1967'de Doğu Kudüs’ü işgal eden İsrail, hem tarihi kenti hem de çevresini Yahudileştirme politikası izlemeye başladı.
İsrail'in bu politikası, hükümetin Kudüs'ün doğu ve batısında yerleşim yerleri yapması ve kentin Yahudileştirilmesinin önünü açacak kanunlar çıkartması şeklinde iki önemli omurga çerçevesinde şekillendi.
220 binden fazla Yahudi yerleşimci yaşıyor
İsrail hükümeti şimdiye kadar Doğu Kudüs'te 18 yasa dışı Yahudi yerleşim birimi insa ederken, bu yerleşim birimlerinde 220 binden fazla Yahudi yerleşimci ikamet ediyor.
İsrail hükümetinin yanı sıra, aşırı Yahudi örgütlerin de Doğu Kudüs’ü Yahudileştirme çalışmaları işgalden sonra her geçen gün hız kazandı.
Her ne kadar İsrail ile aşırı Yahudi örgütlerin çalışmaları ayrı görülse de Filistinliler hükümetin Yahudi örgütlere her türlü kolaylığı sağladığını iddia ediyor.
Doğu Kudüs'te Filistinlilerin evlerine değerini çok üstünde fiyat teklif eden, gayrimenkullerin Yahudilere ait olduğu iddiasıyla Filistinlileri evlerinden zorla çıkartan örgütlerin bazılarının isimleri şöyle:
Elad, Ateret Cohanim, Tapınak Enstitüsü, Hay Fekiam, Tapınağın Kurulması Hareketi ve Yahudi Liderliği.
Yahudi örgütler ne yapıyor?
Yahudi örgütlerin Yahudileştirme politikaları kapsamında yoğunlaştıkları bölgeler Doğu Kudüs'te yer alan Silvan bölgesi ve Şeyh Cerrah mahallesi.
Yahudi örgütlerin ilk başvurduğu yöntem ise, Filistinlilerin oturdukları evlerin Yahudilere ait olduğunu iddia etmek ve bu durumu mahkemeye taşımak.
Mahkemeye taşınan davalar genelde Yahudi örgütler lehine sonuçlanıyor ve Filistinlilerin evlerinin istila edilmesinin önünü açıyor.
Son olarak Yahudi yerleşimciler geçtiğimiz gün Doğu Kudüs'ün Akabe Derviş mahallesinde 2 yaşlı Filistinlinin yaşadığı eve el koydu. Filistinlilerin pazara çıkmasını fırsata çeviren yerleşimciler, eve girerek Filistinlilerin eve bir daha girmesini engelledi.
Olay yerinde toplanan Filistinli gençlere ise, İsrail polisi müdahale etti. Filistinliler, yerleşimcilerin topuda değişiklik yaparak eve el koyduğunu belirtti.
İlk alıcı Yahudi yerleşimciler değil
Mescid-i Aksa'nın güneyinde yer alan Silvan bölgesinde ise, farklı bir Yahudileştirme politikası izleniyor.
Yahudilere evlerini satmak istemeyen Filistinlilerin evleri başkaları tarafından satın alınıyor. Komisyoncular vasıtası ile satın alınan bu evler, Yahudi yerleşimcilerin eline geçmiş oluyor.
Yahudi yerleşimcilere ulaşıncaya kadar birçok el değiştiren Doğu Kudüs'teki evler, asıl sahiplerinin bilgisi olmadan Yahudi yerleşimciler tarafından satın alınmış oluyor.
Yahudi örgütlerin bir diğer istila yöntemi de Filistinlilerin evlerine değerlerin çok üzerinde fiyat teklif etmek.
Araştırmacılara göre, İsrailli örgütler son 10 yılda 100'e yakın Filistinlinin evini istila ederek bu evlerde yaşamaya başladı. Diğer yandan Doğu Kudüs'te Filistinlilerin evlerinde oturan Yahudi yerleşimci sayısı da 5 binin üzerine çıktı.
Bu örgütlerden son zamanlarda öne çıkanlar Elad ve Ateret Cohanim Dernekleri.
