Akdeniz kıyısında yer alan Gazze Şeridi'nde gün batımı ve sabah vakitleri deniz esintileri kentin üzerindeki sıkıntıları dağıtırcasına eserken, Gazze'nin kuzeyinde yer alan Beyt Lahya'ya gelen esintiler ise Filistin'deki en büyük çöplüklerden birindeki kötü kokuları ve sivri sinekleri uyandırıyor.
Beyt Lahya bölgesinde arıtılmamış kanalizasyon suyu havuzlarının bitişiğinde tepe şeklini almış çöplük Filistinlilerin sağlığı için ciddi tehdit oluşturuyor.
Etraftaki yerleşim alanlarına birçok zararlı haşere ve kemirgen ihraç eden çöplük ayrıca ciddi bir çevre kirliliğine de sebebiyet veriyor.
Kanalizasyon havuzlarındaki kirli suyun toprağa sızmasıyla yer altı sularının yanı sıra Gazze'nin kuzeyindeki ana içme suyu kaynağı ve tarımda kullanılan su da kirleniyor.
İsrail ablukası nedeniyle çözüm üretilemiyor
Beyt Lahya Belediye Başkanı İzzeddin ed-Dahnun, yaptığı açıklamada, İsrail ablukasının çözüm üretmelerini engellediğini söyledi.
"Belediyenin imkânları sınırlı ve İsrail ablukası bu sağlık tehdidiyle başa çıkma konusundaki tüm seçenekleri ortadan kaldırdı" diyen Dahnun, imkânsızlıktan dolayı çöpleri Gazze'nin orta kesimindeki Cohr ed-Dik'te bulunan depolama merkezine taşıyamadıklarını, ellerinde bulunan kamyonların da çok eski olduğunu ve bakım gerektirdiğini ifade etti.
İsrail'in 2007'den bu yana Gazze'ye yeni kamyon veya yedek parça girişine izin vermemesi nedeniyle ellerindeki araçları tamir edemediklerini belirten Dahnun, "Beyt Lahya'nın kuzeydoğusunda 120 bin tondan fazla katı atık var ve bu miktar her geçen gün artıyor" dedi.
Çöplerin çevre kirliliğine neden olduğunu ve zehirli atıkların da yer altı sularını kirlettiğini aktaran Dahnun, atık suların arıtılmadan çöplerin yanındaki havuzlara pompalanmasının da çevre kirliğine sebep olduğunu dile getirdi.
Dahnun, bir arıtma sistemine sahip olduklarını ancak Gazze'de yine ablukanın yol açtığı elektrik sıkıntısı nedeniyle sistemin çoğu zaman çalışamadığını söyledi.
Radyoaktif maddelerin etkisi
Verimli topraklara sahip Beyt Lahya, Gazze Şeridi'nin meyve-sebze deposu olarak da adlandırılıyor. Beldedeki çevre kirliliğinin en tehlikeli yansıması da bu noktada görülüyor.
Gazze Şeridi'ndeki çevre kirliliğinin sebebi sadece kanalizasyon suyu ve katı atıklar değil. İsrail, 2008 ile 2014 yılları arasında düzenlediği 3 büyük saldırıda Gazze'ye binlerce ton patlayıcı atarken, ordu güçleri ayrıca Gazze Şeridi'nin geniş bölgelerine baskın düzenleyerek binlerce dönüm tarım arazisini buldozerlerle tahrip etti.
Beyt Lahya Belediye Başkanı Dahnun, İsrail ordusuna ait iş makinelerinin, Gazze'nin kuzey ve doğu sınırına yakın bölgelerde yer alan arazilerin önemli bir kısmını tahrip ettiğini, binlerce meyve ağacını kestiğini ve bunun bölgenin doğasının bozulmasına neden olduğunu kaydetti.
İsrail'in son üç saldırı sırasında Gazze'ye attığı bombalarda radyoaktif maddeler kullandığını ve bunun da toprağın kirlenmesine sebep olduğunu vurgulayan Dahnun, bunun Filistin dışındaki laboratuvarlara gönderilen toprak örneklerinin analiz sonuçlarıyla belgelendiğini aktardı.
