İsrail Başbakanlık ofisinden yapılan açıklamaya göre Başbakan Benjamin Netanyahu, ülkenin güneyindeki Dimona kentinde düzenlenen bir konferansta yaptığı konuşmada, "Mısır'ın Sina Yarımadası buyunca duvar inşa etmelerindeki amacın saldırıları ve sızmaları engellemek olduğunu" ileri sürdü.
Netanyahu, İsrail'in "radikal İslami bölgelerle çevrili olduğunu ileri süren ve sınırlarını korumak zorunda bulunduğunu" iddia etti.
"Sınırımız boyunca uzanan Sina ile aramızda 200 kilometre uzunluğundaki duvardan oluşan büyük bir projeyi tamamladık. Bu duvar olmasaydı Sina'da faaliyet gösteren terör unsurlarının düzenlediği terör saldırıları ve Afrikalı kaçak göçmenlerin dalga dalga sınırı geçerek ülkemize sızmaları gibi büyük sorunlarla karşı karşıya kalacaktık. Bu da çok tehlikelidir."
Netanyahu, güvenlik ihtiyacına verilen öneme uygun bir şekilde altyapıda da büyük yatırımlar yaptıklarını söyledi.
"Demokratik Yahudi devletinden bahsediyoruz. Her yıl 50 bin kişi, daha sonra 100 bin ve ardından da 150 bin kişi ülkeye sızsaydı demokratik Yahudi devletinin varlığını garanti altına alabilir miydik? Eğer sayıları 1 veya 1,5 milyona ulaşsaydı devlet kaybolurdu. Bu olmadı. Duvarı inşa ettik. Güvenlik ihtiyacına verdiğimiz öneme uygun bir şekilde altyapıda da büyük yatırımlar yapıyoruz."
İsrail hükümeti son yıllarda Ürdün, Lübnan, Mısır, Gazze, işgal altındaki Batı Şeria'nın içinde ve Golan Tepeleri'nde "güvenlik" iddiasıyla duvar inşa ediyor.
Filistin'de 2000 yılında patlak veren Aksa İntifadası'nın (2. İntifada) ardından İsrail yönetimi, 2002 yılında "güvenlik" gerekçesiyle Batı Şeria ile İsrail arasına Ayrım Duvarı inşasına başlamıştı. Ayrım Duvarı nedeniyle Batı Şeria'daki 3 milyona yakın Filistinli, işgal altındaki Doğu Kudüs ve İsrail'e geçemiyor.
Kaynak: AA