet Başkanı Mihail Gorbaçov’un 1980'lı yıllarda açıklık ve yeniden yapılanma politikasıyla Polonya ve eski Çekoslovakya’da başlayan reform süreci, tüm Doğu Bloku ülkelerinde olduğu gibi Doğu Almanya’yı da etkiledi.
Doğu Alman halkı, 1980’lı yılların sonunda rejime karşı sokaklara çıktı. Yoğun protestolar sonucunda 9 Kasım 1989’da "Utanç Duvarı" olarak anılan Berlin Duvarı yıkıldı. Bu durumu fırsat olarak gören dönemin Federal Almanya Cumhuriyeti hükümeti, SSCB ve diğer işgal güçleriyle yaptığı müzakerelerin ardından Doğu Almanya’yı yönetimi altına aldı.
Böylelikle iki farklı siyasi sisteme sahip bu iki Alman ülkesi, 40 yılı aşkın bölünme sürecinin ardından 3 Ekim 1990’da birleşti.
Bugün, Almanya’nın doğusunda ve batısında yaşayanlar arasında yaşam standardı ve dünyaya bakış açıları konusunda farklılıklar olduğu belirtilse de Almanların büyük bölümü, iki Almanya’nın birleşmesini olumlu buluyor.
Alman hükümetinin Doğu Sorumlusu Carsten Schneider’in yaptırdığı araştırmaya göre, Alman halkının yüzde 61’i birleşmeyi bir kazanç olarak görüyor.
Raporda, Doğu Almanların ikinci sınıf vatandaş olduğu algısının Alman halkında 2020’ye göre 2022’de 4 puan azalarak yüzde 38’e gerilediği belirtildi. Bu oranın, ülkenin doğusunda yaşayanlarda yüzde 63, batıda yüzde 33 olduğu bildirildi.
"Bunun gerçekleşmesi çok büyüleyici"
Berlin’de yaşayan Ursula Winter, iki Almanya’nın birleşmesinin insanların kafalarında henüz tam olarak tamamlanmadığını belirterek, “Çocukken bunun gerçekleşeceğini (Almanya’nın birleşmesi) hayal bile edemezdim. Belki büyükanne olduğumda görebileceğimi düşünürdüm. Bunun gerçekleşmesi çok büyüleyici. İnsanların kafalarında tam olarak oluşmazsa da bir Almanya var." ifadelerini kullandı.
Winter, Almanya’nın doğusu ile batısı arasında hala farklılıkların bulunduğunu dile getirerek, “Bu davranışlarda zorluklarla başa çıkma da görülüyor. Hatalar daha çok hükümetlerde veya başka şeylerde aranıyor. Bunu farklıkların hala var olduğuna ilişin bir örnek olarak görüyorum.” dedi.
"Tarihte yaşananlardan büyük minnettarlık duyuyorum"
88 yaşındaki emekli savcı Wolfgang Pfaff, iki Almanya’nın birleşmiş olmasının artık olağan bir durum haline geldiğini ifade ederek, “Belki bu Almanya’nın doğusunda biraz faklı. Aslen Almanya’nın güneyinden geliyorum, sürekli bunu kıyaslarım. Almanya’nın doğusunda biraz daha bir şeyler yapılması lazım. Bunu söylemek lazım.” değerlendirmesinde bulundu.
Ülkenin doğusu ile batısında yaşayanlar arasında farklılıklar olup olmadığına ilişkin Paff, “Genelde bu düzeldi ancak hala benim gibi yaşlılar, gençlerden Doğu Almanya ile daha farklı meşgul oluyor. Elbette Doğu Almanya’yı ele alırsanız bu, gizli servislerin çalıştığı ve çok olumsuz gelişmelerin olduğu bir sistemdi. Bu, benim eski mesleğimden değerlendirdiğim bir konu.” diye konuştu.
Paff, iki Almanya’nın birleşme döneminde Karlsruhe kentinde Federal Başsavcılıkta savcı olarak görevli olduğunu anlatarak, “Benim için bu, büyük bir olaydı. Almanya’nın batısı da özgür değildi. Bizim mutlak egemenlik olanaklarımız yoktu ancak bunların hepsi daha sonra yeniden birleşme ile bağlantılı olarak geldi.” dedi.
İki Almanya’nın birleşmesinden mutlu olduğunu vurgulayan Pfaff, “Bu anlamda tarihte yaşananlardan büyük minnettarlık duyuyorum.” değerlendirmesinde bulundu.
"Zorluklardan geçmek gerekiyor, bunun alternatifi yoktu"
Soyadını söylemek istemeyen ve eşi Manfred ile Berlin’de yaşayan Helga da iki Almanya’nın birleştiği dönemin kendileri için çok heyecanlı geçtiğini belirterek, “Bu sürede çok şey değişti." dedi.
Almanya’nın doğusunda yaşadıklarını aktaran Helga, “Zorluklar var. Berlin’de daha az ancak kırsal kesimde zorluklar ve farklılıklar çok büyük.” ifadelerini kullandı.
Manfred de “Temelde bu konuda Doğu ile Batı Almanya arasındaki sosyalleşmenin farklı olduğunu görmek gerekir." dedi.
İki ülke birleştikten sonra çalışanların yeni sisteme alışma konusunda zorluklar yaşadığını belirten Manfred, “Sigortalar, bankacılık ve bu gibi benzeri şeyler. Bu, zordu ancak başka alternatif de yoktu. Bu zorluklardan geçmek gerekiyordu.” dedi.
Helga ve Manfred, duvarın yıkılmasından ve iki Almanya’nın birleşmesinden mutlu olduklarını dile getirdi.