Reisi, İran devlet televizyonunda canlı yayınlanan programda Mahsa Emini'nin ölümünden sonra 12 gündür ülkeyi etkisi altına alan protesto dalgasını ve "ahlak polisi" olarak bilinen İrşad devriyesine yönelik eleştirileri değerlendirdi.
Mahsa Emini'nin ölümünün herkesi üzdüğünü ve olayın yargıya intikal ettiğini belirten Reisi, Emini hastaneye kaldırıldığında Semerkant'ta bulunduğunu ve hadisenin soruşturulması için yetkililere talimat verdiğini söyledi.
Emini'nin ölüm haberini aldığında ise ailesini arayarak, başsağlığı dilediğini aktaran Reisi, "Bunun benim ve her İranlı için acı bir haber olduğunu ve konunun takipçisi olacağımı kendilerine söyledim. Konunun takipçisi olmak bizim vazifemiz, ilkemiz şeffaflık ve adaletin uygulanmasıdır." ifadelerini kullandı.
Ahlak polisi olarak bilinen İrşad devriyelerine yönelik eleştiriler
Hadisenin adli tıp tarafından incelendiğini ve nihai raporun birkaç gün içinde açıklanmasını beklediklerini söyleyen Reisi, "Kurumlar tarafından ön raporlar verildi ancak nihai görüş henüz sunulmadı ve elbette nihai görüşün yargı sistemi tarafından verilmesi gerekiyor. Adli Tıp Kurumu, konuyu inceleyip görüşünü açıklayacak biz de bu kurumun kesin raporunu bekliyoruz" diye konuştu.
Ülkede 2005'ten bu yana görev yapan ve "ahlak polisi" olarak bilinen İrşad devriyesine yönelik eleştirileri de değerlendiren Reisi, şunları kaydetti:
"Bu süreçte kolluk güçlerinin yöntemine ilişkin medyada, gazetelerde ve kamuoyunda yorumlar yapıldı. Öneriler ve eleştiriler var. Ne bu tartışma ne de bir kanun ve kararın genel uygulaması konusunda olumlu ve olumsuz görüşlerin dile getirilmesinden korkmalı.
Farklı görüşler alınmalı ve ifade edilmelidir. Bunun uygulanma yönteminin yanlış olduğu düşünülüyorsa ve yeni fikirler varsa bu yeni görüşler tartışılıp uygulanabilir. Değerler değiştirilemez ama kanunun uygulanma şekli tartışılabilir"
İran Cumhurbaşkanı, İrşad devriyesinin uygulamalarının yeniden gözden geçirilip geçirilmeyeceğine dair soruya da "Yasanın uygulanmasında en iyi yöntemler dikkate alınmalıdır. Muhalif görüşler için platform sağlamalıyız. Hükümet bu görüştedir" dedi.
Ülkede ölümlere yol açan protestolardaki şiddet eylemlerini "düşmanların komploları" olarak niteleyen Reisi, "Tartışma, eleştiri ve hatta bazı sorunlar hakkında protestolar yanlış değildir. Eleştiri ve protesto ile kargaşa ve kaos arasındaki sınır belirlenmelidir. Kargaşa ve kaos dünyanın hiçbir yerinde kabul edilemez" ifadelerini kullandı.
Nükleer anlaşmayla ilgili görüşmeler
Nükleer anlaşmaya ilişkin de değerlendirmelerde bulunan Reisi, geçen haftaki New York ziyareti sırasında Avrupalı liderlerle görüşmelerinde ülkesinin anlaşmaya dönüş için güçlü güvenceler istediğini bir kez daha vurguladığını söyledi.
Avrupa ülkelerinin ABD karşısında bağımsız hareket edemediğini ifade eden Reisi, "Sayın (Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel) Macron ile yaptığım görüşmede nükleer müzakereler konusu gündeme geldi. Adil bir anlaşma istediğimizi vurguladık. Kendisi ABD'nin anlaşmadan tek taraflı çekilmesinden sonra Avrupalıların taahhütlerini yerine getirmediğini de kabul etti" dedi.
Mahsa Emini'nin gözaltına alındıktan sonra ölmesi ve protestolar
Tahran'da 13 Eylül'de "ahlak polisi" olarak bilinen İrşad devriyeleri tarafından gözaltına alındıktan sonra komaya girerek hastaneye kaldırılan 22 yaşındaki Mahsa Emini'nin 16 Eylül'de yaşamını yitirmesi ülkede infiale yol açmıştı.
Emini'nin 17 Eylül'de memleketi Sakkız kentindeki cenaze töreni sonrasında Tahran ve ülkenin batısındaki kentlerde gösteriler başlamıştı.
İran devlet televizyonu, 24 Eylül'de gayriresmi rakamlara göre, şiddete dönüşen gösteriler sırasında aralarında güvenlik güçlerinin de olduğu 41 kişinin hayatını kaybettiğini duyurmuştu.
Yetkililer henüz gösterilerdeki can kayıplarıyla ilgili kesin bilgi paylaşmadı.