İklim değişikliği etkilerini her geçen dakika hissettirmeye devam ediyor. Birleşmiş Milletlere (BM) göre 2020, tarihin kaydedilen en sıcak 3'üncü yılı olabilir ve dünya, 2024'e kadar iklim değişikliğinde dönüm noktasına ulaşabilir.
Dünyanın bir tarafında kuraklık hakimken bir yanında aşırı yağış rekorları kırılıyor. Örneğin, Asya ülkesi Filipinler’de 2010’lu yıllarda 100’e yakın tropikal fırtına oldu, aynı dönem için fırtına ölümlerinin sayısı 12 binin üstünde.
Türkiye de bu sorundan muaf değil. Yağışlar azalıyor, suyu verimli kullanmak hayati önem taşıyor.
Peki küresel ısınmanın yol açtığı iklim değişikliğinde insan faaliyetlerinin etkisi var mı?
Bu sorunun yanıtı, uzman raporlarına da dayanılarak, kuşkusuz evet.
İnsanlar da bunun yani kendilerinin farkında.
Dünyaca ünlü araştırma şirketi Ipsos, nisan tarihli Dünya Günü 2020 raporunda “Dünya iklim değişikliği ve COVID-19'a nasıl bakıyor?” sorusuna yanıt aramıştı.
Öncelikle şunu söyleyelim; bu rapora göre dünyadaki 10 kişiden 7’si, iklim değişikliğini COVID-19 kadar ciddi bir kriz olarak görüyor.
İnsan faaliyetlerinin iklim değişikliğine katkısına dönülecek olursa...
Ipsos soruyu şubat-mart aylarında, 29 ülkede ve çevrim içi ortamda 16-74 yaş arası 20 bin 590 kişiyle yaptığı ankette yöneltti.
Dünya genelinde buna kesinlikle katılanların ya da katılanların oranı yüzde 77.
Güney Kore, insan faaliyetlerinin iklim değişikliği üzerinde etkisi olduğuna inanan yüksek bir nüfusa sahip. Yüzde 86’lık bir oran söz konusu.
Bu sonuç, yüzde 91'in açıklamaya katıldığı Macaristan'dan sonraki en yükseği.
Amerika Birleşik Devletleri’nde yaşayan daha az kişi bu inancı paylaşıyor. ABD'de ankete katılanların yaklaşık 3’te 2’si insan faaliyetinin iklim değişikliğinin temel itici gücü olduğuna inanıyor.
Rusya ve Japonya, Amerika Birleşik Devletleri'nin altında yer alıyor. Japonya’daki katılımcıların yalnızca yarısı insanların iklim değişikliğine katkıda bulunduğunu kabul ediyor. Yüzde 30'u da bu soruda tarafsız kalmayı seçti.
Türkiye için ise oran yüzde 77.