Tarım arazilerindeki tahribat
Gazze'deki Filistin Çevresel Kalite Yönetimi Çevre Koruma Genel Müdürü Beha el-Ağa da İsrail'in 2008, 2012 ve 2014 yıllarında Gazze'ye düzenlediği saldırılarda toprağı zehirleyen, çevreyi ve yer altı su rezervlerini kirleten maddeler içeren yaklaşık 3 bin ton mühimmat ve füze kullandığını ifade etti.
Ağa, İsrail ordusunun Gazze Şeridi'nin geniş bölgelerine düzenlediği baskınlar sırasında 34 bin 500 dönümden fazla tarım arazisini iş makineleriyle tahrip edip yaklaşık 280 bin ağacı söktüğünü dile getirdi.
İsrail'in Gazze'deki tarım arazilerine düzenlediği hava saldırıları ve top atışları sonucu 3 bin 500 derin çukur oluştuğunu aktaran Ağa, bu çukurların genellikle toprağa zarar veren zehirli maddelere doyduğunu, yağmur sularına karışıp yer altı su rezervlerine sızarak tarım arazilerini ve insanların su ihtiyacını karşılayan yer altı sularının kirlenmesine neden olduğunu ifade etti.
Ağa, İsrail askerlerinin Filistinlilerin Gazze-İsrail sınırı yakınındaki topraklarında tarım yapmasına izin vermediğini ve bu alanın 365 kilometrekarelik Gazze Şeridi'nin yüzde 5'ine tekabül ettiğini söyledi.
Yer altı sularının kirlenmesi
Gazze'de çevre kirliliğine neden olan etmenler arasında İsrail'in Gazze'ye düzenlediği saldırılarda yıktığı binalar da bulunuyor.
İsrail'in son savaşta Gazze'de 12 bin konutu vurduğunu belirten Ağa, yıkılan ve hasar gören binaların molozlarının çevreyi kirletmesinin yanı sıra topraktaki tuzluluk oranını artırdığını ve yağmur suları sebebiyle bu kirliğinin yer altı sularına da sızdığını aktardı.
Filistin Sular İdaresi'nin istatistiklerine göre, Gazze'de bulunan yer altı sularındaki kirlilik oranı yüzde 98'e ulaşmış durumda.
Yıllık 200 milyon metreküp suya ihtiyaç duyan Gazze Şeridi'ndeki yıllık su açığı 110 milyon metreküp dolaylarında.
Birleşmiş Milletler'in (BM) 2017'de yayımladığı rapora göre, harekete geçilmediği takdirde Gazze'de tek su kaynağı olan yer altı su kaynakları tükenecek.
Altyapının tahrip edilmesi
İsrail'in 2014 yılında Gazze'deki 8 su pompalama istasyonu ile 1 su arıtma tesisini vurması Gazze'deki 700 bin kişiden fazla insanı su sıkıntısına soktu.
BM raporuna göre, 2014 yılında Gazze'nin altyapısının İsrail tarafından tahrip edilmesi de çevre kirliliğine sebep oldu.
Raporda Gazze'deki su ve atık arıtma tesislerinin yüzde 70'inin ya İsrail'in direkt saldırıları ya da elektrik santralini vurması sebebiyle yaşanan kesintiler sebebiyle çalışamaz duruma geldi.
İsrail'in saldırılarında tahrip olan tarım arazileri ve ölen hayvanların çevreye yaydığı kirlilik de Gazze'deki gıda güvenliğine zarar verdi.
BM, 2015'te yayımladığı raporda ise 2020 yılında Gazze'nin çevre kirliliği ve ekonomik sorunlar sebebiyle yaşama elverişsiz bir hale geleceğini belirtmişti.
İsrail, yaklaşık 2 milyon Filistinlinin yaşadığı Gazze Şeridi'ni 2006'dan bu yana kara, deniz ve havadan abluka altında tutuyor.
Kaynak: AA
7.2ºC
Ankara
