Akdeniz'in en büyük limanlarından biri olmasının yanı sıra Lübnan'ın ekonomisi için can damarı sayılan Beyrut Limanı, 4 Ağustos'ta 2 bin 750 ton amonyum nitrat maddesinin infilak etmesi sonucu büyük yıkıma maruz kaldı.
Osmanlı döneminde 1894'te genişletilerek açılan Beyrut Limanı, konteyner, otomobil, kuru ve sıvı yük ve depolama tesisleri dahil olmak üzere hem yolcu hem kargo terminalleri ile 1,2 milyon metrekarelik bir alanı kapsıyor.
BAE'nin ilk yük gemisi Hayfa Limanı'na doğru yola çıktı
Birleşik Arap Emirlikleri'nin (BAE) gümrük işletmeleri konusunda en büyük şirketi olan "DP World" ve "Dubai Customs", limanların işletilmesi ve yatırımlar için geçen ay İsrailli Dover Tower şirketi ile ön anlaşma imzaladı.
BAE, söz konusu ön anlaşmayla İsrail'deki tüm limanlara farklı yatırımların yanı sıra İsrail'in Eilat Limanı ile Cebel Ali Limanı arasında direkt bir gemi sevkiyat hattı kurmak istiyor.
Söz konusu ön anlaşmada aynı zamanda, İsrail'e ait en büyük 2 limandan biri olan Hayfa Limanı'nın özelleştirilme ortaklığına da işaret ediliyor.
Arap basınının İsrailli yetkililere dayandırdığı haberlerde, BAE'den yola çıkan ilk yük gemisinin 12 Ekim Pazartesi günü Hayfa Limanı'na ulaşacağı belirtildi.
Haberlerde ayrıca, İsrail ile BAE arasındaki normalleşme anlaşmasından sonra Hayfa Limanı'na doğru Asya'nın güneydoğusundan yola çıkan tüm yük gemilerinin Cebel Ali Limanı'na uğrayabileceği vurgulandı.
Lübnanlı uzmanlar, BAE ve Bahreyn ile İsrail arasındaki normalleşme süreci ışığında ülkenin bitmeyen iç siyasi çekişmelerinin yanı sıra ekon omik kriz ve 4 Ağustos'ta meydana gelen patlamadan sonra yıkıma maruz kalan Beyrut Limanı'na dair değerlendirmelerde bulundu.
"Arap ülkeleri Hayfa Limanı'na yönelirse, Beyrut Limanı rolünü kaybeder"
Hristiyan Lübnan Güçleri Partisi'nden Milletvekili Vehbe Katişa, İsrail ile Körfez'deki Arap ülkeleri arasında varılan normalleşme anlaşmasının, Hayfa Limanı kapılarını Arap ülkelerine açabileceğini söyledi.
Körfez ülkeleri için Hayfa Limanı'nın Beyrut Limanı'ndan daha yakın mesafede yer aldığına dikkati çeken Katişa, "İsrail, Hayfa Limanı'nı yabancı firmalar aracılığıyla genişletme ve karşılıklı konteyner taşımacılığı kolaylığını sağlama imkanına sahiptir.
İsrail'in bu kolaylıklarına karşı ihtilaf ve karışıklıklar içindeki Lübnan'da ise geleceğe yönelik herhangi bir vizyon görülmüyor." dedi.
Beyrut Limanı ve Trablusşam Limanı ile İsrail'in Hayfa Limanı'nın, Akdeniz'in doğuya açılan 3 ana kapısı sayıldığına işaret eden Katişa, "Beyrut Limanı, Arap ülkelerinin Hayfa Limanı'na yönelmesi durumunda rolünü kısmen kaybedebilir." diye konuştu.
Lübnanlı siyaset ve ekonomi uzmanı Sami Nadir de İsrail ile bazı Körfez ülkeleri arasındaki normalleşme dalgasının beraberinde zorlu bir süreci getireceğine dikkati çekerek, şunları kaydetti:
"Ortaya ciddi bir rekabet çıkar. Lübnan'ın da rolünü yeniden belirlemek üzere harekete geçmesi gerekiyor. Lübnan yeni bir ekonomik plan kapsamında kendisine vizyon belirlemezse, Beyrut Limanı'nın kaybı olur."
