İngiltere Başbakanı Theresa May, dün Londra'daki terör saldırısının failinin Britanya doğumlu olduğunu ve aşırı gruplarla bağlantısı olduğu şüphesiyle birkaç yıl önce İngiliz istihbaratı tarafından soruşturulduğunu söyledi.
Dünkü saldırının ardından çalışmalarına ara veren İngiliz parlamentosu, bu sabah alt kanadı Avam Kamarasında, olayda hayatlarını kaybedenler için düzenlenen bir dakikalık saygı duruşunun ardından yeniden açıldı.
May, milletvekillerinin diğer perşembe sabahlarına oranla daha fazla ilgi gösterdiği Avam Kamarasındaki oturumda saldırıya ilişkin bilgi verdi.
Saldırıyı "Demokrasiyi susturmaya çalışan bir terör eylemi" olarak tanımlayan May, "Bizden önceki nesillerin yaptığı ve bizden sonraki nesillerin de yapmaya devam edeceği şey, basit bir mesajı vermek, o da 'korkmuyoruz' demek." diye konuştu.
Olaya ilişkin soruşturmanın devam ettiğini hatırlatan ve bu nedenle fazla bilgi veremeyeceğini dile getiren May, saldırıda yaralananlar arasında 12 İngiliz, 3 Fransız, 2 Rumen, 4 Güney Koreli, 1 Alman, 1 Çinli, 1 Polonyalı, 1 İrlandalı, 1 Amerikalı, 1 İtalyan ve 2 Yunan olduğunu aktardı. May, olayda yaralanan 3 İngiliz polis memurundan 2'sinin durumunun ciddiyetini koruduğunun altını çizdi.
May, 48 yaşındaki polis memuru Keith Palmer'ın saldırıda hayatını kaybettiğini belirterek Palmer başta olmak üzere olayda hayatını kaybedenlerin aileleri ve yakınlarına taziyelerini iletti.
"Bu geçmişte kalmış bir vaka"
Başbakan May, yüzlerce polis ve güvenlik görevlisinin olayı aydınlatmak için çalışmaya devam ettiğini ifade ederek, şöyle konuştu:
"Polis, gece boyunca olayla bağlantılı olarak Birmingham ve Londra'da 6 ayrı farklı adrese yapılan operasyonlarda 8 kişiyi gözaltına aldı. Saldırganın, eylemini tek başına gerçekleştirdiği düşünülüyor. Polis, kamuya yönelik yakın zamanda başka saldırlar yaşanacağına dair bir sebep görmüyor. Saldırganın kimliği, MI5 ve polis tarafından biliniyor. Saldırganın kimliği operasyonel unsular izin verdiği zaman kamuoyuna açıklanacaktır. Şu aşamada, saldırganın Britanya doğumlu bir erkek olduğunu doğrulayabilirim. Saldırgan, birkaç yıl önce şiddet eğilimli aşırılık şüphesiyle soruşturulmuştu. (Saldırgan) Yan bir figür. Bu geçmişte kalmış bir vaka. Saldırgan, mevcut istihbarat tablosunun bir parçası değildi. Kişinin saldırı niyetine veya planına ilişkin önceden bir istihbarat yoktu. Araştırmalar devam ediyor."
May, İngiltere'nin terörle mücadeleden sorumlu en üst düzey polis müdürü Mark Rowley'in saldırının failinin "uluslararası terörden ilham aldığı" varsayımına atıfta bulunarak kamunun korunması ve halka güven verilmesi çerçevesinde ülke genelinde devriye ekipler ile silahlı polislerin sayılarının artırıldığını belirtti.
İngiliz güvenlik ve istihbarat yetkililerinin son 4 yılda Britanya topraklarında 13 ayrı terör saldırısını engellediğini hatırlatan May, polisin bütçesinin artırıldığını söyledi. May, "MI5, MI6 ile dijital iletişim ve istihbarat kurumunda (GCHQ) işe alınacak bin 900'den fazla ilave çalışanla Avrupa, Ortadoğu, Afrika ve Asya'da çalışan terörle mücadele uzmanlarından oluşan küresel ağımızı iki katından fazlaya çıkaracak, küresel güvenlik ve istihbarat ağımızın inşası çerçevesinde gelecek 5 yılda da ilave 2,5 milyon sterlinlik yatırımda bulunacağız." diye konuştu.
İngiltere Başbakanı May, ülkenin uluslararası terör tehdidi seviyesinin terör saldırısı yaşanmasının olası olduğu anlamına gelen "ciddi" düzeyinde tutulmaya devam edileceğini anımsattı.
Bu arada Avam Kamarası Güvenlik Komisyonu, bugün saldırıya ilişkin olarak acil toplantı yapacak. Toplantıda, parlamento yerleşkesinin güvenlik uygulamalarının da ele alınması bekleniyor.
Dün öğle saatlerinde Londra'da ülke siyasetinin kalbinin attığı Westminster bölgesinde yaşanan olayda kimliği açıklanmayan saldırgan, Westminster Köprüsü'nde aracını insanların üzerine sürmüş, ardından İngiliz parlamentosunun demir parmaklıklarına çarparak durmuştu. Araçtan çıkan saldırgan, parlamentoda görevli bir polise bıçakla saldırmıştı. Polis, saldırganı vurarak öldürmüştü. İngiliz polisi, olayda saldırgan dahil 4 kişinin öldüğünü, 29 kişinin ise hastanede tedavisinin sürdüğünü açıklamıştı.