Johnson, The Telegraph gazetesinde yayımlanan yazısında, İngiltere'nin 31 Ocak'ta AB'den ayrılmasının üzerinden 7 aydan fazla zaman geçtiğini, bu sürede her alanda gelecekteki ilişkileri belirleyecek müzakereler yürüttüklerini hatırlattı.
Kapsamlı bir serbest ticaret anlaşması istediklerini kaydeden Johnson, ancak AB'nin Kanada'yla yaptığı anlaşmayı 40 yıldan fazla süre üye olarak kalan İngiltere'ye sunmaktan geri durduğuna dikkat çekti.
AB'nin niyetini sorguladı
Anlaşmazlıklara rağmen son birkaç ayda önemli ilerleme kaydettiklerini ve her iki tarafın da istemesi durumunda bir serbest ticaret anlaşmasına varılabileceğini belirten İngiliz Başbakan, İngiltere'nin AB ile geçen sene varılan ayrılık anlaşmasının Kuzey İrlanda Protokolü'nü değiştirme girişimlerine de değindi.
Anlaşmada "ciddi bir yanlış anlaşılma olabileceğine inandıklarını" kaydeden Johnson, AB'nin protokolü, Kuzey İrlanda'yı sürekli olarak Gümrük Birliği içinde tutmak için kullanma niyetinde olabileceği yönündeki endişesini vurguladı.
"Birleşik Krallık'ın ekonomisi ve toprak bütünlüğüne tehdit"
Olası görüş ayrılıklarının giderilmesi için Ortak Komite oluşturulmasına karar verildiğine dikkati çeken Johnson, şu ifadeleri kullandı:
"Şimdi, AB'nin şartlarını kabul etmememiz halinde AB'nin, İrlanda Denizinde tam ölçekli bir ticaret sınırı oluşturmak için Kuzey İrlanda Protokolünün aşırıya kaçan bir yorumuna başvurabileceğini duyuyoruz. AB'nin yalnızca Büyük Britanya'dan Kuzey İrlanda'ya taşınan mallara tarife koymakla yetinmeyeceğini, aynı zamanda Büyük Britanya'dan Kuzey İrlanda'ya gıda nakliyatını da durdurabileceği söylendi. AB'nin iyi niyetle müzakere edilen bir anlaşmayı, İngiltere'nin bir bölümünü abluka altına almak, geri kalanından koparmak için kullanmak isteyeceğine ya da Birleşik Krallık'ın ekonomisi ve toprak bütünlüğünü yok etmekle tehdit edeceğine asla inanmadığımı söylemeliyim."
"Ülkemizi bölme ve parçalama gücünü uluslararası bir örgüte veremeyiz"
Böyle bir yorumun, Birleşik Krallık'ın birliğini bilfiil baltalayarak Kuzey İrlanda'da barış ve istikrarı ciddi şekilde tehlikeye atacağını kaydeden Başbakan, bunun önüne geçebilmek için protokolün nasıl yorumlanacağına ilişkin bir çözüme ulaşmak istediklerini belirtti.
"Teorik olarak ülkemizi bölme ve parçalama gücünü uluslararası bir örgütün eline bırakamayız." diyen Johnson, "Birleşik Krallık'ı bu felaketten korumaları gerektiğini, bu nedenle durumu netleştirmek ve tutarsızlıkları gidermek için Birleşik Krallık İç Pazar Yasasıyla yasal bir güvenlik ağı oluşturduklarını" ifade etti.
Johnson, ikinci tur görüşmelerine pazartesi devam edilecek tasarıya tüm Muhafazakar Parti üyelerinden destek istedi.
Tartışmalı tasarı
Tasarı, İngiliz bakanlara Kuzey İrlanda ve Birleşik Krallık'ın geri kalanı arasındaki ticaret konusunda daha fazla yetki veriyor.
Tasarının yasalaşması durumunda bakanlar, daha önce işletmelere yapılacak devlet yardımları konusunda üzerinde uzlaşılmış anlaşmaları da geçersiz kılabilecek. Bu da AB ile İngiliz şirketleri arasında haksız rekabete yol açabilecek.
AB, 20 gün süre verdi
AB, İngiltere'nin Kuzey İrlanda'dan Sorumlu Bakan Brandon Lewis'in tasarının "uluslararası hukuku sınırlı bir şekilde ihlal ettiğini" söylediği düzenlemenin geri çekilmesini istiyor.
AB Komisyonu Başkan Yardımcısı Maros Sefcovic, perşembe günü yaptığı açıklamada, Londra'ya ay sonuna kadar süre vererek aksi halde Avrupa Adalet Divanına gidecekleri tehdidinde bulunmuştu.
Brexit süreci
İngiltere, Galler, Kuzey İrlanda ve İskoçya'dan oluşan Birleşik Krallık'ta, Haziran 2016'da yapılan AB referandumunda yüzde 48'e karşı yüzde 52 ile Brexit kararı alınmıştı. İngiltere'deki uzun süren tartışmaların ardından AB'yle varılan anlaşma geçen sene aralık ayında parlamentoda kabul edilmiş ve İngiltere, 31 Ocak'ta AB'den ayrılmıştı.