İngiltere Başbakanı Rishi Sunak, ani bir kararlar İngiltere'nin 4 Temmuz'da seçime gideceğini açıkladı. Seçimin sonbaharda yapılması beklenirken erken seçim süreci başlamış oldu.
Bu kararın, ülkenin içinde bulunduğu ekonomik sıkıntılar, yüksek enflasyon ve göç sorunları nedeniyle alındığı belirtiliyor. Başbakan Rishi Sunak’ın erken seçim kararını ekonomik ve siyasi belirsizlikleri çözmek adına aldığı söyleniyor.
İngiltere’de, son yüzyılda siyasi iktidar döngüleri dikkat çekici bir düzen izledi. 1920’lerden bu yana yaklaşık her 20 yılda bir Muhafazakâr Parti uzun süreli iktidarını korurken, aralarda İşçi Partisi’nin daha kısa dönemli iktidarları görüldü. Örneğin, 1924’te başbakan olan Stanley Baldwin, 1945’e kadar yaklaşık 21 yıl boyunca muhafazakar bir yönetim sergiledi. Daha sonra Clement Attlee ile 6 yıllık bir İşçi Partisi hükümeti geldi. Aynı döngü, Churchill, Margaret Thatcher ve John Major dönemlerinde de devam etti.
Son 14 yıldır iktidarda olan Muhafazakâr Parti, David Cameron, Theresa May, Boris Johnson ve Liz Truss, Rishi Sunak gibi isimlerle hükümeti yönetti. Ancak bu dönem, liderlik açısından büyük bir boşluk yaşandı. Ekonomik sorunlar ve göç meseleleri, hükümetin popülaritesini ciddi şekilde düşürdü.
Uzmanlar, bugün, İngiltere’nin karşı karşıya olduğu iki büyük sorunun enflasyon ve göç olduğunu söylüyor. 2022’de enflasyon yüzde 11 seviyelerini görerek, halkın ciddi tepkisini çekti. Göçmenlerin Ruanda’ya gönderilmesine ilişkin yaşananlar da ülkede eleştirilerin odak noktası haline geldi.
Başbakan Rishi Sunak, ekonomik olarak güçlü kozları olmaması ve göç meselesinde eleştiriler alması nedeniyle erken seçim kararı aldı. Sunak, bu seçimde bir değişiklik yaratmayı umuyor, ancak mevcut durum göz önüne alındığında İşçi Partisi’nin güçlü bir aday olarak öne çıktığı görülüyor. Beykoz Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Burak Küntay ile detayları konuştuk.
Prof. Küntay, öncelikle İngiltere’nin iktidarlarıyla ilgili bir çerçeve çizerek, tarihteki tekrar eden yönetimler hakkında bilgi veriyor.
1920'lerden itibaren 17-18-20 senelik muhafazakâr parti iktidarlarının olduğunu ardından ise 5 ila 10 senelik İşçi Partisi iktidarlarının görüldüğüne dikkati çekiyor ve bunun bir gelenek haline geldiğini dile getiriyor.
“İkinci olarak, lider faktörü önemli. Örneğin, John Major 7 sene yaptı ama Margaret Thatcher'ın havasıyla yaptı. Margaret Thatcher büyük bir liderdi, Muhafazakâr Parti'ye 1979'da devrim yaptırdı. Churchill de büyük bir liderdi, 1945'lerde muhafazakârlara devrim yaptırdı. Ancak David Cameron, Theresa May, Boris Johnson gibi isimler bu liderlerden farklıydı; 14 senelik bir hükümeti yönettikleri halde liderlik boşluğu yaşandı.”
Prof. Dr. Küntay, son anketlere göre İşçi Partisi’nin yüzde 42 ila 46 arasında oy alabileceğini gösterdiğini söylüyor. İşçi Partisi lideri Keir Starmer’ın belki de partinin en sağa yakın lideri olarak dikkati çektiğini de belirtiyor. Bu sağa yakın politikalar, muhafazakâr seçmeni İşçi Partisi’ne oy verir hale getirdiğine değiniyor.
“Bu seçimde İşçi Partisi'nin kazanması muhtemel. Ancak önemli olan, İşçi Partisi'nin iktidara geldikten sonra gerekli reformları yapıp yapamayacağı. Eğer başarılı olamazlarsa, muhafazakâr parti kendini yeniden yapılandırıp güçlü bir lider çıkarabilirse, İşçi Partisi'nin süreci kısa sürer.”
Küntay, erken seçimin İngiltere için yeni bir dönemin başlangıcı olabileceğine dikkati çekiyor. “Eğer İşçi Partisi iktidara gelirse, göç ve ekonomi politikalarında önemli değişiklikler bekleniyor. Ancak, bu değişim kısa süreli de olabilir” diye ekliyor ve şöyle devam ediyor:
“Ruanda olayı tepki aldı, ancak halk için göçmen meselesi önemli bir sorun. İngiltere'deki politikalar daha uzun vadeli değişiklikler içerir. İngiltere'de muhafazakârların işçilere kaybettiği her seçim dönemi yeni bir dönemin başlangıcı olur.
İşçi Partisi iktidara gelirse ve kendini yeniden tanımlayabilirse, uzun yıllar sürecek bir yönetim görebiliriz. Ama bu değişim kısa süreli de olabilir. Sonuç olarak, İngiltere için yeni bir dönem başlıyor.”