Bakanlar Kurulunda oy birliği ile kabul edilen af kararının ardından gazetecilerden soru almadan bir açıklama yapan Başbakan Pedro Sanchez, "Affedilenlerin fikirlerini değiştirmelerini beklemiyoruz. Zaten bu kişiler hiçbir zaman fikirlerinden dolayı hüküm giymediler." dedi.
Sanchez, söz konusu affın "kısmi" olduğunu, hapis cezalarının tamamen kaldırılmasına rağmen kamu görevinden men cezalarının yürürlükte kalacağını ve bu kişilerin 3 ila 6 yılda ağır suç işlemeleri halinde affın iptal edileceğini belirtti.
Yüksek Mahkemenin Katalan siyasetçiler hakkında 2019 yılında verdiği hükmün hükümet tarafından sorgulanmadığının altını çizen Sanchez, kamuoyunun yararına olduğuna inandıkları ve bölünmeyi, karşıtlığı bir tarafa bırakıp yeni bir sayfa açmanın gerekli olduğunu düşündükleri için bu af kararını aldıklarını söyledi.
''Yeni bir dönem açmak istiyoruz''
İspanya Başbakanı, sözlerine şöyle devam etti:
"İspanyol demokrasisi bugün büyüklüğünü gösteriyor. Katalonya ve İspanya için en iyisi olduğu için İspanyol anayasasının uzlaşı ve birlikte yaşama ruhuna uyduğu için bu karar alındı. Bu karar, bir arada yaşamayı yeniden kurma ihtiyacından kaynaklanıyor. Diyalog için yeni bir dönem açmak istiyoruz. Birlikte yaşıyoruz ve sorunlarımızı birlikte çözmeliyiz. Sorunlarımızı çözmek çok zor ama gelecek nesiller için bunu denemek zorundayız. Hükümet olarak biz geleceğe iyimser bakıyoruz. Şimdi, siyasette yeni bir sayfa açma ve asla terk edilmemesi gereken yola girme zamanıdır. Şimdi, tüm gücümüzü halkımızın yaşamlarını iyileştirmeye yoğunlaştırmanın zamanı geldi. Sıfırdan başlayamayız ama yeniden başlayabiliriz."
Hüküm giydikleri tüm suçlamalardan muaf tutulan ve kişiye özel ayrı ayrı çıkarılan kararlarla affedilen tutuklu Katalan siyasetçilerin, Yüksek Mahkemenin imzası ve kararın Resmi Gazete'de yayımlanmasıyla hemen cezaevinden çıkmaları öngörülüyor.
Diğer yandan Katalan siyasetçilerin, yasa dışı referandumdan dolayı İspanyol mahkemesince verilen cezanın iptali ve İspanyol devletine karşı tazminat taleplerinin olduğu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine açtıkları davayı devam ettirecekleri bildirildi.
Af kararı, İspanyol mahkemelerinden kaçarak yurt dışına giden, eski Katalonya özerk hükümet başkanı ve şu anda Avrupa Parlamentosunda parlamenter olan Carles Puigdemont ve diğer 6 eski Katalan hükümeti üyesini kapsamıyor.
Karara eleştiri
Bu arada hükümetin, Katalonya'da "birlikte yaşamı yeniden inşa etmek" hedefiyle aldığı af kararı, siyasi çevrelerde farklı gerekçelerle eleştirildi.
Ana muhalefetteki sağ görüşlü Halk Partisi (PP) ile aşırı sağcı Vox ve liberal Vatandaşlar partileri, af kararının "İspanyol demokrasisine ve yasallığına bir darbe" olduğunu savundu.
Söz konusu Katalan siyasetçilerin yasa dışı referandum süreciyle ilgili şimdiye kadar hiçbir pişmanlık duymadığını ve İspanyol halkından özür dilemediğini vurgulayan PP lideri Pablo Casado, af kararının iptali için Yüksek Mahkemeye başvuracaklarını açıkladı.
Yüksek Mahkeme, geçen ay sunduğu ve tavsiye niteliği taşıyan bir raporda, "adalet, eşitlik ve kamu yararına aykırı" olduğu gerekçeleriyle af kararına karşı çıktığını açıklamıştı.
Ayrılıkçı Katalanlar genel af yasası ve referandum istiyor
Katalonya özerk hükümet başkanı Pere Aragones ise "Af kararı bizim de tanıdığımız ilk adım olsa da eksik ve yetersiz. Sorunun bir çözümü değil." eleştirisinde bulundu.
Aragones, Katalonya'da bağımsızlık girişimlerine katıldığı için haklarında soruşturma veya dava açılan diğer Katalan siyasetçileri de kapsayacak şekilde genel bir af yasası çıkarılmasını ayrıca 2023 yılından itibaren Katalonya'nın kendi geleceğine karar verme hakkının verileceği bir bağımsızlık referandumuna yasal zeminin hazırlanmasını istedi.
İspanyol basınında siyaset uzmanlarının yorumlarında, af kararının, özellikle kısa vadede Başbakan Pedro Sanchez ve partisine (Sosyalist İşçi Partisi) olumsuz etki edeceği ancak Katalonya'daki gelişmelere bağlı olarak orta vadede durumun terse dönebileceği belirtildi.
Katalonya'daki süreç
Katalonya'da bağımsızlık yanlısı siyasi girişimler, 2012'de başlamış ve dönemin Katalonya Özerk Hükümet Başkanı Artur Mas'ın öncülüğünde 9 Kasım 2014'te yasa dışı ilk bağımsızlık yanlısı halk oylaması yapılmıştı.
Ardından 12 Ocak 2016-28 Ekim 2017'de Katalonya Özerk Hükümet Başkanı olarak görev yapan, halihazırda Avrupa parlamenteri olan ve İspanya'da hakkında yakalama ve tutuklama emri bulunan Carles Puigdemont'un liderliğinde 1 Ekim 2017'de, Anayasa Mahkemesinin iptal kararına rağmen yasa dışı bağımsızlık referandumu gerçekleşmişti.
Katalonya özerk yönetim parlamentosu da 27 Ekim 2017'de "açıklanması ertelenen, tek taraflı bağımsızlık deklarasyonunu" kabul etmiş ve aynı gün İspanya Senatosunda alınan ve Anayasa'nın 155. maddesinin uygulandığı kararla Katalonya'nın özerk hakları geçici olarak merkezi hükümete devredilmişti.
Bu gelişmelerin ardından İspanya mahkemelerinden kaçan Puigdemont ve 6 eski Katalan siyasetçi ülkeyi terk ederken Yüksek Mahkemede tutuklu yargılanan eski Katalonya özerk yönetim hükümetinden 9 siyasetçi, devlete karşı ayaklanma, kamu parasını kötüye kullanma ve devletin kurumlarına itaatsizlik suçlarından Ekim 2019'da açıklanan kararla 9 ila 13 yıl hapis cezası almıştı.
Katalonya özerk yönetimi, tutuklu Katalan siyasetçilere ocak ayında yarı serbestlik hakkı tanısa da daha sonra Katalan mahkemesinin itirazlarıyla bu hak iptal edilmişti.
İspanya'da Ocak 2020'den itibaren iktidarda olan sol koalisyon hükümeti, Katalonya sorununa çözüm için af adımını atsa da Katalan özerk hükümetinin bağımsızlık için yasal bir referandum talebine sıcak bakmıyor.
Merkezi hükümet ile Katalan özerk hükümeti arasında kurulacak diyalog masasında referanduma gitmeden özerklik haklarının genişletileceği bir çözüm aranması bekleniyor.