Ayrım Duvarı (Utanç Duvarı) ve Yahudi Yerleşim Birimleriyle Mücadele Konseyi Beytüllahim Ofis Müdürü Hasan Bericiyye, konuya dair açıklama yaptı.
Bericiyye, İsrail'e ait buldozerler ve kamyonların, Beytüllahim kentinin doğusunda Filistinlilerin yaşadığı Cibbu ez-Zib bölgesine baskın düzenlediğini söyledi.
Burada bulunan "Et-Tehaddi 5" isimli beş derslikten oluşan okulun "ruhsatsız" olduğu gerekçesiyle yıkıldığını ifade eden Bericiyye, "C bölgesi"nde yer alan okulla ilgili daha önce yıkım kararı çıkarılmıştı. 2017'de inşa edilen okulda 66 ilkokul öğrencisi eğitim görüyordu." dedi.
Ayrım Duvarı (Utanç Duvarı) ve Yahudi Yerleşim Birimleriyle Mücadele Konseyinden yapılan açıklamaya göre de İsrail mahkemesi, yıkım kararının iptali için son aylarda sunulan tüm dilekçeleri reddetti.
Açıklamada, İsrail'den uluslararası hukuka aykırı bu eylemin hesabının sorulması istenerek, "kaba kuvvetle yıkılan tüm Filistin yapılarının yeniden inşa edileceği" bilgisi verildi.
Filistin resmi ajansı WAFA'ya göre, yıkım sırasında bölgedeki Filistinliler ile İsrail güçleri arasında arbede çıktı.
İsrail güçlerinin plastik mermi ve göz yaşartıcı gazla müdahalede bulunduğu olaylarda iki kişi yaralandı, çok sayıda kişi de göz yaşartıcı gazdan etkilendi.
Filistin'den yıkım kararına kınama
Filistin Eğitim ve Öğretim Bakanlığı da yayımladığı yazılı açıklamada, yıkımı kınayarak, öğrencilerin dünyadaki diğer çocuklar gibi özgür, güvenli ve istikrarlı bir şekilde eğitim alma hakkından mahrum kaldığını vurguladı.
Açıklamada, uluslararası insan hakları örgütlerinden İsrail'in artan bu ihlalleri karşısında üzerine düşen sorumluğu yerine getirmesi, Filistinli öğrencilere ve eğitim personeline koruma sağlanması istendi.
AB'nin Filistin Temsilciliğinden kınama
AB'nin Filistin Temsilciliğinden yapılan açıklamada da "AB tarafından mali destek sağlanan okulun İsrail makamlarınca yıkıldığına ilişkin haberler karşısında şaşkınız. Bu okulda 60 kadar çocuk eğitim alıyordu. Yıkımlar uluslararası hukuka aykırıdır." ifadeleri kullanıldı.
Açıklamada, çocukların eğitim hakkına saygı duyulması gerektiğine işaret edilerek, İsrail'in Filistin halkının sıkıntılarını artıracak ve mevcut gerginliği tırmandıracak tüm yıkım ve zorla evden çıkarma kararlarını durdurması gerektiği vurgulandı.
İsrail, 1967'de işgal ettiği Doğu Kudüs ve Batı Şeria'da Filistinlilere ait ev ve yapıları, "ruhsatsız" olduğu iddiasıyla yıkıyor.
Filistinlilerin ruhsat almak için verdiği çabalar, İsrail makamlarının engelleyici uygulamaları nedeniyle çoğunlukla başarısızlıkla sonuçlanıyor.
Filistin ile İsrail yönetimi arasında 1995'te imzalanan "İkinci Oslo Anlaşması" çerçevesinde işgal altındaki Batı Şeria A, B ve C bölgelerine ayrılmıştı.
Batı Şeria'nın yüzde 18'ini kapsayan "A bölgesi"nin yönetimi idari ve güvenlik olarak Filistin'e, yüzde 21'lik "B bölgesi"nin idari yönetimi Filistin'e güvenliği ise İsrail'e devredilirken, yüzde 61'ini kapsayan "C bölgesi"nin idare ve güvenliği İsrail'e bırakılmıştı.