İlk olarak ocak ayında yola çıkan Luke Grenfell-Shaw, koronavirüs salgını nedeniyle martta İngiltereye dönmek zorunda kaldı.
Ağustosta tekrar yollara düşen Shaw, rotası üzerindeki Fransa, Almanya, Avusturya, Slovenya, Slovakya, Sırbistan, Romanya, Moldova ve Ukrayna'yı bisikletiyle geçtikten sonra İstanbul'a geldi.
Hafta içinde İstanbul'dan ayrılarak Ankara, Mardin, Gaziantep, Van gibi şehirlere gitmek isteyen Shaw, Gürcistan ya da İran üzerinden Orta Asya'ya ulaşarak, Pakistan ve Hindistan'ın ardından son durağı Çin'e pedallayacak.
Yolculuğunu kişisel sosyal medya hesaplarından ve kanserli hastalara yardım toplayan sivil toplum kuruluşları üzerinden paylaşan Shaw, bir yandan bu kuruluşlar için gelir elde etmeye çalışırken bir yandan tanıştığı insanlara kanser tecrübelerini anlatıp, yeni ülke ve kültürleri tanıma fırsatı buluyor.
"Kanser teşhisi konduğunda birkaç ay ömrüm kaldığı hissetmiştim"
Shaw rotasının 3'te birini tamamlayarak Türkiye'ye geldi.
Bristol'da doğup büyüdüğünü ve mutlu bir aile hayatı yaşadığını söyleyen Shaw, doğaya ve farklı kültürlere olan ilgisinden dolayı üniversite hayatında birçok alanla ilgilendiğini söyledi.
Shaw, Durham Üniversitesi'nde Doğa Bilimleri, Matematik ve Biyoloji Bölümü'nde okuduğunu, aynı dönemde Rusça ve Arapça öğrendiğini belirtti.
İngiliz genç, "Çünkü insanlarla tanışmayı ve seyahat etmeyi seviyorum. İnsanlarla kendi dillerinde konuşmak iletişimi tamamen değiştiriyor. Üniversiteden sonra İngilizce öğretmeni olarak ve de Rusçamı ilerletmek için Rusya'ya gittim.
Ardından iklim değişikliği, küresel ısınma gibi konuların gündemde olduğu dünyada çok önemli konulardan biri olan su kullanımı üzerine Oxford Üniversitesi'nde master yaptım. Ardından Kırgızistan'da Orta Asya Üniversitesi'nde araştırmalar yapıp, dersler verdim" dedi.
Kırgızistan'da 24 yaşındayken sarkom (yumuşak doku kanseri) teşhisi konduğunu ve hayatının bu teşhisle birlikte tamamen değiştiğini anımsatan Shaw şöyle devam etti:
"Bu hayatta duymaya beklediğim en son şeydi sanırım. Çok nadir bir türdü ve çok agresifti. Çoktan ilerlemişti. Noel'i görebileceğimi düşünmüyordum. O gün gerçekten çok kötüydü.
Eğer biraz daha uzun yaşama fırsatım olursa yapmak istediğim tek şey dünyayı bisikletle keşfetmekti, onu yapıyorum. Bu sayede mümkün olan en fazla insanla tanışıp, farklı şehirleri görüp, çok farklı kültürleri tanımış oldum.Kanser hastalığına yakalananların sıklıkla bir 'ölüm cezası' almış gibi kabul edildiği bir tutum olduğunu görüyorum. Ama sahip olduğumuz olanaklarla yeni harika fırsatlar yaratabiliriz.
Hayatımın bittiğini ve öleceğimi düşünmek yerine ben bir seçeneğim olduğunu düşündüm. Yapabileceğim her şeyi yapmaya karar verdim. Sahip olduğum zamanı en güzel şekilde değerlendirmeye karar verdim. " açıklamasını yaptı.
"5 yardım kuruluşu için yardım kampanyası başlattım"
Kansere yakalandıktan sonra kemoterapi tedavisi aldığını ve şimdi remisyon döneminde olduğunu anlatan Shaw:
"Bristol'dan Beijing'e olan yolculuğumda tecrübelerimi arkadaşlarımla, ailemle, yolda karşılaştığım insanlarla paylaşmaya karar verip bisikletimle pedallamaya başladım. bristol2beijing.org internet sitesinden, Instagram ve Facebook üzerinden tüm yolculuğumu paylaşıyorum.
Dünyayı keşfederken bir taraftan da diğer hastalara maddi destek toplamak istiyorum. 5 yardım kuruluşu için para topluyorum. Toplanan paralar direkt olarak kanserle mücadelede yardımcı olan derneklere aktarılıyor. Her kilometre için 10 pound toplamaya çalışacağım. Amacım 300 bin pound toplamak. Umarım ki bu videoyu izleyen kişi, kanser olmasına rağmen fırsatları değerlendirerek güzel ve zengin bir hayat fırsatı bulabileceğine inanır.
Burada olmakta çok heyecanlıyım. Buradan sonra Türkiye'nin doğusuna doğru gideceğim İran ya da Gürcistan üzerinden Orta Asya'ya ve Pakistan, Hindistan üzerinden Çin'e Beijing'e ulaşacağım" dedi.
"Türk insanı yardımsever ve misafirperver"
Shaw, daha önce de bir defa Türkiye'ye geldiğini, pandemiyle mücadele şartları altındaki İstanbul'u görmenin kendisini şaşırttığını söyledi.
Türkiye'nin birçok yerini gezdiğini anlatan Shaw,
"Şimdi ilk geldiğim zamana göre çok farklı duygular hissediyorum. Herkes maske takıyor ve sokağa çıkma yasakları var. Buraya yeniden gelmek ve daha önce keşfetmediğim yerleri görmek güzel. Bu geldiğimde daha çok gezdim. Galata Kulesi, Balat, Belgrad Ormanı, ticaret-finans merkezleri, Topkapı Sarayı'na gittim.
İstanbul'dan önce de Fethiye ve Akdeniz sahillerine gittim. Karşılaştığım Türk halkı beni gerçekten çok sıcak karşıladı. Çok yardımseverlerdi.
Antalya'da plajda yürüyorduk, balık yakalayan bir dişci vardı. Sonra beni yemek yemeye davet etti. Birbirimizi tanımıyorduk bile ama çok güzel bir akşam geçirdik. Bu misafirperverliğin seviyesi çok özel" diyerek, Türkiye'deki tecrübelerini açıkladı.