2020 yılında yeni tip koronavirüs (COVID-19) salgını ve toplumsal olaylarda binlerce İranlı hayatını kaybederken, yaşanan siyasi krizler İran'ın uluslararası yalıtılmışlığını artırdı.
Süleymani suikastı ve ardından yaşananlar
İran için yılın en şok edici olayı, Afganistan'dan Irak'a, Suriye'den Lübnan'a rejimin bölgedeki politikalarını belirleyen ve ülke lideri Ali Hamaney tarafından "yaşayan şehit" olarak adlandırılan Kasım Süleymani'nin öldürülmesi oldu.
Süleymani ve Haşdi Şabi Başkan Yardımcısı Ebu Mehdi el-Mühendis, 3 Ocak'ta ABD Başkanı Donald Trump'ın talimatıyla insansız hava aracı (İHA) ile Bağdat Havaalanı'na düzenlenen saldırıda hayatını kaybetti. Saldırıda Süleymani, el-Mühendis, İranlı subaylar ve Iraklı korumalarla birlikte toplamda 10 kişi öldü. İran'da 3 günlük yas ilan edildi. Hamaney başta olmak üzere üst düzey İranlı yetkililer, ABD'den intikam alacaklarını açıkladı. ABD ile İran arasında artan gerilim, iki ülkeyi savaşın eşiğine getirdi.
Süleymani'nin öldürülmesinden iki gün sonra İran yönetimi, nükleer anlaşmadaki tüm taahhütlerini askıya aldığını, uranyum zenginleştirme, depolama, araştırma ve geliştirmeyle ilgili hiçbir taahhüde uymayacağını bildirdi. Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA), olaydan 9 ay sonra, 4 Eylül'de yaptığı açıklamada, Tahran'ın uranyum zenginleştirme seviyesi ve zenginleştirilmiş uranyum stoku konusunda nükleer anlaşmada belirtilen limitleri aştığını açıkladı.
İran, ABD'nin Devrim Muhafızları Ordusu'nu terör örgütü listesine almasına karşılık 7 Ocak'ta ABD Merkez Kuvvetlerini (CENTCOM) terörist ilan etti.
Süleymani'nin Kirman kentinde düzenlenen cenaze töreninde çıkan izdihamda, 56 kişi öldü, 213 kişi yaralandı. Süleymani'nin naaşının gömülmesi izdiham nedeniyle iki kez ertelendi. Cenazenin defin işlemi 8 Ocak'ta sabah saatlerinde gerçekleşti.
ABD üslerine saldırı ve düşürülen Ukrayna uçağı
İran Devrim Muhafızları Ordusu, 8 Ocak'ta Süleymani'nin öldürülmesine karşılık, ABD'nin Irak'ın Anbar vilayetinde bulunan Ayn el-Esed Hava Üssü'nü onlarca balistik füzeyle vurduğunu duyurdu. İran, saldırıda en az 80 ABD askerinin öldüğünü ileri sürdü. ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon) ise ABD askerlerinin kayıp vermediğini açıkladı. ABD'li yetkililerce daha sonra yapılan açıklamada, saldırıyla ilgili 109 ABD askerine "travmatik beyin hasarı" teşhisi konulduğu belirtildi.
Dünya bu olayı tartışırken 06.18'de Tahran İmam Humeyni Uluslararası Havalimanı'ndan Ukrayna'nın başkenti Kiev'e gitmek üzere havalanan Ukrayna Hava Yollarına ait Boeing 737 tipi yolcu uçağı, kalkıştan kısa süre sonra düştü. Uçakta bulunan 176 kişilik yolcu ve mürettebattan kurtulan olmadı. İranlı yetkililer önce, düşüşün teknik arıza nedeniyle meydana geldiğini ve İran güvenlik güçlerinin füze ile vurduğu iddialarını reddetti. Üç gün sonra, 11 Ocakta İran Genelkurmay Başkanlığı, yolcu uçağını yanlışlıkla düşürdüklerini itiraf etti. Uçağın "hassas askeri noktanın" üzerinden geçerken "insani hata" sonucu hava savunma sistemi tarafından yanlışlıkla düşürüldüğü, düşürülen uçağının cruise (seyir) füzesi olarak algılandığı açıklandı. İran yönetimi kaza nedeniyle özür diledi. Tazminat konusunda İran ve Ukrayna arasında görüşmeler devam ediyor.
