Oval Ofis'teki görüşme sırasında gazetecilere yaptığı açıklamada, İngiltere'nin Avrupa Birliği'nden ayrılmasının ardından Kuzey İrlanda'daki barış sürecine zarar verilmemesi için yeni bir uyarıda bulunan Biden, ABD'nin İrlanda Adası'nda barışın sağlanması için çok zaman ve çaba harcadığını kaydetti.
İrlanda kökenli olan Biden, Birleşik Krallık'ın parçası Kuzey İrlanda ile AB üyesi İrlanda cumhuriyeti arasında kontrollerin yapılacağı "fiziki bir kara sınırı oluşturulmasına neden olacak herhangi bir değişiklik görmek istemediğini" vurguladı.
Johnson da "Bu noktada Joe ve ben aynı düşünüyoruz. Kimse Belfast Hayırlı Cuma Anlaşması'nı kesintiye uğratacak veya dengesini bozacak hiçbir şey görmek istemiyor" diye konuştu.
Ticaret anlaşması
İngiltere, Brexit sonrası ABD'yle bir serbest ticaret anlaşmasına varmak istese de Washington'un buna çok sıcak bakmadığı ifade ediliyor.
BBC'nin haberine göre, İngiliz hükümeti artık ayrı bir ticaret anlaşması yerine USMCA olarak bilinen ABD, Meksika ve Kanada arasındaki mevcut ticaret anlaşmasına dahil olmak için pazarlık yapmayı düşünüyor.
Anlaşmazlığa neden olan Kuzey İrlanda Protokolü
Brexit anlaşmasının bir parçası olarak imzalanan Kuzey İrlanda Protokolü, Birleşik Krallık'ın parçası olan Kuzey İrlanda ile Avrupa Birliği (AB) üyesi İrlanda Cumhuriyeti arasındaki ticareti düzenliyor.
Protokole göre Brexit'e rağmen Kuzey İrlanda, AB'nin gümrük birliği kurallarına tabi olmaya devam ediyor. Birleşik Krallık'ın geri kalanıyla ticareti ise Kuzey İrlanda limanlarında gümrüğe tabi tutuluyor.
Katolik ayrılıkçılar ile İngiltere'yle birlik yanlısı Protestanlar arasındaki savaşı sona erdiren Hayırlı Cuma Anlaşması gereği, fiziki bir kara sınırı oluşturulamıyor. Bu yüzden kontrollerin ancak denizde yapılması kararlaştırılsa da uygulanmasında sorunlar yaşanıyor. İngiltere, AB'den protokolün değiştirilmesini istiyor.
Protokolün ticarete zarar verdiğini ve Kuzey İrlanda'nın Birleşik Krallık'taki konumunu tehdit ettiğini savunan Protestanların protokole karşı mart ve nisan aylarında gösterilerde otobüs ve araçlar ateşe verilmişti. Protestoların ayrıca Katoliklerle çatışmaları yeniden başlatmasından endişe edilmişti.