Filistinli gazeteci Zaqout, 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü dolayısıyla İsrail'in Gazze'de gazetecilere yönelik şiddetini değerlendirdi.
Zaqout, savaşın ilk gününden bu yana İsrail ordusunun Gazze Şeridi'ni havadan ve karadan hedef aldığını, kendisinin, az sayıda gazeteciyle Gazze'nin güneyinde bulunan Cibaliye Mülteci Kampı'nda bulunduğunu söyledi.
İsrail saldırılarında, 7 Ekim'den bu yana öldürülen 22 bin sivilin içerisinde 109'dan fazla gazetecinin bulunduğunu, İsrail'in gazetecileri ve medya kuruluşlarını özellikle hedef aldığını kaydeden Zaqout, şöyle devam etti:
"Filistin medyası katliama maruz kalıyor ve doğrudan hedef alınıyor. Gazze Şeridi'ndeki çılgın İsrail savaşında 109'dan fazla gazeteci şehit oldu. İsrail savaş uçaklarının doğrudan saldırıları sonucu yaralanan onlarca gazeteci var. İsrail askeri sistemleri tarafından tahrip edilen onlarca medya kuruluşu var. Çok sayıda gazeteci meslektaşımızın evi İsrail savaş uçakları tarafından hedef alındı ve yıkıldı."
Zaqout, İsrail askerlerinin, keyfi tutuklamalarla basın mensuplarını sindirmeye çalıştığına değinerek, "Gazze'de işgal askerleri tarafından tutuklanan ve yaralanan kadın ve erkek gazeteciler oldu. Şu anda İsrail hapishanelerinde tutuklu bulunan onlarca Gazzeli gazeteci arkadaşımız var. Gözaltına alınan gazetecilerimize selamlarımızı iletiyor, onlara selamet ve yakın zamanda tutuldukları esaretten kurtulmalarını diliyoruz" dedi.
"İsrail ordusu, Filistin basınının altyapısını hedef alarak gerçeği örtmeyi amaçlıyor"
İsrail ordusunun, Gazze'de pek çok savaş suçu işlediğini, uluslararası hukuku hiçe saydığını, İsrail hükümetinin de bunun belgelenmesinin önüne geçmeye çalıştığına dile getiren Zaqout, şu değerlendirmede bulundu:
"İsrail, Gazze Şeridi'nde Filistin halkına karşı işlediği suçları gizlemek istiyor. Uluslararası yasaklı tüm silahlarla saldırıya uğrayan Gazzeliler, İsrail güçlerine karşı direniyor ve dimdik duruyor. İsrail bu silahları, savaşın başından bu yana yani 3 aydan fazla süredir kullanılıyor. İsrail ordusu, Filistin basınının altyapısını hedef alarak gerçeği örtmeyi amaçlıyor."
Zaqout, sahadaki gazetecilerin ağır kayıplar vermelerine rağmen görevlerini yapma motivasyonlarına ilişkin, "Filistinli gazeteciler, İsrail'in suçlarını ve ordunun savunmasız Filistinli sivillere yönelik saldırılarını, Gazze Şeridi'ndeki yıkımı ve Filistin halkının direnişini, sebatını, metanetini ve meydan okumasını göstermek istiyor" ifadesini kullandı.
Filistinli gazetecilerin İsrail'e rağmen bölgedeki gelişmeleri aktarmaya devam ettiğinin altını çizen Zaqout, sözlerini şöyle tamamladı:
"Gazze'ye yönelik şiddetli saldırılar başladıktan sonra Filistinli gazeteciler yerlerinde kalıp görevlerine devam etmekte ısrar etti. Gazeteciler, Filistin basınının orduya, İsrail propagandasına, tüm bu zulme, saldırılara, bombalamalara, hedef almalara, yıkımlara ve sabotajlara rağmen haberlerin devam etmesi gerektiğini söyledi. Filistin basını, İsrail ordusuna rağmen haber vermeye, haber akışını sürdürmeye devam edecek."
Gazze'de öldürülen gazeteciler
Gazze Şeridi'ndeki hükümet, 7 Ocak'ta, İsrail'in 7 Ekim'den bu yana Gazze'ye yönelik saldırılarında öldürülen gazeteci sayısının 109'a yükseldiğini açıklamıştı.
Al Jazeera muhabiri Vail ed-Dahduh'un oğlu gazeteci Hamza ed-Dahduh ile gazeteci Mustafa Süreyya 7 Ocak'ta İsrail saldırısında öldürülmüştü.
Vail ed-Dahduh, geçen yıl 25 Ekim'de İsrail'in düzenlediği saldırılarda eşi, oğlu, kızı ve torununu kaybetmişti. Dahduh da geçen aralıkta düzenlenen İsrail saldırısında yaralanmıştı.
İsrail'in 11 Ekim'deki saldırılarında AA'nın Gazze'deki foto muhabiri Ali Cadallah'ın evi de bombaların hedefi olmuştu. Saldırıda Cadallah'ın babası ve kardeşleri de dahil ailesinden en az 8 kişi ölmüştü.
İsrail'in 5 Kasım'daki saldırılarında AA kameramanı Muhammed el-Alul, 4 çocuğunu ve 3 kardeşini kaybetmişti.
AA'nın abluka altındaki Gazze Şeridi'nde serbest habercisi olarak görev yapan kameramanı Muntasır es-Savvaf, 1 Aralık'ta İsrail hava saldırısında yaşamını yitirmişti.