Uluslararası toplumdan gelen baskılar ve köy halkının direnişi nedeniyle Han el-Ahmer'i yıkamayan İsrail, köy yakınlarında bulunan bir Yahudi yerleşim yerinden Han el-Ahmer'e kanalizasyon suyu pompalamaya başladı.
Pompalanan kanalizasyon suyu, köy kenarında bir batak oluşmasına neden olurken, evlerin yakınında oluşan atık tehlike yaratmaya başladı.
İsrail’in kanalizasyon silahının ilk mağduru ise köyde kanalizasyon bataklığına en yakın evde oturan Yusuf Ebu Dahok.
Yusuf'un annesi, bataklığın oluşmasının ardından çocuğunun cildinde kızarıklıklar oluştuğunu söyledi.
Anne Dahok, Yusuf’un daha sonra öksürük nöbetleri geçirdiğini, köyde var olan sağlık ocağına götürdüğünü ama ateşinin artmaya devam etmesi üzerine köyden çıkarak başka bir köye gitmek zorunda kaldıklarını belirtti.
Yusuf’un annesi vaktinin çoğunu çocuğunun başında nöbet tutarak geçirirken, koyunların kanalizasyon bataklığına yaklaşmaması için de çaba gösteriyor.
Yusuf’un babası ise kötü kokuların yayıldığı, yakınlarında sivrisinek ve böceklerin hızla arttığı kanalizasyondan su içen bir hayvanının öldüğünü söyledi.
Baba Dahok, İsrail işgal güçlerinin kanalizasyon sularını köye pompalamasının ilk defa olmadığını ancak ilk defa bu kadar fazla sürdüğünü ve akıntıdan bataklık oluştuğunu söyledi.
İsrail’in köy halkı üzerinde uyguladığı baskı araçlarından da bahseden Dahok, “En önemlisi psikolojik baskı, İsrail güçleri ve yerleşimcilerin köy etrafında gezmediği bir gün dahi yok. Bu, çocukları ve kadınları korkutuyor” dedi.
Kaynak: Al Jazeera