Koronavirüs salgınında birinci ve ikinci dalgayı hafif atlatan işgal ve abluka altındaki Filistin topraklarında, üçüncü dalga ciddi derecede hissediliyor.
İşgal altındaki Doğu Kudüs ile abluka altındaki Gazze Şeridi'nde salgın endişe edilecek boyutlara ulaşmasa da Batı Şeria'da durum giderek ciddileşiyor.
Günlük vaka sayısı 2 bin sınırında
Yaklaşık 3,1 milyon nüfusa sahip Batı Şeria ile Doğu Kudüs'te son bir hafta içinde ortalama günlük vaka sayısı 2 bin sınırına dayanmış durumda.
Bu nedenle de Batı Şeria'daki birçok hastanede yer kalmadı ve yeni hasta kabul edilemez hale geldi.
Yer yok, hastalar koridorda tedavi ediliyor
Batı Şeria'nın 380 yataklı en büyük hastanesi olan Ramallah Hastanesi'ndeki 102 yatak koronavirüs hastalarına ayrıldı, acil serviste ise 30 hasta yatış için sıra bekliyor.
Hastanenin acil servisinin neredeyse tamamı koronavirüs hastalarına ayrılmış olsa da yer sıkıntısı nedeniyle hastalar koridorlarda tedavi ediliyor.
Hasta sayısı, hastanenin kapasitesinden fazla
Salgın nedeniyle Batı Şeria’daki hastanelerin çok zor durumda olduğunu söyleyen Ramallah Hastanesi Başhekimi Dr. Ahmed el-Bitavi, mutasyonlu virüsün bölgede hızlı yayıldığını vurguluyor:
“Mevcut koronavirüs hastanesinde ve acil kısımlarındaki yatak sayısı artık yetmiyor. Hasta sayısı, hastanenin kapasitesinden çok daha fazla. Suni solunum cihazları yetersiz. Yatakların tamamı dolu. Hastanenin acil bölümü koronavirüse yakalanmış hastalarla dolu. Gidebilecekleri başka hiçbir yerleri yok. Bu durum biz sağlık çalışanlarının içini yakıyor. Çünkü evlatlarımızı, annelerimizi, babalarımızı yatıracak bir yatak bulamıyoruz. Buradaki insanların evlerine gitmesi mümkün değil.”
Bitavi, yatak sıkıntısını çözmek için Ramallah Belediyesinin desteğiyle 50 yataklı bir sahra hastanesi kuracaklarını açıkladı.
“Biz kahrolmuş bir halkız”
Koronavirüse yakalanan annesini Ramallah Hastanesine getiren Hâni Safi, boş yer olmadığı için annesini hastaneye yatıramadığını söyleyerek, Filistin'e yardım eli uzatılmasını talep etti:
"Şimdi annemiz gözümüzün önünde ölüme terkedilmiş durumda. Ne yapacağız bilemiyoruz, yardım istiyoruz. Doktorun da yapabileceği bir şey yok. Biz kahrolmuş bir halkız, imkanlarımız yok, ne kendi annemi ne de diğerlerinin annelerini tedavi edecek imkanlar üretemiyoruz. Annem 70 yaşında, bulunduğu ortamda çok sayıda hasta var. Odanın ortamı ne öyle bir hasta ne de başka hastalar için müsait değil.”
İsrail aşı konusunda Filistinlileri görmezden geliyor
Dünyada nüfusuna oranla en fazla aşı yapılan ülke olan yaklaşık 9,3 milyon nüfusa sahip İsrail'de halkın yüzde 55'ine aşının ilk dozu, yüzde 45'ine de ikinci dozu yapıldı.
Vatandaşlarını hızla aşılayan İsrail, işgal ve abluka altında tuttuğu Filistin topraklarındaki insanları ise görmezden geliyor.
İsrail yönetimi, şu ana kadar Filistin'e sağlık çalışanlarının aşılanması için yalnızca 2 bin doz aşı verdi.
İsrail, 8 Mart Pazartesi gününden itibaren ise ülkedeki veya yasa dışı Yahudi yerleşim birimlerinde çalışan Batı Şeria'daki 135 binden fazla Filistinli işçiyi aşılamaya başladı.
Şu ana kadar Batı Şeria'ya 10 bin doz, abluka altındaki Gazze Şeridi'ne ise 22 bin doz aşı ulaşmış durumda.
Filistin yönetimi, Çin'in hibe ettiği 100 bin doz Sinopharm aşısının Batı Şeria'ya "yakında" ulaşacağını söylüyor.