Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu'nun, 20 Kasım 1989'da Çocuk Hakları Sözleşmesi'ni benimsemesinin üzerinden 31 yıl geçmesine rağmen Filistinli çocuklar, İsrail güçlerinin ihlalleri gölgesinde bu sözleşmede yer alan haklardan yararlanamıyor.
Uluslararası Çocukları Savunma Hareketi Filistin Şubesi, 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü'nde Filistinli çocukların İsrail güçleri tarafından maruz kaldığı hak ihlallerini gündeme getirdi.
Filistinli çocukların maruz kaldığı ihlalleri kayıt altına alan hareketin verilerine göre, 2000 yılından bu yana 521'i 8 yaş altı olmak üzere 18 yaş altı 2 bin 115 Filistinli çocuk, İsrail askerlerinin ve Yahudi yerleşimcilerin saldırılarında şehit oldu.
Ayrıca 2008 yılından bu yana 500'ü 12-15 yaşlarında olmak üzere yaklaşık 3 bin çocuk gözaltına alınarak yargılandı ve bazıları ise hüküm giyerek hapis cezasına çarptırıldı.
Yılda yaklaşık 700 çocuğun insanlık dışı muamelelerle gözaltına alındığı kaydedilirken, Filistinli kurumların verilerine göre hali hazırda İsrail hapishanelerinde 170'e yakın çocuk bulunuyor.
Filistinli çocuklar haklarından mahrum bırakılıyor
BM Genel Kurulu'nun, 20 Kasım 1989 tarihinde Çocuk Hakları Sözleşmesi'ni benimsemesinin üzerinden 31 yıl geçmesine rağmen Filistinli çocuklar, hâlâ İsrail güçlerinin ihlalleri neticesinde bu sözleşmede yer alan haklardan mahrum kalıyor.
Uluslararası Çocukları Savunma Hareketi Filistin Şubesi Müdürü Halid Kuzmar, AA muhabirine yaptığı açıklamada, "Filistinli çocuklar, BM'nin Çocuk Hakları Sözleşmesi'nde yer alan haklardan mahrum. BM ve uluslararası toplum, bu sözleşmede yer alan haklara tüm dünya çocuklarının ulaşmasını sağlamaktan aciz." dedi.
Kuzmar, uluslararası toplumun sözleşmenin uygulanmasını sağlamada başarısız olmasının, cezasızlık politikasının sürdürülmesine, çocuk haklarını ve insan haklarını çiğneyen savaş suçlularının yargılanmamasına neden olduğunu ifade etti.
"Filistinli çocukların hakları, İsrail askerleri tarafından her gün çiğneniyor" diyen Kuzmar, aslında bunların temel hak ve özgürlükleri de ihlal ettiğini, Filistinlilerin yaşama hakkı başta olmak üzere eğitim, sağlık ve çevre hakları gibi birçok temel haktan yoksun olduklarını söyledi.
Her yıl yüzlerce Filistinli çocuğun, İsrail güçleri tarafından gözaltına alındığını ve adil yargılama kriterlerinden uzak bir şekilde askeri mahkemelerde yargılandığını, kötü muamele ve işkenceye maruz kaldığını ifade eden Kuzmar, her yıl onlarca çocuğun da İsrail güçleri ve Yahudi yerleşimcilerin saldırılarında hayatlarını kaybettiğini belirtti.
"Beni korumaları gerekirken bana saldıran yerleşimcileri korudular"
İsrail güçleri tarafından 30 Ekim'de gözaltına alınan ve 4 gün sonra serbest bırakılan Filistinli Arif Cabir (17), gözaltına alınma sürecini ve sonrasında yaşadıklarını anlattı.
İşgal altındaki Batı Şeria'nın El Halil kentinde yaşayan Cabir, "Evimin yakınında Yahudi yerleşimciler birden bana saldırdı. Kendimi savunmaya çalıştım. Sonra etrafımı onlarca İsrail askeri sardı. Beni darp etmeye başladılar. Beni korumaları gerekirken bana saldıran yerleşimcileri korudular." dedi.
Cabir, "Beni yere yatırdılar, elime plastik kelepçe takıp gözümü bağladılar. Sonra da yakındaki bir askeri noktaya götürdüler. Orada beni bir sandalyeye bağladılar. Ellerim ve gözlerim bağlı şekilde birkaç saat beklettiler. Bu sürede başımdan ve vücudumun farklı yerlerinden darp edildim." diye konuştu.
Daha sonra İsrail polisinin gelip kendisini sorguladığını ve bir gözaltı merkezine götürüldüğünü ekleyen Cabir, orada kendi gibi 4 çocukla 4 gün kaldığını söyledi.
Cabir, "İlk üç gün yalnızca bir öğün yiyecek verdiler. Üçüncü gün beni yer altında pis bir hücreye götürdüler. Orada pis sular üzerinde uyumak zorunda kaldım. Dördüncü gün tehdit ve uyarılarla serbest bırakıldım." ifadelerini kullandı.