"İsrail, Suudi Arabistan ve Ürdün üzerinden bir boru hattı inşa etmeyi hedefliyor"
Lübnanlı emekli general Naci Melaib ise Arap ülkelerinin, normalleşme dalgası bağlamında İsrail Hayfa Limanı'na yönelerek Beyrut Limanı'nı maruz bırakacağı zararı "siyasi bir adım" olarak yorumladı .
Patlamalar sebebiyle ciddi yıkıma maruz kalan Beyrut Limanı'ndaki konteyner istasyonu ve vinçlerin hasar gördüğünü hatırlatan Melaib, "Beyrut Limanı kısa süre içinde yüzde 70 kapasiteyle faaliyete geçti. Ancak normalleşme adı altındaki Arap ülkelerinin İsrail açılımı ve özellikle de Hayfa Limanı'na yönelmeleri halinde Beyrut Limanı zarar görebilir." dedi.
Melaib, İsrail'in BAE ortaklığında Körfez'den Hayfa Limanı'na uzanacak şekilde Suudi Arabistan ve Ürdün üzerinden bir petrol boru hattı inşa etmeyi hedeflediğine işaret etti.
"Hayfa Limanı'nın gelişmesi, Beyrut Limanı'na olumlu etki edecek"
Beyrut Limanı Yönetim ve Yatırım Müdürü Basim el-Kaysi ise Hayfa Limanı'nın gelişmesiyle ortaya çıkacak güçlü rekabetin Beyrut Limanı'na olumlu yönde etki edeceğini söyledi.
Beyrut Limanı'nın Akdeniz havzasındaki limanlar arasında 10'uncu sırada geldiğine dikkati çeken Kaysi, bu limanın normalleşme anlaşmalarına rağmen değerini korumaya devam edeceğini savundu.
Kaysi, "Beyrut Limanı olarak bizim birtakım özelliklerimizin yanı sıra fiyatlarımız uygun ve rekabetçidir. Ayrıca Beyrut Limanı'nı genişletme ve geliştirme yönünde de planlar var." ifadelerini kullandı.
"Normalleşme, Körfez ülkelerine Hayfa Limanı'nı kullanma fırsatı veriyor"
Lübnanlı ekonomi uzmanı Batrik Mardini de "Normalleşme süreci, Akdeniz üzerinden ticaret için Körfez'deki Arap ülkelerine İsrail'e ait Hayfa Limanı'nı kullanma fırsatı veriyor. Hayfa Limanı, Beyrut Limanı ve Suveyş Kanalı'nın en bariz rakibi olarak öne çıkıyor." değerlendirmesinde bulundu.
Hayfa Limanı'nın bölge ülkeleriyle karşılıklı ticaret hizmetini kaldırabilecek potansiyele sahip olduğu ve özellikle de Hayfa Limanı'ndan Körfez ülkelerine bir demir yolu inşası olabileceğine işaret eden Mardini, şöyle devam etti:
"Beyrut Limanı, iyi bir derinlik ve çok kullanışlı havuzlara sahip olmasına rağmen yolsuzluk ve işlevsizliğe yol açan kötü idareden dolayı geride kalıyor.
Lübnan, uluslararası ticareti kolaylaştırma ölçülerinde 190 ülke arasında 143'üncü sırada yer alıyor. Dolayısıyla Lübnan'ın uluslararası ticarette kaybetmesinin en önemli sebeplerinden biri de kötü yönetimdir."
Lübnan'daki limanlar için yap-işlet-devret sistemi önerisinde bulunan Mardini, "Beyrut Limanı'na ilgi duyan çok önemli uluslararası firmalar var. Beyrut Limanı zaten ilk başta özel işletme olarak hizmet vermişti ancak devlet, 1960 yılında çıkardığı kararla kamu işletmesine aldı." diye konuştu.
ABD himayesinde İsrail ile normalleşme dalgası
ABD Başkanı Donald Trump, 13 Ağustos'ta BAE'nin, 11 Eylül'de de Bahreyn'in İsrail ile "ilişkilerini tamamen normalleştirmek" için anlaşmaya vardıklarını duyurmuştu.
İsrail ile BAE ve Bahreyn arasında varılan "ilişkilerin normalleştirilmesine" yönelik söz konusu anlaşmalar 15 Eylül'de Beyaz Saray'da imzalanmıştı.