İran devletinin Arapça yayın yapan El Alem kanalına konuşan İran Meclis Başkanı'nın Uluslararası İlişkilerden Sorumlu Özel Yardımcısı Hüseyin Emir Abdullahiyan, Fahrizade suikastıyla ilgili açıklamada bulundu.
Suikastı gerçekleştirenlerden bazılarının güvenlik güçlerince tespit edildiğini ve yakalandığını söyleyen Abdullahiyan, konuyla ilgili detayların yetkili organlar tarafından duyurulacağını ifade etti.
İran nükleer programının kilit isimlerinden Muhsin Fahrizade, 27 Kasım'da Tahran eyaletine bağlı Demavend ilçesinde aracına düzenlenen saldırıda hayatını kaybetmişti.
Ruhani suikasta cevap verileceğini söylemişti
Fahrizade suikastının ardından İran'dan İsrail'i hedef alan açıklamalar gelmişti.
İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani, Fahrizade'nin öldürülmesinin İsrail'in tuzağı olduğunu ve suikasta yanıtın uygun bir zamanda verileceğini söylemişti.
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ise iddialarla ilgili yorum yapmayı reddetmiş ve "Gergin günler bizi bekliyor" demekle yetinmişti.
Netanyahu, Nisan 2018'de yaptığı bir açıklamada ise İranlı nükleer bilimci Fahrizade'ye işaret ederek, "Bu ismi unutmayın" demişti.
Muhsin Fahrizade kimdir?
İran'ın nükleer programının kilit isimlerinden bilim insanı Muhsin Fahrizade, İsrail'in hedefindeki kişi olarak öne çıkıyordu.
Aynı zamanda Savunma Bakanlığı Araştırma ve İnovasyon Kurumu Başkanı ve askeri bir kurum olan İmam Hüseyin Üniversitesi'nde fizik profesörü olarak görev alan Fahrizade, askeri alandaki faaliyetleriyle de bilinen bir isim.
Başkent Tahran'a yakın Kum kentinde 1957 yılında dünyaya gelen Fahrizade, 1979 yılındaki İran İslam Devrimi'nin ardından kurulan Devrim Muhafızları Ordusu'nda görev aldı.
İran Savunma Bakanlığı ile Silahlı Kuvvetler Başdanışmanı ve İran Fizik Araştırma Merkezi (PHRC) Başkanı olması nedeniyle 24 Mart 2007'de Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin (BMGK) 1747 sayılı kararla yaptırım listesine aldığı İranlı yetkililerden biriydi.
Fahrizade, Batılı gazetecilerin en çok röportaj yapmak istedikleri kişiler arasında yer alıyordu ancak Tahran Yönetimi, önceki yıllarda söz konusu bilim insanıyla ilgili bilgilerin yayınlanmaması için çaba gösteriyor ve Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA) denetçilerinin onunla görüşmesine izin vermiyordu.