Hamas’ın askeri kanadı İzzettin El Kassam Tugayları'nın İsrail’e karşı başlattığı Aksa Tufanı Operasyonu sonrasında yaşananlar, Filistin, Lübnan ve Suriye’yi içine alacak bölgesel bir savaşın fitilini ateşleyebilir mi?
Bu soru son günlerde en çok konuşulan konular arasında yer alıyor. Peki, hangi aktörler çatışmalara dahil olabilir? Bu aktörlerin gücü ne?
Gelin detaylara birlikte bakalım.
Halihazırda İsrail, Gazze’de Hamas’ın tamamen yok edilmesi hedefiyle saldırılar düzenliyor. Ancak sivil yerleşim yerleri ve hastaneler de bombalanıyor. Öyle ki, İsrail saldırılarında hayatını kaybedenlerin sayısı 2 bini geçti.
Öte yandan Tel Aviv yönetimi, Gazze kentinin kuzeyinin tahliye edilmesini istiyor. İsrail ordusu bölge sakinlerine sık sık çağrıda bulunarak güneye gitmelerini talep ediyor. Bu da bir milyondan fazla insanın evlerini terk etmesi anlamına geliyor.
Bu durum, İsrail ordusunun büyük bir kara saldırısına hazırlandığının en büyük göstergesi. Uzmanlar, olası bir kara saldırısında çok sayıda insanın yaşamını yitireceğini belirtiyor.
İşte bu durum, diğer bölgesel aktörlerin çatışmalara müdahale etme ihtimalini güçlendiriyor.
Öncelikle Gazze’den başlayalım. Her ne kadar Hamas ön planda olsa da kentte başka Filistinli silahlı gruplar da etkin.
İzzettin El Kassam Tugayları (Hamas):
Hamas, Arapça İslami Direniş Hareketi isminin kısaltılmasından oluşuyor. 1987’de İsrail’e karşı başlatılan ilk Filistin intifadası sırasında Şeyh Ahmet Yasin öncülüğünde kuruldu.
Hareket, 2006 yılından yapılan parlamento seçimlerini kazanarak ön plana çıktı. Ancak İsrail, seçimlerin hemen ardından Gazze Şeridi’ne abluka uygulamaya başladı.
2007’den beri Gazze Hamas’ın kontrolünde.
Hamas’ın İsrail saldırılarına karşı kurduğu silahlı örgütün ismi ise İzzettin El Kassam Tugayları. Adını aslen Suriyeli olan ve İngiliz sömürgeciliğine direnirken 1935’te şehit düşen İzzettin El Kassam’dan alıyor.
1992 yılında İsrail işgaline direnmek amacıyla Hamas’a bağlı olarak kurulan Kassam Tugayları, ilerleyen yıllarda en etkili silahlı gruplardan biri oldu.
Filistin dışından üye kabul etmeyen El Kassam Tugayları, kendi geliştirdiği füzeler ve insansız hava araçlarıyla ön plana çıkıyor.
İzzettin El Kassam, Gazze'ye karşı 2008, 2012 ve 2014 yıllarında açılan savaşta İsrail'e karşı koymakla kalmamış aynı zamanda geniş teknolojik imkanlara sahip İsrail Ordusu'na büyük zararlar vermişti.
Kudüs Seriyyeleri (İslami Cihat Hareketi):
İslami Cihat Hareketi'ne bağlı olan Kudüs Seriyyeleri, özellikle geçtiğimiz yıl İsrail’in başlattığı “Şafak Operasyonu” ile gündeme gelmişti.
İran’a yakın olduğu iddia edilen hareket, 1981 yılında kuruldu. Hareketin, kurucusu 1995'de İsrail'in dış istihbarat servisi Mossad tarafından Malta'da suikast ile öldürülen yazar ve Doktor Fethi Şikaki'ydi.
Her ne kadar Gazze merkez olsa da İslami Cihat Hareketi’nin Batı Şeria’da da ciddi bir varlığı mevcut.
Bu iki güçlü hareketin yanında Gazze’de bulunan başlıca silahlı örgütler şunlar;
-El Aksa Şehitleri Tugayı
-Sabirin Hareketi
-Nasır Selahaddin Tugayları
-Ebu Ali Mustafa Tugayları
-Mücahidin Tugayları
-El Ensar Tugayları
El Fetih Hareketi
Coğrafi bütünlüğü olmayan Filistinlilerin ağırlıklı olarak yaşadığı bir diğer alan olan Batı Şeria da silahlı örgütlere ev sahipliği yapıyor. Ancak bu örgütler, şimdiye kadar Gazze’deki çatışmalara doğrudan müdahil olmadılar.
Fetih hareketi, 1956 yılında Mısır’a yönelik üçlü saldırının etkisiyle 1950’lerin sonunda ve 1960’ların başında kuruldu. Hareket 1965 yılında silahlı mücadelesine başladı, İsrail’e komşu ülkelerin dayattığı çembere rağmen askeri faaliyetlerini sürdürdü.
Uzun yıllar Filistinlileri dünyada temsil eden ve İsrail’le müzakereleri yürüten Hareket, askeri alanda etkisini son yıllarda kaybetti.
