İngiltere'de Başbakan Theresa May'in Brexit olarak bilinen Avrupa Birliği'nden (AB) çıkış planına eleştiriler artarken, dikkatler eski İngiltere Eğitim Bakanı Justine Greening'in çağrısında toplandı.
The Times gazetesine yazan Greening, Theresa May'in önerdiği Brexit anlaşması için "uyduruk ve çok kötü" dedi.
İkinci referandum talebi
Greening, "son kararı çıkmaza giren siyasetçilerin değil, halkın alması gerektiğini" söyledi ve yapılmasını önerdiği ikinci Brexit referandumunda "birinci ve ikinci oy tercihi" olması gerektiğini, böylece uzlaşı sağlanabileceğini ifade etti.
İngiltere'nin önünde üç seçecek olduğunu ifade eden Greening bunları şöyle sıraladı:
"Başbakan'ın anlaşması, AB'de kalmak veya Avrupa'dan anlaşma olmadan temiz bir şekilde ayrılmak."
Muhafazakar siyasetçi Greening, siyasetteki çıkmazın "hükümette güvensizlik oyuna neden olabileceğini", muhalefetteki İşçi Partisi Jeremy Corbyn'in iktidara gelmesinin ise "ekonomi için felaket olacağını" söyledi.
Eski Bakan, Ocak ayındaki kabine revizyonundan sonra istifa etmişti.
Başbakan May'in Brexit planına karşı çıkan Brexit Bakanı David Davis ve ardından Dışişleri Bakanı Boris Johnson istifa etmişti.
Brexit yol haritasında neler var?
Hükümet, Brexit için hazırladığı yol haritasının "uygulanabilir ve prensipli" olduğunu savunuyor.
Üç prensip çerçevesinde Brexit müzakerelerinin 5 temel hedefe ulaşmayı amaçlayacağı ifade ediliyor:
Ekonomi: AB ile geleceğe dönük refahı artırmayı amaçlayan geniş ve derin bir iş birliği ilişkisinin kurulması. AB ile İngiltere arasındaki ticari ilişkilerde yaşanabilecek aksaklıkların asgari düzeye indirilmesi. AB ve İngiltere vatandaşlarının işlerinin korunması ve aynı zamanda da İngiltere'nin AB dışındaki olası ticari iş birliklerine yönelik kendi kararlarını alabilmesi.
Kişilerin serbest dolaşımı: Yeni göç sistemiyle kişilerin serbest dolaşımının sonlandırılması. Balıkçılık ve tarım sektörlerine verilen desteğin kurulacak "Paylaştırılmış Refah Fonu" ile desteklemeye devam edilmesi.
Kuzey İrlanda: Kuzey İrlanda barış sürecinin korunması. İrlanda Cumhuriyeti ile yoğun kontrollü gümrük kontrollerinden kaçınılması. Birleşik Krallığın anayasal bütünlüğünün korunması.
Demokrasi: AB'den ayrılarak İngiltere'nin bağımsızlığını pekiştirmesi.
İngiltere'nin dünyadaki yeri: Özgürlükler ve açık piyasa ekonomisi gibi genel prensiplerin dünya genelinde desteklenmesi.
Brexit süreci
İngiltere, Haziran 2016'da yapılan referandumla yüzde 48'e karşı yüzde 52 oyla AB'den ayrılma kararı almış, 29 Mart 2017'de de Lizbon Anlaşması'nın 50. maddesini işleterek ayrılık sürecini resmen başlatmıştı.
Haziran 2017'de başlayan müzakereler için AB Komisyonu'nun Brexit Başmüzakerecisi Michel Barnier ve dönemin İngiltere Brexit Bakanı David Davis başkanlığındaki teknik ekipler görevlendirilmişti. David Davis'in istifasıyla boşalan Brexit Bakanlığı'na Dominic Raab'ın getirildiği açıklanmıştı.
Taraflar, geçen yılın sonunda vatandaş haklarının da aralarında yer aldığı bir dizi konuda ön anlaşmaya varmıştı.
Son aşamada, tarafların gelecekte inşa edecekleri ticari ilişkiler, dış politika, terör ve uluslararası suçla mücadele, savunma ve güvenlik konularında iş birliğine yönelik müzakereleri devam ediyor.
Kaynak: TRT Haber, BBC