Avrupa Birliği (AB) Dış İlişkiler Servisi Genel Sekreter Yardımcısı ve Siyasi Direktörü Enrique Mora'nın başkanlığında, Kapsamlı Ortak Eylem Planı (KOEP) olarak adlandırılan İran nükleer anlaşması, taraf ülkelerin temsilcilerinin katılımıyla Nisan 2021'den itibaren sürüyor.
Müzakerelerin beklenilenden uzun sürmesi, tarafların belirli konularda siyasi irade ortaya koymakta tereddütlü davranması ve son olarak Rusya-Ukrayna savaşı nedeniyle uluslararası gündemin alt basamaklarına gerileyen nükleer müzakereler, geçen hafta yapılan açıklamalarla yeniden uluslararası kamuoyunun odağı haline geldi.
Müzakerelerde sona gelindi beklentisi
Başta Rusya olmak üzere, Avrupalı ülkeler, İran ve ABD'den art arda gelen açıklamalar, kamuoyunda "bu sefer sona gelindiği ve uzlaşının sağlandığı" yorumlarına neden oldu.
Rusya'nın müzakere heyetine başkanlık yapan ve bu ülkenin BM Viyana Ofisi Nezdinde Daimi Temsilcisi Büyükelçi Mikhail Ulyanov'un "çözüme kavuşturulmamış sorunların 24 ya da 48 saat içinde sonuçlandırılabileceği", "Müzakerelerin bu aşamada başarısız olması ciddi bir sorumsuzluk olur." yönündeki ifadeleri, İngiltere'nin müzakerelerdeki temsilcisi Stephanie Al-Qaq'ın "Anlaşmaya çok yakınız." açıklaması beklentileri yükseltti.
Viyana nihai anlaşma için bakanlara hazırlanıyordu
Bu arada müzakerelerin yürütüldüğü Coburg Oteli'nin çevresindeki sokakların güvenlik nedeniyle polis tarafından tamamen kapatılması, medya mensupları için oluşturulan basın merkezindeki hummalı hazırlıklar, burada görevli güvenlik personelinin sayısının artırılması gibi gelişmeler, hazırlanan anlaşma metnini imzalamak üzere Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov da dahil taraf ülkelerin dışişleri bakanlarının birkaç güne Viyana'ya geleceği yorumlarına neden oldu.
Ancak Lavrov'un, 5 Mart Cumartesi yaptığı açıklamanın ardından, anlaşmaya yönelik artan olumlu beklentiler yerini belirsizliğe bıraktı.
Rusya'nın garanti talebi
Lavrov'un, olası bir anlaşma durumunda "ABD'li meslektaşlarımızdan, (Ukrayna savaşı sonrası Rusya'ya yönelik başlatılan) yeni yaptırımların Rusya'nın İran'la ekonomik, ticaret, yatırım ve teknoloji transferinde özgürce iş birliği yapmasına engel olmadığını içeren yazılı bir garanti istedik." ifadesi, sona gelindiği düşünülen müzakereleri büyük bir sınamayla karşı karşıya getirdi.
İran'da şaşkınlıkla karşılanan Rusya'nın bu beklenmedik isteğine karşı ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken'ın değerlendirmeleri, yakın bir tarihte anlaşma yapılma ihtimalini zora soktu.
ABD'den Rusya'ya olumsuz yanıt
Blinken, Ukrayna ve İran nükleer anlaşmasının birbiriyle ilişkili hususlar olmadığını, bu nedenle Rusya'nın talebinin "alakasız" olduğunu söylemesi, uluslararası basında "Moskova'nın isteği Washington tarafından kabul edilmedi" şeklinde yorumlandı.
İran, Rusya'nın son hamlesinden rahatsız
Müzakerelerin başından itibaren yapıcı ve olumlu bir tutum sergileyen Rusya'nın bu hamlesi, İran'da memnuniyetsizliğe yol açtı. Bir yandan ağır yaptırımların en hızlı şekilde kaldırılması için çaba sarf eden Tahran yönetimi, diğer yandan yakın müttefiki Rusya ile arasının bozulmaması için kontrollü açıklamalarda bulundu.
İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Said Hatibzade, konuya ilişkin yaptığı açıklamada, Rusya'dan son gelişmeye ilişkin ayrıntı verilmesi talebinde bulunurken, Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan ise "Viyana görüşmelerinde hiçbir dış faktörün ulusal çıkarları etkilemesine izin vermeyeceğiz." ifadelerini kullandı.
Abdullahiyan, Rus mevkidaşı ile yaptığı telefon görüşmesinin ardından daha yumuşak bir açıklamada bulunsa da bu durum, İran'ın sona gelinen görüşmelerde karşı karşıya kaldığı sürprizden memnun olmadığı gerçeğini değiştirmiyor.
Rusya'nın garanti talebinin ne içerdiği bilinmiyor
Rusya, garanti isteğine ilişkin detayları henüz açıklamazken Rus Büyükelçi Mikhail Ulyanov, bu aşamada konunun gazetecilerle paylaşılmasının düşünülmediğini söyledi.
Rusya'nın garanti talebini ABD'nin kabul etmeyeceği görüşünü paylaşan uzmanlar, Moskova'nın bu hamlesinin anlaşma olasılığını tehlikeye atabileceğine işaret ediyor.
Uzmanlar, Rusya-Ukrayna savaşı nedeniyle ağır yaptırımlara tabi tutulan ve ciddi oranda yalnızlaşan Rusya'nın İran üzerinden kendine alan açmaya çalıştığı değerlendirmesinde bulunurken olası bir anlaşma durumunda İran doğal gazının, Avrupalılar için bir alternatif olmasına Moskova'nın sıcak bakmadığı yorumunu yapıyor.
Uzun süren pazarlık maratonun da İran'ın masaya koyduğu en önemli maddelerden biri olarak görülen ve görüşmelerin ağır ilerlemesine neden olan garanti konusu bir kez daha müzakereleri kilitleyen bir husus olarak öne çıktı.
2018'de anlaşmadan tek taraflı olarak çekilen ABD'nin anlaşmaya dönüşü, bu ülkenin İran'a uyguladığı yaptırımların kaldırılması ve son olarak İran'ın nükleer faaliyetlerini 2015'te imzalanan anlaşmanın sınırlarına çekmesi için sürdürülen görüşmelerin önündeki bu engelin nasıl kaldırılacağı henüz bilinmiyor.