Sunak, Blackpool kentinde düzenlenen 38. İngiliz-İrlanda Konseyi kapsamında İrlanda Başbakanı Michael Martin'le bir araya geldi.
Başbakanlık Ofisi 10 Numara'dan görüşmeye ilişkin yapılan açıklamaya göre, Sunak, özellikle Rusya'nın Ukrayna'daki saldırganlığı ve buna bağlı enerji krizi karşısında, ülkesi ve İrlanda'nın ortak çıkarına ilişkin yakın çalışma ve bağları derinleştirme konusundaki kararlılığını dile getirdi.
Görüşmede, İngiltere Başbakanı Sunak, Belfast (Hayırlı Cuma) Anlaşması'nı tüm boyutlarıyla destekleme konusundaki kesin kararlılığını yineledi.
Başbakan Sunak, AB'yle gerginliğe neden olan Kuzey İrlanda Protokolü'nde ülkesinin güçlü tercihinin Birlik'le müzakere edilmiş bir çözüm olduğunu vurguladı.
İngiltere Başbakanı Sunak, ayrıca, Brexit anlaşmasının bir parçası olan Kuzey İrlanda Protokolü'ne ilişkin herhangi bir anlaşmanın, protokolün neden olduğu tüm sorunları çözmesi gerektiğini, ancak esneklik ve pragmatizm umduğunu dile getirdi.
"Kuzey İrlanda'daki halk ve işletmeler, anlaşmaya varılmış çözümler istiyor"
İrlanda Başbakanı Martin de görüşmenin ardından yaptığı açıklamada, İngiliz mevkidaşı Sunak'la Rusya-Ukrayna savaşı, ekonomi ve Kuzey İrlanda Protokolü konularını ele aldıklarını belirtti.
Martin, ayrıca, Kuzey İrlanda'daki halk ve işletmelerin, protokole ilişkin sorunlar üzerinde anlaşmaya varılmış çözümler istedikleri konusunda çok net olduğunu ve şimdi bunu yapmanın zamanının geldiğini ifade etti.
Tartışmalı Kuzey İrlanda Protokolü
Brexit anlaşmasının bir parçası olan Kuzey İrlanda Protokolü, Birleşik Krallık'ın parçası olan Kuzey İrlanda ile AB üyesi İrlanda Cumhuriyeti arasındaki ticareti düzenliyor.
Protokole göre, Brexit'e rağmen Kuzey İrlanda, AB'nin gümrük birliği kurallarına tabi olmaya devam ediyor. Birleşik Krallık'ın geri kalanıyla ticareti ise Kuzey İrlanda limanlarında gümrüğe tabi tutuluyor.
Katolik ayrılıkçılar ile İngiltere'yle birlik yanlısı Protestanlar arasındaki savaşı sona erdiren Belfast Anlaşması (Hayırlı Cuma Anlaşması) gereği, kontrollerin yapılabildiği fiziki bir kara sınırı oluşturulamıyor. Bu yüzden kontrollerin ancak denizde yapılması kararlaştırılsa da uygulanmasında sorunlar yaşanıyor.
İngiltere, ülkenin toprak bütünlüğünü tehdit ettiğini savunduğu protokolün geniş ölçüde değiştirilmesini istiyor. AB ise protokolün değiştirilmesine sıcak bakmıyor.