İngiliz madencilik firması Beowulf'un maden arama faaliyetleri ulusal ve uluslararası çevrelerce eleştirilirken, Sami Parlamentosunun yerlilerin miraslarından sorumlu komitesi, İsveç hükümetine bölgedeki maden çalışmalarının otlaklara zarar vereceği ve ren geyiklerinin Norveç sınırındaki Laponian bölgesine doğru uzanan göç yollarını kesintiye uğratabileceği uyarısında bulundu.
Komite, bölgedeki elektrik hatları ve hidroelektrik barajlarıyla ilişkilendirilen kar yağışındaki değişikliklerden dolayı madenin batısı ve doğusundaki Sami topluluklarının otlak alanlarının da olumsuz etkilenebileceğini savundu.
Uppsala Başpiskoposu ve İsveç Kilisesi lideri Antje Jackelen ise İsveç Başbakanı'na yazdığı mektupta, maden projesinin "varoluşsal ve ruhsal olarak sürdürülemez olduğunu" iddia etti.
UNESCO'dan "daha derinlemesine araştırma yapılması" çağrısı
Konuya dair açıklama yapan UNESCO ise maden arama bölgesinin yaklaşık 33 kilometre batısındaki dünya mirası olan Laponian bölgesinde "çok büyük olumsuz etkiye sahip olabileceği endişesiyle" İsveç hükümetine daha derinlemesine araştırma yapılması çağrısında bulundu.
"Maden projesinin çevreye vereceği zararın değerlendirilmesi yetersiz"
BM'nin Yerli Haklarından Sorumlu Raportörü Francisco Cali Tzay ile BM'nin İnsan Hakları ve Çevre İşlerinden Sorumlu Özel Raportörü David Boyd de konuya ilişkin yaptığı açıklamada, maden projesinin çevreye vereceği zararın değerlendirilmesinin yetersiz olduğuna işaret ederek, bölge halkının kültürüne, geçim kaynaklarına, topraklarına yönelik ciddi riskler barındırdığı için endişeli olduklarını ifade etti.
Maden projesine yönelik eleştiriler devam ederken, Jokkmokk Belediye Başkanı Robert Bernhardsson ise madenin son yıllarda düşen nüfusun tersine çevrilmesi ve iş imkanlarının artması için gerekli olduğunu savundu.
Firma UNESCO ve Kiliseyi suçladı
Beowulf firması ise UNESCO'nun konuya müdahalesini "yersiz" olarak nitelendirirken, İsveç Kilisesi'ni de "hassas ve ihtilaflı bir konuda bir tarafı zamansızca tutmakla" suçladı.
Madencilik firmasının açıklaması
Firmanın Genel Müdürü Karl Budge, konuyla ilgili hissedarlara yaptığı yazılı açıklamada, bölgede ren geyiği üretiminin Gallok projesiyle mümkün olabileceğine işaret ederek, bunu gerçekleştirmek için ellerinden gelen çabayı sarf edeceklerini duyurdu.
Firma, geyiklerin maden alanının etrafında kurulacak özel çitler, barikatlar ve hatta kamyonlar vasıtasıyla korunabileceği ve yaşamlarına devam edebileceklerini öne sürüyor.
Projenin 14 ila 25 yıl arasında bölgede 250 doğrudan, 300'den fazla da dolaylı yollardan iş imkanı oluşturacağı ifade ediliyor.
Norveç, İsveç ve Finlandiya’nın yerlileri Samiler
Daha önce "Laplar" olarak bilinen ancak bu ismin aşağılayıcı olduğunu düşünen Samiler, Norveç, İsveç ve Finlandiya’nın yerlileri olarak biliniyor.
Sami kültürünün merkezinde, Sami kimliğinin devamı için hayati öneme sahip olan ren geyiği besiciliği bulunuyor.
Besicilik alanlarının azalması ve çevre tahribatı, Samilerin yaşamlarını idame ettirmelerinin önündeki en büyük engel olarak görülüyor.
2. Dünya Savaşı’ndan sonra bulundukları ülkelerde Samilere yönelik ırkçı uygulamalar görülmeye başlanırken, Sami dili konuşanların çocuklarının zorla yatılı okullara alındığı ya da kötü muameleye maruz kaldığı kaydediliyor.
Samiler, bugün Finlandiya’da seçilmiş parlamento, dil ve kültür haklarına sahipken; yaşadıkları toprakların tam kontrolü Samilere ait değil.
Finlandiya, geçmişte yaşananlardan ötürü Samilerden özür dilemezken, Norveç ve İsveç 1990’larda kötü muamele nedeniyle yerli topluluktan özür dilemişti.