14 Kasım 1944: Kardeş kardeşten ayrıldı, hepsini başka köylere yolladılar. Aç da kaldılar, susuz da...
Gürcistan'ın Türkiye sınırında yer alan Ahıska, 1828-1829 Osmanlı-Rus Savaşı'nın ardından imzalanan antlaşmayla Rusya'ya bırakıldı.
Çarlık'ta başlayan zulüm, SSCB'de de devam etti
Ahıska, Çarlık Rusya'sının hakimiyetine girmişti…
Ahıska Türklerine Çarlık Rusya’sı döneminde yapılan baskı ve zulümler, Sovyetler Birliği (SSCB) döneminde de devam etti.
Türk ve Müslüman olarak Gürcistan’da yaşamak onlar için artık zordu.
Özellikle Stalin döneminde, bu baskılar git gide arttı. Ahıska Türklerinin önde gelen aydınları, türlü bahanelerle tutuklanıp ya öldürüldü ya da sürgün edildi.
Türklerin soyadları değiştirildi, Ahıska ve çevresine “sınır koruması" gerekçesiyle binlerce asker yerleştirildi.
Çalıştıkları demir yolu onların sürgün tanığı oldu
Askere alınmayan Ahıska Türkleri, 2. Dünya Savaşı’na başlayınca askere alındı.
40 bin kadar Ahıska Türk’ü Almanlarla savaşmak üzere cepheye gönderildi.
Geride kalan kadınlar ve yaşlılar da demir yolu inşaatında çalıştırıldı. Ancak bu hattın kendilerini sürgüne gönderecek bir yol olduğundan haberleri yoktu.
Bir kış gecesi hayvan vagonlarıyla taşındılar…
Stalin, 2. Dünya Savaşı'nda Rus ordusunda savaşmalarına rağmen tıpkı diğer tüm Türk topluluklarına yaptığı gibi Ahıska Türkleri için de sürgün kararı imzaladı.
Bir kış gecesiydi…
200’den fazla köy ve kasabada yaşayan binlerce insan, yük ve hayvan vagonlarıyla taşındı. Yanlarına eşyalarını almalarına izin verilmeden yokluğa sürüldüler.
86 bin Türk yokluğa doğru sürüldü
Sayıları 86 bini bulan Türk, Ahıska'dan Orta Asya'nın çeşitli bölgelerine sürgün edildi.
Vagonlarda üst üste bindirilen Ahıska Türklerinin bu zorlu yolculuğu bir aydan fazla sürdü.
Yolculuk sırasında yaklaşık 17 bin Ahıska Türkü, açlık, soğuk ve hastalık nedenleriyle hayatını kaybetti.
30 bin Ahıskalı da bırakıldıkları yerde yaşama veda etti
Hayatta kalan Ahıskalılar; Kazakistan, Kırgızistan ve Özbekistan sınırlarına bırakıldı.
Açlık, salgın ve bulaşıcı hastalıklar nedeniyle 30 bin Ahıskalı daha Orta Asya'nın çeşitli bölgelerinde hayatını kaybetti.
"Şehre taşınamazsınız, kural ihlal ederseniz 25 yıllık Sibirya sürgünü"
Sovyet yönetimi, oluşturduğu çalışma kamplarında kadın, yaşlı, çocuk ayrımı yapmadan Ahıskalıları en ağır işlerde çalıştırdı, eziyete maruz bıraktı.
Ahıska Türklerinin şehirlere yerleşmelerine yasak getirildi.
Bulundukları yerlerden izin almadan ayrılmamaları için kural konuldu. Bu kuralı ihlal eden Ahıskalılar, yakınlarıyla birlikte Sibirya'ya 25 yıllık sürgüne gönderilerek cezalandırıldı.
Üzerinden 78 yıl geçti. Acı hala hafızalarda ve yüreklerde taze...
600 bine yakın Ahıskalı Türk, dünyanın çeşitli yerlerinde vatanlarına hasret olarak yaşıyor.
Asıl amaç: Karadeniz çevresi nin Türklerden temizlenmesi
Stalin yönetimi, sürgünün gerekçesini "Tüm erkekleri Ruslarla cephede olan Ahıskalı Türklerin, 2. Dünya Savaşı'nda Nazilerle iş birliği yapması" olarak gösterdi.
Sovyetlerin dağılmasıyla bu iddianın doğru olmadığı ve gerçek amacın başka olduğu ortaya çıktı.
SSCB kayıtlarına göre, Kırım ve Ahıskalı Türklerin sürgünü, Karadeniz çevresini Türklerden temizlemek amacıyla yapıldı..
Vatana dönme ümidi
Bugün Ahıska bölgesinde yaklaşık 20 bin kişi yaşarken buradaki nüfusun çok küçük bir bölümünü Türkler oluşturuyor.
Ahıskalı Türklerin çoğunluğu, zorunlu sürgün edildikleri yerlerde veya daha sonra göçtükleri ülkelerde yaşamlarına devam ediyor.
Uluslararası kuruluşların raporlarına ve çeşitli kaynaklara göre, bugün 550-600 bin Ahıska Türk'ü vatanlarından uzakta yaşıyor.
Ahıskalı Türklerin en çok yaşadıkları ülkelerin başında Türkiye, Kazakistan, Azerbaycan, Rusya, Özbekistan, Kırgızistan, Ukrayna ve ABD geliyor.
Gürcistan hala bir adım atmadı
SSCB’nin dağılmasıyla gündeme gelen “Ahıskalı Türklerinin topraklarına dönme meselesi” yıllara rağmen bir çözüme kavuşamadı.
Gürcistan yönetimi ise 2007 yılında kabul edilen Ahıskalı Türklerin ana vatanlarına geri dönüşünü kapsayan yasaya rağmen hala somut adımlar atmadı.
"Aç, susuz, çıplak kaldık"
Sovyetler Birliği tarafından 78 yıl önce 14 Kasım günü vatanlarından sürülen Ahıska Türkleri, sürgündeyken çektikleri eziyetler ile yaşadıkları zor ve acı günleri hafızalarından silemiyor.
4 yaşındayken ailesiyle sürgüne gönderilen 81 yaşındaki 10 çocuk annesi Simizar Mehmetoğlu, sürgünde aç, susuz ve çıplak kaldıklarını söyledi.
Mehmetoğlu, okula gidemedi, annesine doyamadı, askerler götürdüğü için babasını ise bir daha göremedi...
"Babamın rengi neydi, büyük mü küçük mü, güzel mi, çirkin miydi? Bilmem. Ayakta, bedende yok. Her şeyi urba edip giyindik. 6 yıl Özbekistan'da bir kırık emeğe hizmet ettim. Kapılarını süpürdük, hayvanlarına ot taşıdık. Anneme yardım edip ot biçtik. Çamurlu su içtim. Böbreklerimde taş oldu.
İlk önce Özbekistan'a sürgün edildiğimizde ben ve kardeşlerim körpeydik. Trenle gittik. Bir ay trenle götürdüler. Trende kim bir şey derse onu suya atıyorlardı. Su ve yemek yok. Aç ve sahipsiz trende bir ay gezdik. Çok zorluk gördük. Şimdi anlatınca gördüğüm zorluklardan dolayı beni titreme tutuyor. Özbekistan'a körpe girdim yaşlı çıktım. Anne ve baba yok. 40 yıl Özbekistan'da yetim yaşadık."