Yeni tip koronavirüs (COVID-19)
Çin'in Hubey eyaletine bağlı Vuhan kentinde ortaya çıkan COVID-19 İran'da ilk defa 19 Şubat'ta Kum kentinde görüldü. Tahran yönetimi, salgın nedeniyle ülke genelinde sıkı tedbirleri hayata geçirdi. Tedbirler kapsamında, eğitim kurumları kapatılarak online ortama taşındı. Zorunlu ihtiyaçları karşılayan iş yerleri hariç tüm iş yerleri kapatıldı. Şehirler arası seyahat kısıtlaması getirilirken, salgın nedeniyle belirlenen yasaklara uymayanlar hakkında cezai işlem uygulanacağı açıklandı. Kısıtlamalar, ekonomik kaygılarla ve hayatın normale dönmesi amacıyla zaman zaman gevşetildi. 28 Aralık 2020 itibariyle ülkede COVID-19 nedeniyle, 54 bin 814 İranlı hayatını kaybederken, toplam vaka sayısı da 1 milyon 206 bin 373 olarak kaydedildi. Salgına yakalanan 960 bin 751 kişi iyileşti ve 83 milyon nüfusluk ülkede 7 milyon 460 bin 422 kişiye test yapıldı.
COVID-19 bilançosu ağırlaştıkça İranlı yetkililer sağlık hizmetlerini gerekçe göstererek ABD yaptırımlarının kaldırılmasını ve Avrupalı ülkelerin bu konuda kendilerine yardımcı olmasını istedi. Washington yönetiminin yaptırımları kaldırmaması üzerine İranlı yetkililer ABD'yi "ekonomi ve sağlık terörü" uygulamakla suçladı. İranlı yetkililer, defalarca yaptırımlar nedeniyle ülke dışından COVID-19 aşısı ve tıbbi malzeme satın alamadıklarını söyledi.
Ölümlerin yüksek olduğu bir yıl oldu
Süleymani'nin cenaze töreni ile Ukrayna uçağının düşürülmesi olayında 232 sivilin hayatını kaybetmesi ve COVID-19 kaynaklı ölümlerin yanında, salgının ülke genelinde yayılmasının ardından "alkolün koronavirüse iyi geldiği" söylentileri üzerine İran'da içkinin satışının yasal olmaması nedeniyle sahte içki tüketen 800'den fazla kişi zehirlenerek hayatını kaybetti. Bunun yanında, yıl boyunca altyapı yetersizliği nedeniyle sık sık meydana gelen trafik kazaları ve özellikle güney bölgelerindeki sel felaketleri onlarca İranlının yaşamını kaybetmesine neden oldu. Öte yandan, ülkenin kuzeybatı ve güneydoğu bölgelerindeki ayrılıkçı silahlı örgütler ile meydana gelen çatışmalarda İran çok sayıda askerini kaybetti.
10 Mayıs'ta İran Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Halkla İlişkiler Ofisi, Basra Körfezi'nde düzenlenen deniz tatbikatı sırasında Konarek savaş gemisinin destek fırkateyninden kaynaklanan kazada 19 askerin hayatını kaybettiğini, 15 kişinin yaralandığını duyurdu.
İran Meclis Seçimleri
İran'da 21 Şubat'ta 11. Dönem Meclis Seçimleri yapıldı. Genel seçimler, önde gelen aday adaylarının Anayasayı Koruyucular Konseyi (AKK) tarafından reddedilmesi nedeniyle Reformist kanadın boykotu gölgesinde gerçekleşti. Seçimlere katılım oranı, COVID-19'un etkisiyle de bir önceki seçime göre yüzde 20 civarında azalarak yüzde 42,57 olarak gerçekleşti. Vetolar nedeniyle reformistlerin büyük bir bölümünün seçimlerde aday gösterilmemesi ve boykot nedeniyle İran Meclisi'nde muhafazakarlar çoğunluğu elde etti.
Yaptırımlar ve yurt dışından fona ABD engeli
Washington yönetimi, İran'ın birçok kurumuna ve rejimin önde gelen onlarca ismine de yaptırım uyguladı. Yaptırımlar ülkede ekonomik ve sosyal hasara yol açarken, uluslararası yalıtılmışlığı artırdı. Ülkeler, ABD baskısı nedeniyle İran ile iş yapmaya çekindi. Bu süreçte İran, özellikle petrol satışı ve bankacılık işlemlerinde engellerle karşılaştı. Ekonomik darlığı artan İran'ın Irak, Güney Kore ve çeşitli ülkelerdeki dövizlerine ulaşması da yaptırımların engeline takıldı. İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani, ABD'nin tek taraflı yaptırımları nedeniyle en az 150 milyar dolar zarar gördüklerini söyledi. İran, COVID-19'la mücadelede kullanılmak üzere İslam Kalkınma Bankası ve Dünya Bankasından kredi talep ederken, petrol ihracatındaki açığını Venezuela'ya petrol satarak kapatmaya çalıştı.
