İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi ve Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan’ın yaşamını yitirmesine yol açan helikopter kazasının nedenine dair henüz resmi açıklama yok.
Ancak, uçuş protokollerinin uygulanıp uygulanmadığına dair uzmanların görüşleri dikkat çekiyor. Zira hava ve arazi şartlarına bakıldığında bazı protokollerin es geçildiği belirtiliyor.
Kazanın ardından pek çok soru işareti ortaya çıktı. Sisli hava koşullarında helikopterlerin kalkışına neden izin verildi? Devlet büyüklerinin aynı helikopterde bulunması uygun muydu? Helikopterin teknik durumu ve bakım süreçleri nasıldı?
Havacılık alanında uzman olan Aydın Adnan Menderes Üniversitesi’nden Prof. Dr. Hüseyin Çelik’e merak edilenleri sorduk. Çelik, hem kazanın teknik yönlerini hem de uçuş güvenliği ile ilgili kritik noktaları değerlendirdi.
Helikopterler sisli havada kalkabilir mi?
Kazanın gerçekleştiği bölge oldukça engebeli ve hava şartlarının zor olduğu bir alan. Prof. Dr. Hüseyin Çelik, “Sisli havada helikopterlerin kalkışı genellikle risklidir” diye belirterek şöyle devam ediyor:
“Helikopterlerin kalkışına izin verilip verilmemesi, hava koşullarına, pilotun yeteneklerine ve helikopterin donanımına bağlıdır. Helikopterler genellikle görerek uçuş şartlarında (VFR) uçmayı tercih ederler. Ancak, sisli hava gibi görüş mesafesinin düşük olduğu durumlarda aletli uçuş şartları (IFR) gerekebilir. IFR, uçakların ve helikopterlerin dışarıya bakmadan, sadece cihazlara ve aletlere dayanarak uçmasını sağlar."
“Devlet büyüklerinin aynı helikopterde uçmaları uygun değil”
Prof. Dr. Çelik, İran Cumhurbaşkanı ile Dışişleri Bakanı'nın aynı helikopterde olmasının riskli olduğunu dile getiriyor. Ancak bir noktaya da dikkati çekiyor:
"Genellikle devlet büyükleri, güvenlik gerekçesiyle farklı hava araçlarında uçurulur. Ancak, bu uluslararası bir kural değildir ve ülkeden ülkeye değişebilir. İran'ın bu konuda belirli bir protokolü olup olmadığını bilmiyorum ama aynı helikopterde uçmaları uygun değil.”
“Helikopterle gitmeleri büyük bir hataydı”
Prof. Dr. Çelik, uçuş şartlarının nasıl olması gerektiğine dair bazı bilgiler de veriyor. Helikopterlerin hangi şartlarda uçtuğunun bilinmediğini belirterek, resmi açıklamanın beklendiğine vurgu yapıyor:
"Helikopterle gitmeleri büyük bir hataydı, bu durumda uçakla gitmeleri gerekirdi. Helikopterler genelde VFR şartlarda uçmayı tercih ederler. Aletli uçuş şartlarında (IFR) ise cihazlara bakarak uçulur. Bu kazada helikopterlerin VFR mi yoksa IFR mi uçtuğunu İran havacılık yetkilileri açıklamalı. Ancak, düştüğüne göre büyük olasılıkla VFR şartlarda uçuyorlardı ve sisli havada uçmamaları gerekiyordu."
“Helikopterin bakımı ve pilotun deneyimi sorgulanmalı”
Prof. Dr. Çelik, İran'ın uzun süredir Amerika'nın ambargosu altında olduğunu ve bu durumun yedek parça sıkıntısına da yol açtığını söylüyor.
"Helikopterin bakımı ve pilotun deneyimi de sorgulanmalı" diyen Çelik, "Elektronik karıştırma gibi faktörler de göz önünde bulundurulmalı. Elektronik karıştırma, uçakların cihaz ve sistemlerini bozmak için kullanılır ve bu kazada böyle bir ihtimal de değerlendirilmelidir" ifadesini kullanıyor.
Helikopterlerin yüksek irtifalara çıkma kapasitesinin sınırlı olduğunu belirten Çelik, "Helikopterler genellikle daha alçaktan uçarlar ve bu da risklidir. Ayrıca, üç helikopter birlikte mi uçuyordu? Neden Cumhurbaşkanı ve Dışişleri Bakanı'nın olduğu helikopter düştü? Bu soruların cevaplanması gerekiyor" diye ekliyor.
“Havacılık kurallarına uyulmazsa kaza kaçınılmazdır”
Prof. Dr. Çelik son olarak, kötü havalarda helikopter tercih edilmemesi gerektiğini vurguluyor. Pilotun uçuş öncesi hava şartlarını ve meteorolojik verileri kontrol etmesi gerektiğini belirtiyor. Sisli ve dağlık bir arazide uçmanın tehlikeli olduğunu ve havacılık kurallarına uyulmazsa kazanın kaçınılmaz olduğunu da sözlerine ekliyor.