Irak'ta aşiret güçlerinin, terör örgütü DEAŞ'ın etkisiz hale getirilmesi kapsamında hükümete bağlı ordu birliklerinin yanında yer aldığı ifade ediliyor.
Ülkedeki aşiretlere mensup binlerce kişinin, Diyala, Salahaddin, Enbar illeri başta olmak Irak'ın diğer bölgelerinde DEAŞ'la mücadele eden hükümet birliklerine katıldığı belirtiliyor. Terör örgütünün 2014 yazında ortaya çıkmasının hemen ardından örgüte karşı olduklarını ilan eden aşiret güçlerinin, operasyonlarda hükümet birlikleriyle koordinasyon içinde hareket ettiği kaydediliyor.
Enbar'da DEAŞ'a direnen Aşiret Konseyi üyesi Şeyh Aşur el-Mahlavi, DEAŞ'a karşı yürütülen operasyonlar kapsamında hükümet birliklerine verilen destekte aşiret güçlerinin büyük rolü olduğunu söyleyerek, "Aşiret güçleri, örgütün Enbar'daki nüfuzunun genişlemesini önlemek için ordu birliklerine 2014-2015 yıllarında desteği sırasında büyük kayıplar verdi." dedi.
Mahlavi, Enbar'da kırka yakın aşireti temsil eden binlerce kişinin, son iki yılda örgütün elindeki bölgelerin kurtarılması ile güvenlik ve istikrarın yeniden sağlanması için operasyonlara katıldığını dile getirdi.
Irak Parlamentosu Aşiret Komisyonu üyesi Muhammed es-Sayhud da aşiretlerin, İngiliz işgaline karşı 1920'de başlatılan ayaklanmadan günümüze kadar hükümetin yanında yer aldığı ve otoritesine bağlı olduğunu belirtti.
Tarihten günümüze aşiretlerin hükümete verilen destekte büyük rol oynadığına dikkati çeken Sayhud, "Aşiret güçleri, ülkeye yönelik saldırıları kabul etmedi. Irak'taki aşiretlerin tarihi, ülkenin kuzeyinden güneyine büyük başarılara şahitlik etti." ifadelerini kullandı.
Aşiret mensuplarının DEAŞ'a sınırlı katılımı
Aşiret mensuplarının kahir ekseriyeti Diyala, Enbar ve Salahaddin'de ordu birliklerine destek olurken, bu illerdeki bir takım aşiret mensuplarının ise hükümet birliklerinin karşısında DEAŞ'ın saflarında yer aldığı belirtiliyor.
Diyala, Salahaddin, Enbar gibi illerde bazı aşiret mensuplarının DEAŞ'a katıldığını söyleyen Sayhud, şunları söyledi:
"Ulusal, tarihi kimlikleriyle bilinen aşiret liderleri ile aşiret lideri olduğunu iddia eden ve DEAŞ'a katılanlar arasında fark var. Aşiret lideri olduğu iddiasında bulunanlar, bu illerdeki aşiretleri temsil etmiyor. Mensup oldukları aşiretler, DEAŞ'ın saflarında yer alanların aidiyetini kabul etmiyor ve onları paralı asker olarak tanımlıyor."
Diyala ilindeki Aşiretler Konseyi üyesi Şeyh Adnan Gadban ise DEAŞ'ın hezimete uğratılmasında aşiret güçlerinin güvenlik birimlerinin güçlü bir destekçisi olduğunun altını çizerek, "Diyala'daki Sünni ve Şii aşiretler, DEAŞ'ın 2014'te bölgeyi ele geçirmeye başlamasından bu yana ordu ve polis birliklerini destekleyerek mücadelede belirgin bir rol üstlendi." dedi.
Gadban, güvenlik güçleri ile aşiretlerin birbiriyle kenetlenmesinin ardından Diyala'nın örgütün elinden alındığını ve ilk kurtarılan bölgenin de Diyala olduğunu hatırlatarak, "Hem Sünni ve hem Şii aşiretler örgütün herkes için tehlike teşkil ettiğinin bilincinde. Herkes DEAŞ'ın kovulması ve bölgedeki varlığına izin verilmemesi gerektiğini biliyor." diye konuştu. AA