Boris Johnson, Fransa'nın Biarritz kentinde yapılan G7 Zirvesinin ardından basın toplantısı düzenledi.
Johnson, İngiliz parlamentosunun Brexit'in ertelenmesi için yasa çıkarması durumunda ne yapacağının sorulması üzerine, "Bence parlamentodaki herkesin görevi bu işin tamamlanmasıdır. Halkın istediği bu. AB'deki dostlarımızın ve ortaklarımızın istediği de bu bence. Bu işin bitmesini istiyorlar." dedi.
AB'deki muhataplarıyla son haftalarda yaptığı görüşmelere değinen Johnson, "Geleceği görüşmek için heyecanlılar. Brexit'i artık bir yük, eski bir tartışma olarak görüyorlar. Kuracağımız yeni ortaklık hakkında konuşmak istiyorlar." diye konuştu.
Johnson, milletvekillerinin AB'den anlaşmasız ayrılığı önleyecek bir adım atmasının önüne geçmek için parlamentoyu askıya alıp almayacağı ile ilgili soruya ise yanıt vermekten kaçındı.
İran ve Hong Kong
G7 Zirvesi ile ilgili değerlendirmelerde de bulunan Johnson, "İran'ı tartıştık. İran'ın hiçbir koşulda nükleer silah sahibi olmaması konusunda görüş birliğine vardık. İran'ın nükleer anlaşmaya uymaya geri dönmesi, diyaloga yeniden başlaması ve bölgede istikrarı bozucu davranışlarına son vermesi için şimdi açık bir fırsat var." ifadelerini kullandı.
Zirvede, Hong Kong'daki protesto gösterileri ile ilgili derin kaygının da dile getirildiğini belirten Johnson, "Bütün G7 ülkeleri istikrarlı ve müreffeh bir Hong Kong istiyor ve 'tek ülke, iki sistem' çerçevesine ortak bağlılığımızı sürdürüyoruz." değerlendirmesinde bulundu.
Johnson, G7 Zirvesi çerçevesinde bugün Avustralya Başbakanı Scott Morrison, Japonya Başbakanı Şinzo Abe ve Mısır Cumhurbaşkanı Abdülfettah es-Sisi ile de bir araya geldi.
"İyimser" mesaj
Johnson dün İngiliz basınına yaptığı açıklamada, Brexit süreciyle ilgili olarak "Bence şu anda bir anlaşmaya varmak için makul bir şans bulunuyor." demişti.
"Brexit'in anlaşmalı mı anlaşmasız mı olacağı bütünüyle AB'deki, bazıları burada da olan dostlarımıza bağlı." ifadesini kullanan Johnson, "Son birkaç günde İngiltere'nin neyi yapabileceği, neyi yapamayacağı konusunda mesajlarını ulaştırmakta epey başarılı olduklarını" vurgulamıştı.
Johnson G7 Zirvesi öncesinde gerçekleştirdiği ziyaretlerde, Fransa Cumhurbaşkanı Emanuel Macron ve Almanya Başbakanı Angela Merkel ile görüşmüştü.
Johnson, görüşmelerinde, İngiltere’nin AB ile daha önce varılan anlaşmadaki “tedbir maddesi”nin çıkarılması talebini muhataplarına iletmişti.
Johnson Fransa'da dün AB Konseyi Başkanı Donald Tusk ile de bir araya gelmişti.
Brexit süreci
Johnson, 31 Ekim'de anlaşma olsun veya olmasın, İngiltere'yi AB'den ayırmaktaki kararlılığını sık sık yineliyor.
İngiltere muhalefet partileri Johnson'ın ülkeyi AB'den anlaşmasız ayırmasının önüne geçmek için parlamentoda bir yasa çıkarmak için kendi aralarında müzakerelere devam ediyor. Muhalefet partilerinin Johnson'ı bir güven oylamasıyla devirmek ve belirlenecek bir ismin liderliğinde Brexit'i erteleyip ülkeyi erken seçime götürecek geçici hükümet kurma senaryosu da tartışılıyor.
Johnson'ın parlamenterlerin Brexit'i engellemeye dönük girişimlerinin önüne geçmek için parlamentoyu tatil etmesi ve ülkeyi 31 Ekim'de AB'den ayırması senaryosu da gündemde bulunuyor. Böyle bir durumda, Johnson'ın kararının mahkemeye taşınabileceği belirtiliyor.
Theresa May'in AB ile vardığı Brexit anlaşması, parlamentoda 3 kez reddedilmişti.
Reddedilen anlaşma, İngiltere ile AB arasında Brexit sonrasında iki yıllık geçiş süreci öngörüyordu. Bu sürede İngiltere'nin parçası Kuzey İrlanda ile AB üyesi İrlanda Cumhuriyeti arasındaki sınıra ilişkin çözüm bulunamaması halinde "tedbir maddesi" yürürlüğe girecekti.
Madde, İngiltere'nin soruna çözüm getiren yeni bir düzenleme üzerinde anlaşılana kadar Gümrük Birliği içinde kalmasını öngörüyordu. İngiltere'nin bu maddeyi tek yanlı olarak terk etme kapısı da kapalı tutuluyordu.
Anlaşmanın parlamentoda reddedilmesinde en önemli unsuru "tedbir maddesi" oluşturmuştu. Aralarında Johnson'ın da yer aldığı anlaşmanın muhalifleri, bu maddenin İngiltere'yi süresiz biçimde AB'ye tabi bir ülke haline getireceğini iddia etmişti.
İngiliz parlamentosu, 29 Mart'ta gerçekleşmesi gereken anlaşmasız Brexit'i yasa çıkartarak engellemiş, hükümet, AB'nin de onayıyla Brexit'i 31 Ekim'e ertelemişti.
İngiltere, 2016'daki referandumda yüzde 48'e karşı yüzde 52 oyla AB'den ayrılma kararı almıştı.
Kaynak: AA