İngiltere Başbakanı Boris Johnson 2021'in son günlerini Başbakanlık'taki parti iddiaları, ara seçim hezimeti ve yeni COVID-19 kısıtlamalarına partisinden 100 vekilin destek vermemesiyle oluşan baskı altında geçirdi.
2022'de tüm bunları geride bırakmayı uman Johnson, eşiyle 20 Mayıs 2020'de Başbakanlık bahçesindeki bir partiye katıldığının ortaya çıkmasıyla siyasi kariyerindeki en kötü günlerini yaşamaya başladı.
Tepkilerin giderek arttığı bir ortamda çarşamba günü parlamentoda milletvekillerinin karşısına çıkan Başbakan, "Özür dilemek istiyorum. Bu ülkede milyonlarca insanın son 18 ayda olağanüstü fedakarlıklar yaptığını biliyorum. Yaşadıkları ızdırapları, yakınlarının yasını tutamadıklarını, hayatlarını istedikleri gibi yaşayamadıklarını, sevdikleri şeyleri yapamadıklarını biliyorum" ifadesini kullandı.
Johnson, kuralları koyanların onlara uymadığını düşünen insanların kendisine ve hükümete olan öfkesini anladığını söyleyerek tepkiye neden olan partinin, parti değil bir "iş etkinliği" olduğunu sandığını öne sürdü.
"Parti bitti Başbakan"
Bu ifade, öfkeleri dindirmek yerine daha da artırdı. Ana muhalefetteki İşçi Partisinin lideri Keir Starmer, konuşmasında, "Partide olduğunun farkında olmadığı savunması o kadar gülünç ki aslında bu İngiliz halkına bir hakaret" dedi.
İlgili yasaya göre, parlamentoyu bilerek yanlış yönlendiren bakanların istifalarını sunmasının beklendiğini belirten Starmer, "Parti bitti Başbakan. Tek soru; İngiliz halkı mı onu kovacak? Partisi mi onu kovacak? Yoksa doğru olanı yapıp istifa mı edecek?" ifadelerini kullandı.
"Başbakan'ın hiç utanma duygusu yok"
Aynı soru İskoç Ulusal Partisinin Meclis Grubu lideri Ian Blackford'dan da geldi. Blackford, "Başbakan'ın hiç utanma duygusu yoksa o zaman Muhafazakarlar onu görevden almak için harekete geçmeli. Halkın verdiği mesaj açık; ehliyetsiz Başbakan'ı görevden alın ve bunu şimdi yapın" dedi.
Johnson ise tüm bu tepkilere verdiği cevapta, partiler konusunda yürütülen soruşturmanın sonucunun beklenmesi gerektiğini söyledi.
"Kanunlara uymayanlar hapiste olmalı, Başbakanlık'ta değil"
Ancak Başbakan'ın özrü, muhalefet gibi halkı da tatmin edemedi.
Araştırma şirketi Savanta ComRes tarafından yapılan ankete katılanların yüzde 66'sı Johnson'ın istifa etmesi gerektiğini savundu.
Louise Brown da kurallar gereği yoğun bakımdaki kardeşini ziyaret edemediğini ancak aynı dönemde Başbakanlık'ta partiler düzenlendiğini söyledi. Kendisi korkunç ve ciddi bir durumda bile kurallara uyarken Başbakan'ın partiye gitmesinin bir hakaret olduğunu belirten Brown, "Bu yüzden kesinlikle istifa etmeli" dedi.
Ruth Fryer ise Başbakan'ın özür dilemesinin bir şeyleri yanlış yaptığını kabul ettiği anlamına geldiğini vurgulayarak "İhlal ettiği şey, kurallar. Bunlar burada kendi meclisimiz tarafından kanunlaştırıldı. Yani kanunu çiğnedi. Kanunlara uymayanlar hapiste olmalı, 10 Numara'da (Başbakanlık binası) değil" diye konuştu.
"Yalan söylemek konusunda ünlü"
Oturum sırasında parlamento dışındaki bir gösteriye katılan Jeff adındaki protestocu da Johnson'ın yalan söylemek konusunda ünlü olduğunu ileri sürerek "Yalan söylediği için seçildi. İşte yeniden başlıyoruz. Son dakika haberi, "Boris Johnson bugün yalan söyledi mi? Yeni bir şey değil bu, bu son dakika haberi değil, bunu sürekli yapıyor" ifadesini kullandı.
Ne kadar daha görevde kalacağı belirsiz
Johnson'ın lideri olduğu Muhafazakar Partide ise tepkiler karışık. Aralarında Sağlık Bakanı Sajid Javid ile Johnson'ın muhtemel rakipleri arasında adı geçen Dışişleri Bakanı Liz Truss'ın da olduğu bazı bakanlar, yaptıkları açıklamalarla Johnson'a destek verdi. Ancak adı Başbakanlık için geçen diğer bir isim olan Maliye Bakanı Rishi Sunak'ın hem oturuma katılamaması hem de gün boyu süren sessizliği dikkat çekti.
Muhafazakarlardan William Wragg ve Muhafazakar Partinin İskoçya kolunun lideri Douglas Ross, durumun savunulamaz hale geldiğini söyleyerek Johnson'ı istifaya çağırdı.
Bazı milletvekillerinin Johnson hakkında güvensizlik oylaması talep etmeyi tartıştığı da öğrenildi. Bir güvensizlik oylaması için en az 54 milletvekili gerekiyor. Sayının 25'i bulduğu ve partiye ilişkin yapılan soruşturmanın tamamlanmasıyla daha da artacağı ifade ediliyor.
Johnson'ın siyasi geleceğini soruşturmanın sonucu ve bu tartışmalar arasında mayıs ayında yapılacak yerel seçimlerin sonucu belirleyecek. Yarı özrüyle zaman kazanan Johnson'ın bir sonraki genel seçimde partinin başında olup olmayacağı hala belirsiz.