İran para birimi yüzde 100'e yakın değer kaybetti
İran'da serbest döviz piyasasını izleyen "bonbast.com"un verilerine göre, serbest piyasada 1 ABD dolarının satış fiyatı yıl içerisinde ilk kez 30 bin tümeni aştı. İlk kez 35 bin tümeni aşan avro ise 35 bin 200 tümenden işlem gördü.
1 Ocak 2020 verilerine göre, 13 bin 320 tümenden işlem gören 1 ABD doları 28 Aralık 2020'de 25 bin 830 tümenden işlem gördü. 1 Ocak 2020'de 14 bin 940 tümen olan avro değeri ise, 28 Aralık 2020'de 31 bin 525 tümenden işlem gördü. 2020'de İran para birimi dolar ve avro karşısında yaklaşık yüzde 100 değer kaybetti.
Natanz'daki uranyum zenginleştirme tesisine sabotaj
İran'ın uranyum zenginleştirme faaliyetleri açısından kritik önem taşıyan Natanz Şehid Ahmedi Ruşen Nükleer Merkezi'nde 2 Temmuz'da patlama meydana geldi. Tesisin içinde yer alan çelik konstrüksiyon inşaatında meydana geldiği belirtilen olayda ölen ya da yaralanan olmadığı açıklandı. Olayın İsrail'in sabotajı olduğuna yönelik haberler uluslararası basında yer bulmasına karşın İranlı yetkililer ilk açıklamalarında iddiaları doğrulamadı.
İran Atom Enerjisi Kurumu Sözcüsü Behruz Kemalvendi, olaydan haftalar sonra 23 Ağustos'ta yaptığı açıklamada, tesiste meydana gelen patlamanın nedenini "sabotaj" olarak nitelendirerek, olayla ilgili detay bilgi vermedi. Kemalvendi, İranlı nükleer bilimci Muhsin Fahrizade'nin öldürülmesinden bir gün sonra, 28 Kasım'da yaptığı açıklamada, Natanz'daki nükleer tesisi hedef alan sabotajın İsrail tarafından gerçekleştirildiğini açıkladı.
İran'ın efsanevi sanatçılarından Muhammed Rıza Şeceriyan hayatını kaybetti
İran'ın usta sanatçıları arasında yer alan bestekar ve musiki üstadı Muhammed Rıza Şeceriyan (80) 2016'dan bu yana mücadele ettiği böbrek kanserine yenik düşerek, 8 Ekim'de tedavi gördüğü Tahran'daki Cem Hastanesi'nde yaşamını yitirdi.
Eski Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad dönemindeki hak ve özgürlüklere yönelik ihlaller nedeniyle ülke yönetimine yönelik sert eleştirilerde bulunan Muhammed Rıza Şeceriyan'ın eserleri o günden ölümüne kadar İran Radyo-Televizyon Kurumu IRIB'de yayınlanmadı.
Silah ambargosu
İran Dışişleri Bakanlığı, 18 Ekim'de nükleer anlaşma uyarınca, 13 yıldır uygulanan uluslararası silah ambargosu ile bazı İranlı yetkililere yönelik getirilen uluslararası seyahat yasağının kaldırıldığını duyurdu. Ağustos ayında, ABD'nin silah ambargosunu yenileme girişimleri BMGK'de başarısızlıkla sonuçlanmış, ABD, BMGK üyelerinin anlaşmadan çekilen bir ülkenin söz konusu mekanizmayı hayata geçiremeyeceğini açıklamasına rağmen İran'a yönelik tüm BM yaptırımlarını tek taraflı olarak 19 Eylül'de uygulamaya başladığını açıkladı.
İsrail ile Arap ülkelerinin normalleşme anlaşmaları Filistin davasına ihanet sayıldı
Başta İran lideri Hamaney olmak üzere İranlı yetkililer, Arap ülkelerinin İsrail ile normalleşme adımlarına ve İsrail-Filistin meselesine ilişkin "Yüzyılın Anlaşması" şeklinde ortaya atılan sözde barış planına sert tepki göstererek, kınadı. Yetkililer, anlaşma imzalayan Arap ülkelerini Filistin davasına ihanet etmekle suçladı. Öte yandan, İran, Fransa'da Hazreti Muhammed'e hakaret içerikli karikatürlerin yayımlanmasına sert tepki göstererek, kınadı.
İnsan hakları ihlalleri ve idamlar
Son bir yılda İran'da onlarca kişi idam cezasına çarptırıldı. İdam kararları adli suçluları da kapsarken, gazeteci, akademisyen ve aktivistler için verilen kararlar uluslararası alanda bir çok devlet ve kurumun sert tepkisine neden oldu.
