Birleşik Krallık ile Avrupa Birliği (AB) ilişkileri üzerine araştırmalar gerçekleştiren düşünce kuruluşu Değişen Avrupa'da Birleşik Krallık (UKICE), "Brexit sonrası göçmenlik: Nereye gidiyoruz?" isimli bir rapor yayımladı.
Rapora göre halkta hükümetin sınır kontrolünü yitirdiği algısı, Ukraynalı ve Hong Konglu göçmen ile öğrencilerin yanı sıra Manş Denizi'nden ülkeye botlarla giren düzensiz göçmen sayısının artmasıyla başladı.
Ancak ülkeye göç, 2004 yılında bazı orta ve doğu Avrupa ülkelerinin AB'ye girmesiyle başladı. Brexit kampanyalarında AB'den ayrılmayı savunanların argümanı da bu göçleri durdurmak ve sınır kontrolünü ele geçirmekti.
AB'ye üye ülke vatandaşlarının serbest dolaşım kurallarına uymak zorunda olduğu İngiltere'de Brexit yanlıları göçü durdurmanın tek yolunun AB'den ayrılmak olduğunu savundu.
Brexit yanlıları, göçmenlerin yeteneklerine göre seçileceği bir yapının kurulmasının daha adil olduğunu da savunurken Brexit'in ardından AB vatandaşlarına yönelik yeteneklerine göre oturum alabilecekleri vize türü açıklandı.
Ülkede 3,4 milyon AB vatandaşının yaşadığı tahmin edilirken bu vize türüne 6 milyon kişi başvurdu. Çoğunluğu Romanya, Polonya, İspanya, Portekiz ve İtalya vatandaşı olan başvuru sahiplerinin yüzde 90'ına vize verildi.
AB dışı göçle üretimde artış bekleniyor
Brexit sonrası kalifiye göçmenler ve ihtiyaç duyulan sektörlerde çalışanlara yönelik iş bulma şartı olan puan bazlı yeni vize türleri de açıklandı. Dünyanın önemli üniversitelerinden mezun kişiler için ise iş bulma şartı olmayan "Yüksek potansiyelli kişiler vizesi" duyuruldu.
Ancak 2022 yılında AB ülkelerinden gelen düşük göç birçok sektörde kalifiye çalışan açığını ortaya çıkardı. Bu yıl aynı zamanda İngiltere'nin AB dışından en yüksek sayıda göç aldığı sene oldu.
Bunun sebebi olarak Ukraynalı ve Hong Konglu göçmenler gösterilirken salgın öncesi 2019 yılında yaklaşık 200 bin olan öğrenci vizesi sayısı 2022'de 600 binlere, çalışma vizesi ise 150 binlerden 400 binlere yükseldi.
Hazine Bakanlığına bağlı kamu maliyesi üzerine tahminlerde bulunan Bütçe Sorumluluğu Ofisine göre, azalan göçmenliğin ülkenin büyümesine eksi yönde etkisi olacağı tahmin ediliyordu ancak yükselen AB dışı göç ile gelecek 5 yılda üretimde artış bekleniyor.
Artan göçe rağmen maaşlar ve maaş artışları ise ülke ortalamasının altında kaldı.
Biriken iltica başvurusu sayısı 132 bin
Öte yandan İngiltere, İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra en büyük sayıda sığınma talebini de Brexit sonrası dönemde kabul etti.
Ülkeye yalnızca yasal yollarla gelenlerin sığınma taleplerinin değerlendirileceği kararını alan İngiltere, Brexit sonrası 437 bin kişiyi sığınmacı olarak kabul ederken bu sayının yüzde 85'ini Hong Konglular ve Ukraynalılar oluşturdu.
İngiltere, düzensiz göçün de arttığı bir 2022 yaşadı. Avrupa ülkelerine ulaşan düzensiz göçmen sayısının 1 milyona yaklaştığı 2022'de İngiltere'ye Manş Denizi'ni botlarla aşarak ulaşanların sayısı ise 46 bini geçti.
Ülkeye giren düzensiz göçmenleri Ruanda'ya göndereceğini, sığınma talebi kabul edilenlerin ise yasal yollardan girenlerin haklarını alamayacağını açıklayan hükümet, bu şekilde Manş'ı botlarla geçerek kaçak girişleri engellemeyi hedefliyor.
Hükümet, ayrıca göç sistemi üzerindeki baskıyı da hafifletmeyi amaçlıyor. Rapora göre 31 Aralık 2022 tarihinde henüz işlem yapılmamış sığınma talebi sayısı 132 bini aşarken bu sayı son 20 yılın en yükseği olarak dikkati çekiyor.
Halkın yüzde 46'ı göçe karşı pozitif
Halkın göçe bakışına ilişkin verilerin de yer aldığı raporda, ülkede göçmen sayısının azaldığına inananların sayısı son 7 yılda yüzde 70'ten 50'ye düşerken, hiçbir şeyin değişmediğine inananların sayısı yüzde 20'den 28'e, arttığını düşünenlerin sayısı ise yüzde 10'dan 22'ye yükseldi.
Bir diğer 2022 tarihli ankette ise katılımcıların yüzde 46'sı göçe karşı pozitif olduğunu belirtirken yüzde 29'u aksini düşündüğünü açıkladı. Ankete katılanların yarısı göçmenlerin ekonomi ve kültür açısından olumlu etkileri olduğunu belirtirken yüzde 11'i göçün ülkenin karşı karşıya olduğu en büyük sorun olduğunu söyledi.
Bu sayı Ipsos Sorunlar Endeksine göre 2015'te yüzde 40, 2015 ortalarında yaklaşık yüzde 60, Brexit referandumunun yapıldığı Haziran 2016'da ise yaklaşık yüzde 50'ydi.
Ankete katılanlar kalifiye işlerde çalışabilecek göçmenler ile yüksek potansiyelli göçmenlerin ülkeye gelmesini büyük oranda onaylarken bunun ekonomik kalkınma açısından önemli olduğunu da düşünüyor.