Elad Derneği
İsrail'in Kudüs'ü Yahudileştirme çabalarında etkin rol oynayan "Elad" yerleşim birimi örgütü, son yıllarda Filistinlilere ait ev ve arazilere yönelik baskınlarda öne çıkıyor.
Kudüs'ün güneyindeki "Elad" yerleşim birimine bağlı örgüt, İsrail tarafından 1986'da kuruldu. İsrail dernekleri sicil defterinde yer alan bilgilere göre, örgütün kuruluş amaçları arasında "Nesiller, rehberlik çalışmaları ve yerleşim yoluyla Kudüs ile Yahudiler arasındaki bağları sağlamlaştırmak ve Yahudileri buraya yönlendirmek" gibi ifadeler yer alıyor.
Türkçe "Davud Şehri'ne doğru" anlamına gelen İbranice ifadenin kısaltması olan Elad isminin de bu hedefler doğrultusunda özellikle seçildiği belirtiliyor.
Elad'ın resmi internet sitesinde, Yahudi inancına göre Hazreti Davud'un 3 bin yıl önce Kudüs'ü inşa ettiği ve özellikle Mescid-i Aksa'nın güneyindeki tepeyi "Yahudi halkı için dini ve ruhani başkent" olarak seçtiği aktarılıyor.
Bu bakış açısıyla hareket eden Elad isimli örgüt için Doğu Kudüs'ün Silvan bölgesinde bulunan Vadi Hilve Mahallesi ayrı bir öneme sahip. Örgüt, faaliyetlerini yoğunlaştırdığı bu bölgede sık sık tarihi eser kazıları yaparak Yahudi ajandasını uygulamaya çalışıyor.
Ateret Cohanim Derneği
Ateret Cohanim Derneği de Doğu Kudüs'te Filistinli ailelerin 100 yıldır yaşadığı evlerin, Yahudilere ait olduğunu iddia ederek sık sık Filistinlileri mahkemeye veriyor.
Mahkemelerin genelde lehinde karar verdiği Ateret Cohanim, mahkeme tebligatlarını Filistinli ailelerin evleri ulaştırıyor.
Evlerinden çıkmayı reddeden Filsitinlilerin evlerini İsrail polisi eşliğinde işgal eden örgüt mensupları, Filistinlilerin Mescid-i Aksa civarından göç etmeleri için de çaba sarfediyor.
Filistinlilerin evleri ya da arsaları nasıl istila ediliyor?
İsrail 2000 yılında çizdiği strateji ile Kudüs'te 2020 yılına kadar Filistinli nüfusu yüzde 12'ye düşürmeyi planlıyor.
İsrail, Doğu Kudüs'te Filistinlilerin evlerine, ya "Gaiplik Yasası" çerçevesinde el koyuyor ya da imarı olmadığı gerekçesi ile yapıları yıkıyor.
Bu çerçevede, 2001 ile 2014 yılına kadar bin 134 evi ruhsatsız olduğu gerekçesi ile yıktı. Bu da 21'inci yüzyılın ilk çeyreğinde İsrail'in her ay 6.25, her 10 günde bir ise 2 Filistinlinin evini yıktığı anlamına geliyor.
İsrail ayrıca Kudüs'te uyguladığı yüksek vergi oranları ile tarihi kentte Filistinlilerin yaşamasını zorlaştırıyor.
Filistinliler, Kudüs Belediyesinin ev yapılması için istediği yüksek vergileri ödeyemediği için ya bankalara müracat ederek yüksek faizli kredi çekiyor ya da evlerini ruhsatsız olarak yapıyor.
Gaiplik Yasası
Gaiplik Yasası, İsrail parlamentosu Knesset'te 1950 yılında kabul edildi.
Yasa, 1948 Savaşı sonrası Filistin içinde veya dışına göçmüş Filistinlileri kapsıyor.
Sahipleri göç etmiş arsa veya gayrimenkullerin İsrail'e tahsisini öngörüyor.
İsrail bu yasa çerçevesinde yaklaşık 300 köye ve 20 bin binaya el koydu.
Kaynak: TRT Haber, AA, Al Jazeera