Hizbullah
İsrail’in Gazze saldırılarına karşı en sert açıklamalar Lübnan Hizbullah’ından geliyor. Örgüt, sınırda teyakkuz halinde olduğunu sık sık yaptığı açıklamalarla teyit ediyor.
Çatışmalara dahil olabilecek en önemli aktör olan Hizbullah’a biraz yakından bakalım.
Emel Hareketi'nden ayrılarak İran'ı doğrudan üst makam olarak kabul eden, hem Lübnan'da hem de bölgedeki diğer ülkelerde gücünü hissettiren, Lübnan'da belirgin bir siyasi aktör olan ve son olarak ABD'nin doğrudan yaptırımlarına muhatap olan devlet dışı bir aktör Hizbullah.
Örgüt ilk büyük eylemini Ekim 1983’te yaptı.
Hizbullah'ın hem Lübnan içerisinde hem de bölgede tanınmasını sağlayan bu eylem, ABD ve Fransız askerlerin bulunduğu karargaha düzenlendi ve 300 ABD-Fransız askeri hayatını kaybetti.
2006 İsrail-Hizbullah Savaşı (Temmuz Savaşı)
İsrail’in 2000 yılında Lübnan’dan çekildiğini açıklamasına rağmen sınırdaki bazı bölgelerden çekilmemiş olması, Hizbullah’ın hem içerden hem de dışardan gelen “silah bırak” çağrılarına yönelik cevabı durumundaydı.
Hizbullah, 2006 yılının temmuz ayında İsrail’e bir saldırı başlattı. Sınırı geçen Hizbullah militanları, 3 İsrail askerini öldürüp 2'sini rehin aldı. İsrail’in başlattığı karşı harekat sırasında 1 İsrail tankının imha edilip 5 askerin daha öldürülmesi üzerine olaylar daha da büyüdü ve “Temmuz Savaşı” denen çatışmalar başladı.
İsrail’in saldırıları sonucunda başkent Beyrut da dahil olmak üzere Lübnan’ın altyapısı büyük oranda çöktü. Çatışmalarda bin kadar Lübnan vatandaşı hayatını kaybederken, 160 civarı İsrailli de öldü. Lübnan kayıplarının 3'te 1'i ila 2'sini siviller oluştururken, Hizbullah füzeleri sonucu 43 İsrailli sivil hayatını kaybetti.
Bir ay kadar süren çatışmaların sonucunda Hizbullah’ın birçok İsrail kentini vurabilecek kapasiteye sahip olduğunun ortaya çıkması, bölgede yaygın olan İsrail’in “yenilmezlik" imajına büyük zarar verdi.
Ayrıca Hizbullah, 2006’dan sonra hem Lübnan’da hem de Arap coğrafyasında popülaritesini artırsa da ülke içerisinde “Lübnan’ı bir kez daha felakete sürüklediği” gerekçesiyle ciddi bir muhalefetle karşılaştı.
Hizbullah'ın askeri kapasitesi
Hizbullah, İran'dan aldığı ya da Lübnan'da geliştirdiği füze gücüyle dikkat çekiyor. İsrail medyası ve güvenlik kaynakları sık sık örgütün bu gücünü ön plana çıkararak, kendileri için tehdit oluşturduğunu ileri sürüyor.
Peki Hizbullah'ın elinde hangi füzeler var ve bunların menzili ne kadar?
İngiltere-İsrail Haberleşme ve Araştırma Merkezi'nin hazırladığı raporda, Hizbullah'ın füze gücü detaylıca ele alınıyor.
Buna göre, Hizbullah'ın elinde 8 ila 500 kilometre arasında değişen menzile sahip füzeler var. Bu füzeler İsrail'de havaalanları, limanlar ve önemli askeri üsleri vurma kapasitesine sahip. Hizbullah da bu iddiaları sık sık dile getiriyor.
Hizbullah'ın askeri kapasitesinin bir diğer yönü ise insan gücü. İran'ın Fars Haber Ajansı 2016 yılında geçtiği bir haberde, örgütün 65 bin askere sahip olduğunu yazmıştı.
Buna göre 65 bin askerin 21 bini profesyonel.
Özellikle ABD'nin Lübnan ordusuna hibe ettiği askeri araçlar da Hizbullah tarafından kullanılıyor.
İran destekli güçler
Özellikle Suriye iç savaşı sırasında bölgeye gelen bu örgütler, İsrail tarafından işgal altında tutulan Golan Tepeleri çevresinde konuşlanmış durumda. Tel Aviv yönetimi, geçtiğimiz yıllarda sık sık düzenlediği hava saldırıları ile bu güçleri vuruyordu.
Özellikle İran üzerinden gelebilecek lojistik destek araçları hem havaalanlarında hem de yolda İsrail saldırısına uğradı.
Bugünlerde Gazze’de artan İsrail saldırıları sonrası Suriye’den de bir müdahale olası görülüyor.
Zaten İsrail ordusu da Halep ve Şam Havalimanlarını bombalayarak bu ihtimalin güçlü olduğunu gösterdi.
Öte yandan Suriye’deki söz konusu bu güçlerin askeri kapasiteleri ve mevcutları net olarak bilinmiyor.