Eski İsrail Başbakanı Ariel Şaron’un 2000 yılında Mescid-i Aksa’ya girmesi ile başlayan "İkinci Filistin İntifadası"nın 16. yılı dolayısıyla Gazze'de gösteri düzenlendi.
Hamas'ın çağrısıyla düzenlenen anma etkinliğine katılan Filistinliler, "Vatan toprağı özgürleşene kadar İntifada devam edecek." , "İntifadanın sesinden daha yüksek ses yok." yazılı pankartlar açtı.
Hamas yöneticilerinden Emir Ebu'l Amreyn, yaptığı konuşmada, Filistin halkı İsrail işgalini topraklarından kazıyana değin intifadasını sürdürecek." dedi.
Filistin tarihi için İntifada'nın önemine dikkati çeken Ebu'l Amreyn, Filistin halkının haklarının iade edilmesi ve milli değerlerinin korunmasının, intifadalar ve İsrail işgaline direnişle gerçekleşeceğini söyledi.
Ebu'l Amreyn, Arap ülkelerine ve İslam dünyasına da Filistin'e mümkün olan her türlü desteği vermeleri çağrısında bulundu.
İkinci İntifada
Dönemin İsrail Başbakanı Ariel Şaron'un 28 Eylül 2000'de İsrail askerinin koruması altında Aksa'nın avlusunda dolaşması İkinci İntifada'nın fitilini ateşledi. Filistinlilerle İsrail askerleri arasında 7 kişinin hayatını kaybetmesine, 250 kişinin ve 13 İsrail askerinin yaralanmasına neden olan çatışmaların ardından Batı Şeria ve Gazze Şeridi'ndeki kentlerde onlarca kişinin yaralanmasına neden olan şiddet olayları hızla yayıldı.
Çatışmaların üçüncü gününde, bir duvarın dibine sığınan Filistinli silahsız bir baba ve 11 yaşındaki oğlu Muhammed ed-Durra kendilerini ateşten korumaya çalışırken İsrail askerlerinin doğrudan ateşine maruz kalmaları ve Durra'nın babasının gözleri önünde öldürülmesinin kameralara yansımasıyla öfke dalgası her geçen gün büyüdü. "İkinci İntifada'nın" sembol ismi haline gelen Durra'nın öldürülmesinin ardından Filistin halkı sokaklara çıktı ve gösteri düzenledi. İsrail askerleriyle Filistinliler arasındaki çatışmalar, çok sayıda kişinin ölmesine ve yaralanmasına neden oldu.
Binlerce Filistinli hayatını kaybetti
Beş yıl süren İkinci İntifada sırasında 4 bin 412 Filistinli hayatını kaybederken, 48 bin 322 Filistinli yaralandı. Aynı zamanda söz konusu çatışmalarda bin 69 İsrailli öldü, 4 bin 500 İsrailli yaralandı. İkinci İntifada süresince Batı Şeria ve Gazze Şeridi, İsrail askerlerinin istilalarına, binlerce evin yıkılmasına, tarım alanlarının tahrip edilmesine sahne oldu.
Filistinlilerin işgale karşı isyanı anlamına gelen İkinci İntifada’nın en önemli olaylarından biri de Filistin Halk Kurtuluş Cephesi'nin üstlendiği İsrail Turizm Bakanı Rehavam Zeevi'ye yönelik suikasttı. İsrail de 2000 yılında başlayan İntifadayı sonlandırmak ve Ahmed Yasin liderliğindeki Hamas başta olmak üzere Filistin direniş güçlerini zayıflatmak amacıyla Filistinli askeri ve siyasi liderlere yönelik çok sayıda suikast düzenledi.
Aynı zamanda İkinci İntifada sırasında direniş güçlerinin silahlı kanatları ve kullandıkları savunma araçları da gelişim gösterdi. Hamas'ın silahlı kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları da silahlarını geliştirdi ve İsrail'e karşı kullanmak üzere roket yapımına başladı. Kassam Tugayları'nın 26 Ekim 2001'de ateşlediği yerel yapım ilk roket Sedirot yerleşim birimine düştü.
Bu süreçte Hamas'ın kurucusu Ahmed Yasin de 22 Mart 2004'te sabah namazı çıkışında İsrail tarafından kendisine düzenlenen hava saldırısıyla tekerlekli sandalyesinin üzerinde hayatını kaybetti.
İsrail'in yıllardır abluka altında tuttuğu Gazze'ye 7 Temmuz 2014'te başlattığı ve 51 gün süren saldırıda 2 bin 159 kişi hayatını kaybetmiş, 11 binden fazla kişi yaralanmıştı. Gazze'nin altyapısının harap edildiği saldırılarda yaklaşık 500 bin kişi evsiz kalmıştı.
Yahudiler için yılbaşı olarak kabul edilen "Roş Aşana" tatili nedeniyle yaklaşık 50 Yahudi yerleşimci Tarım Bakanı Uri Ariel eşliğinde 13 Eylül'de Mescid-i Aksa'ya girmiş, yerleşimcilerin Aksa'ya alınmasını protesto eden ve içeri girmek isteyen Filistinlilere askerler ses bombası, göz yaşartıcı gaz ve plastik mermiyle müdahale etmişti. Müdahale sırasında aralarında kadınların da bulunduğu çok sayıda kişi yaralanmıştı.
İsrail işgaline karşı ilk İntifada, bir İsraillinin kamyonetiyle Filistinli işçilere çarparak ölümlerine sebep olması üzerine 8 Aralık 1987'de başlamıştı. 1991'de gerileyen direniş, 1993'te Oslo Anlaşmasının imzalanması ile sona ermişti.