Cameron ve Baerbock, The Times gazetesi için "İngiltere ve Almanya neden sürdürülebilir bir ateşkesi destekliyor?" başlıklı ortak makale kaleme aldı.
Ortak makalede bakanlar, Orta Doğu'da tehlikeli ve zor zamanlar yaşandığını belirterek, "Ebeveynler olarak çok sayıda çocuğun öldürülmesi veya yaralanması kalplerimizi kırıyor. 7 Ekim'den bu yana her masumun ölümü bir trajedidir. Aileler yas tutuyor. Toplum şokta. Bölge krizin içinde." ifadelerini kullandı.
Çatışmanın gereğinden fazla uzamaması gerektiğini, aşırılık yanlılarının sonsuz şiddet döngüsünün devam etmesini isteyeceğini belirten iki bakan, "Hedefimiz, çatışmaları hemen bugün bitirmek olamaz. Günler, yıllar, nesiller boyunca sürecek bir barış olmalı. Bir ateşkesi destekliyoruz ama bu sürdürülebilir olmalı." değerlendirmesinde bulundu.
Bakanlar, bölgede ve dünyada acil ateşkes çağrılarının yapıldığını hatırlatarak, "Bu kalpten çağrıların arkasındaki motivasyonun farkındayız. Bu kadar acının karşısında anlaşılabilir bir tepki ve biz de çatışmanın uzayıp gitmemesi gerektiği görüşünü paylaşıyoruz. Bu nedenle çatışmalara insani ara verilmesini destekledik." görüşünü paylaştı.
Kasım ayında çatışmalara verilen insani aranın etkilerinin görüldüğünü kaydeden iki bakan, esirlerin kurtarılması ve daha fazla ara verilmesi için tüm diplomatik yolları denediklerini vurguladı.
İki bakan, "Ancak açık olalım. Şu anda genel ve acil ateşkes çağrısı yapmanın ve bunun bir şekilde kalıcı olmasını ummanın ileriye dönük bir yol olduğuna inanmıyoruz. Bu, İsrail'in neden kendini savunmak zorunda kaldığını görmezden geliyor: Hamas, İsrail'e barbarca saldırdı ve hala her gün İsrail vatandaşlarını öldürmek için roket atıyor. Hamas, silahlarını bırakmalıdır." ifadelerini kullandı.
Bakanlar, İsrail'e askeri operasyonlarını durdurma baskısı yapsalar dahi Hamas'ın silah bırakmayacağını ve esirleri salıvermeyeceğini savunarak, bu durumun daha fazla şiddete yol açacağını belirtti.
İsrail'e "Filistinlilerle bir arada yaşama ihtimalini ortadan kaldıracak operasyonlar" uyarısı
Hamas'ın 7 Ekim'den önce de barış için güvenilir bir ortak olmadığını öne süren Baerbock ve Cameron, Gazze'de gücü elinde bulunduran Hamas'ın iki devletli çözüm yolunda engel teşkil edeceğini savundu.
Hamas'ın evlerin, okulların ve hastanelerin altına açtığı tünellerle Filistinlilerin hayatını tehlikeye attığını iddia eden iki bakan, şu değerlendirmede bulundu:
"Bu durum şu an yapılacak hiçbir şeyin olmadığı anlamına gelmez. Hepimiz sürdürülebilir barışa giden sürdürülebilir ateşkesin yollarını yapmalıyız. Ne kadar çabuk olursa o kadar iyi çünkü ihtiyaçlar çok acil."
Cameron ve Baerbock, makalede 3 hayati alana odaklandıklarını ifade etti.
Bunlardan ilkinin uluslararası insancıl hukuka uygun davranmak olduğunu belirten bakanlar, şunları kaydetti:
"İsrail, operasyonlarının Filistinlilerle barış içinde, bir arada yaşama ihtimalini ortadan kaldırması halinde bu savaşı kazanamayacak. Hamas tehdidini ortadan kaldırma hakları var ama çok sayıda sivil öldürüldü. İsrail hükümeti, terörist ile siviller arasında ayrım yapmak için daha fazlasını yapmalı, operasyonlarının Hamas liderleri ve görevlilerini hedef almasını sağlamalı."
İki bakan, Filistinlilere daha fazla yardım götürülmesinin önemine değinerek, "Yok edilen evlerinin enkazında suyu, yiyeceği ve ailelerini nerede bulacağını bilmeyen çocuklar görmek kalplerimizi kırıyor. Bu nedenle ikimiz de (Almanya ve İngiltere) Gazze'ye yönelik insani yardım fonumuzu artırdık ve ihtiyaç sahiplerine hayati yardım malzemeleri ulaştırdık." ifadelerine yer verdi.
Bakanlar, daha fazlasını yapma kararlılığını ve Kerem Şalom Sınır Kapısı'nın yeniden açılmasından duydukları memnuniyeti ifade ederek, daha fazla geçiş noktasından daha fazla insani yardımın Gazze'ye kesintisiz ulaşımının önemine dikkati çekti.
"Aşırılık yanlısı yerleşimcilerin nefret dolu eylemlerini şiddetle kınıyoruz"
Cameron ve Baerbock, sorunun çözümünü isteyenlerin birlikte çalışması gerektiğinin altını çizerek, özellikle Arap ülkelerinin bu konuda oynayacağı önemli rollerin olduğuna işaret etti.
İnsani açıdan gösterdikleri kararlılık yanında masaya siyasi ağırlıklarını daha fazla koymaları gerektiğini kaydeden Cameron ve Baerbock, şu değerlendirmede bulundu:
"Yükselen aşırıcılık sadece İsrailli ve Filistinlileri değil hepimizi tehdit ediyor. İki devletli çözüm, tarafların güven içinde yan yana yaşamasını gerektirir. Batı Şeria'daki aşırılık yanlısı yerleşimciler, Filistinlileri şiddet kullanarak zorla yerlerinden ederek tüm bu çabaları sabote etmeye çalışıyor. Bu nefret dolu eylemleri şiddetle kınıyoruz."
Kalıcı barış için şiddet olaylarının bir daha yaşanmamasının garanti edilmesi gerektiğine dikkati çeken iki bakan, "Çok sayıda insanın trajik ölümü, bizi bugün harekete geçmeye ve gelecekteki hedeflere nasıl ulaşacağımıza odaklanmaya zorluyor." ifadelerini kullandı.