İspanya'nın güneyindeki Endülüs bölgesinde bulunan Kurtuba Ulu Cami'nin işlevi, Ayasofya'nın müze statüsünden çıkarılıp cami olarak ibadete açılması kararıyla ilgili yurt dışındaki bazı çevrelerden gelen karşıt görüşlerin ikilemini gözler önüne seriyor.
Endülüs Emevi Devleti döneminde, 786-988 yıllarında kademeli olarak inşaatı yapılan ve bir dönem dünyanın en büyük camisi olan Kurtuba Ulu Cami, 1236'da kentin Kastilya Krallığı'nın eline geçmesiyle ilk önce Katolik Kilisesi'ne, ardından da 16. yüzyıla kadar katedrale dönüştürüldü.
Zaman içinde tahrip edilen ve içine kilise inşa edilen Kurtuba Ulu Camisi'nin minaresinin büyük bölümü yıkılarak kilisenin çan kulesi yapıldı.
UNESCO tarafından 1984 yılında Dünya Kültür Mirası listesine giren ve Kurtuba Cami-Katedrali olarak adlandırılan bu önemli eser, bir yandan anıt statüsüyle turistik alan olarak kullanılıyor, diğer yandan da kilise bölümünde belirli günlerde ayinler düzenlenmek üzere sadece Katoliklerin ibadetine açılıyor.
İspanya'daki Müslüman toplumu Kurtuba Ulu Cami'nin Müslümanların ibadetine açılması için zaman zaman taleplerde bulunsa da herhangi bir karşılık bulamıyor.
Mevcut durumda Katolik Kilisesi yani Vatikan'ın envanterinde kayıtlı bulunan ve içindeki kiliseye iki papazın görevli olarak atandığı Kurtuba Cami-Katedrali zaman zaman İspanyol devleti ile Vatikan'ı da karşı karşıya getiriyor.
Endülüs Emevileri döneminden kalan önemli İslam eserlerinden biri olan Granada kentindeki El Hamra Sarayı da Kurtuba Cami-Katedrali ile birlikte İspanya'nın en fazla ziyaretçi çeken turistik yerlerinin başında geliyor.
El Hamra içinde 1308 yılında inşa edilen caminin 1492'de bölgenin Hristiyanların hakimiyetine girmesiyle kiliseye dönüştürülmesi ve bugün sadece Katoliklerin ibadetine açık halde kullanılması da dikkati çekiyor.
Minare çan kulesine dönüştürüldü
Granada kentinin en eski camilerinden biri olan ve 8-10. yüzyılda inşa edilen Masyid El Murabitin Camisi'nin de 16. yüzyılda büyük bir bölümü yıkılarak yerine Aziz Jose adıyla kilise inşa edildi.
Caminin minaresi ise kilisenin çan kulesi haline dönüştürüldü.
Sevilya kentindeki dünyanın en büyük katedrali olarak bilinen Santa Maria Katedrali'nin bulunduğu alanda da 1182'de açılan ve bölgenin Hristiyanların hakimiyetine girmesinden sonra 1433'te yıkılan Almohade Cami'nin kalıntıları bulunuyor.
Diğer yandan, Toledo kentinde 999. yılında inşa edilen Bab al Mardum Camisi de 1085'te kiliseye dönüştürüldü. Bölge halihazırda turistik ziyarete açık anıt olarak kullanılıyor.
Aynı kentte 11. yüzyılda inşa edilen Tornerias Cami de bugün El Sanatları Tanıtım Vakfı Merkezi olarak hizmet veriyor.
Ülkede bu tip örnekler oldukça fazla bulunurken, pek çok cami veya İslam eserinin halihazırda farklı amaçlarla kullanıldığı biliniyor.