Zarif, "Yaptırımlar kaldırılır ve ABD tutumunu değiştirirse ancak o zaman müzakerelere başlayabiliriz. İran'ın finansal varlıkları, ABD'nin siyaseti nedeniyle Güney Kore ve Japonya'da bloke edildi. Bu yaklaşım değişmeli." dedi.
Avrupalıların karar vermek için ABD'nin onayına ihtiyaç duyduğunu söyleyen Zarif, "Avrupalılar nükleer anlaşmadaki taahhütlerini yerine getirmedi, hükümetleri her ne kadar anlaşmadan bahsetse de şirketleri ABD'nin sözünü dinliyor." ifadelerini kullandı.
"Laf değil icraat bekliyoruz"
Washington yönetiminin Kapsamlı Ortak Eylem Planı'na dönmesinin ardından İran'ın zararlarını karşılaması ve bir daha aynı şeyi tekrarlamayacağı konusunda taahhüt vermesi gerektiğini belirten Zarif, şunları kaydetti:
"Biz ABD'den laf değil icraat bekliyoruz. Fakat asıl sorun şu: Joe Biden, Trump'ın siyasetini güdüyor, Obama'nın değil."
Nükleer anlaşma süreci
İran ile 5+1 ülkeleri arasında 2015'te Tahran'ın nükleer faaliyetlerinin düzenlendiği ve denetim altına alındığı bir anlaşma imzalanmıştı.
ABD, 8 Mayıs 2018'de Donald Trump'ın başkanlığı döneminde anlaşmadan tek taraflı çekilerek, İran'a yeniden yaptırım uygulamaya başlamıştı.
Yaptırımlara karşılık 8 Mayıs 2019'da kademeli olarak anlaşmadaki taahhütlerini durdurmaya başlayan İran, 5 Ocak 2020'de anlaşmadaki taahhütlerini tamamen durdurmuş ve yüksek düzeyde uranyum zenginleştirme işlemi dahil bir dizi adım atmıştı.
ABD'de göreve gelen Joe Biden yönetimi, Tahran'ın anlaşmadaki taahhütlerini yerine getirmesi halinde anlaşmaya geri döneceklerini duyurmuştu. İran ise anlaşmadan çekilen taraf olarak öncelikle ABD'nin anlaşmaya dönmesi ve yaptırımları kaldırması gerektiğini bildirmişti.
Tahran yönetimi, ABD'nin nükleer anlaşmaya geri dönmesi ve anlaşmanın olduğu gibi uygulanması konusunda ısrar etse de Washington, İran'ın balistik füzeleri ve bölgeye müdahaleleri hakkında müzakerelerde bulunmak istiyor.