İran 12 Eylül'de, 2018'deki protestolar sırasında bir güvenlik görevlisini öldürmek suçlamasıyla idama mahkum edilen ancak ABD Başkanı Donald Trump ve uluslararası insan hakları kuruluşları tarafından cezanın uygulanmaması yönünde çağrı yapılan İranlı güreşçi Nevid Efkari'nin (27) idam edildiğini açıkladı. 14 Temmuz'da, İran Savunma Bakanlığı Hava-Uzay Kurumundan emekli Rıza Asgari'nin, ABD Merkezi İstihbarat Teşkilatı (CIA) adına casusluk yaptığı gerekçesiyle idam edildiği belirtildi. 4 Şubat'ta İran'da "ABD adına casusluk" yapmaktan suçlu bulunan Emir Rahimpur hakkında verilen idam cezası yüksek mahkeme tarafından onandı. 20 Temmuz'da ise, İran, ABD tarafından öldürülen General Kasım Süleymani'nin güzergah bilgilerini paylaştığı ve İsrail istihbarat servisi MOSSAD ile ABD Merkezi İstihbarat Teşkilatı (CIA) adına "casusluk yaptığı" iddiasıyla bir kişiyi idam etti. 12 Ağustos'ta İran'da tutuklu bulunan siyasi aktivist ve avukat Nesrin Sutude'nin, "cezaevinde siyasi mahkumlara uygulanan adaletsizlikler ve yasa dışı durumları" protesto etmek için açlık grevine başladığı duyuruldu. 25 Kasım'da, İran’da İsrail adına casusluk suçlamasıyla 10 yıl hapse mahkum edilen Avustralyalı akademisyen Kylie Moore-Gilbert, ABD'nin tek taraflı yaptırımlarını delmek suçlamasıyla ülke dışında tutuklu bulunan üç İranlı iş adamının salıverilmesi karşılığında serbest bırakıldı. 12 Aralık'ta rejim muhalifi Amednews haber sitesinin editörü Ruhullah Zem hakkında verilen idam cezası infaz edildi.
Nükleer bilimci Fahrizade suikast sonucu hayatını kaybetti
27 Kasım Cuma günü İran'ın nükleer programının mimarlarından ve aynı zamanda Savunma Bakanlığı Araştırma ve İnovasyon Kurumu Başkanı olan bilim insanı Muhsin Fahrizade, Tahran eyaletine bağlı Abserd bölgesinde aracına düzenlenen terör saldırısı sonucunda hayatını kaybetti. İranlı yetkililer, suikastın faili olarak Tel Aviv yönetimini sorumlu tutarak, intikam ve misilleme içerikli açıklamalar yaptı. İran lideri Ali Hamaney, Fahrizade'nin öldürülmesiyle ilgili, "Failler ve azmettiriciler kesin olarak cezalandırılmalıdır." ifadelerini kullandı.
Ülkede reformistlere yakınlığıyla bilinen bazı siyasiler, Fahrizade suikastında İran istihbarat birimlerinin zaafı olduğunu, ABD ve İsrail istihbaratının İran'ın en önemli birimlerine sızdıklarını öne sürdü. İran Ulusal Güvenlik Yüksek Konseyi Genel Sekreteri Ali Şemhani, ülkedeki emniyet güçlerinin nükleer bilimci Fahrizade'ye suikast düzenleneceğine dair istihbarat bilgisine sahip olduğunu fakat ciddiye almadıklarını söyledi. İran Hükümet Sözcüsü Ali Rebii ise, Fahrizade suikastine ilişkin, "Suikastın yeri tahmin edilmişti. Biraz dikkat ve koruma protokollerine uyarak bu suçu engelleyebilirdik." dedi.
Fahrizade suikastinin ardından, Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı'nın (UAEA) İran'daki faaliyetleri tartışma konusu oldu. Muhafazakarların çoğunlukta olduğu İran Meclisi reformist Ruhani hükümetinin itirazlarına rağmen "nükleer faaliyetleri hızlandıracak ve nükleer tesislerdeki denetimleri sınırlandıracak" yasa tasarısını kabul etti. Tasarı, Anayasayı Koruyucular Konseyi tarafından onaylandıktan sonra Bakanlar kurulunda da kabul edilmek zorunda kaldı.
17 Aralık'ta Avrupa Parlamentosu (AP), İran'daki insan hakları ihlalleri nedeniyle AB'nin ve üye ülkelerin İranlı yetkililere yaptırım uygulamasını istedi. İran, AP'nin talebini kınayarak, Avrupalı devletleri terörü desteklemekle suçladı.
2020 yılının İran için en olumlu olayı, İran ile imzalanan nükleer anlaşmaya dönüş sinyalleri veren Demokrat Parti adayı Joe Biden'in ABD başkanlık seçimlerini kazanması oldu.