Gazze sınırında düzenlenen barışçıl gösterilere katılan 16 yaşındaki Filistinli Nureddin Ebu Bekir, İsrail askerlerinin kurşunuyla omzundan vurulması sonucu felç oldu.
Küçük yaşına rağmen destek için gösterilere katıldı
Ebu Bekir, küçük yaşına rağmen 1 Haziran Cuma günü başına geleceklerinden habersiz "Büyük Dönüş Yürüyüşü" kapsamında Gazze sınırında düzenlenen gösterilere katıldı.
Arkadaşlarıyla bir buluşma fırsatı olarak gördüğü gösterilere gitmeyi alışkanlık haline getiren Ebu Bekir, İsrail'in müdahalesi sırasında hedef oldu.
Omzundan girip boynundan çıkan kurşun nedeniyle şu an kol ve bacakları etkileyen felç durumu (kuadripleji) ve akciğer felcine (amfizem) yakalanan Ebu Bekir, Gazze'deki fizik-tedavi ve rehabilitasyon merkezi bulunan Vefa Hastanesi'nde yatağa ve cihazlara bağlı bir şekilde yaşamını sürdürüyor.
Solunum cihazlarına bağlı bir yaşam
Ebu Bekir, yaralanmasından bu yana ancak boynundan açılan bir deliğin bağlandığı solunum cihazı sayesinde nefes alabiliyor. Filistinli çocuğun yaşamı elektriklerin kesilmesi halinde tehlikeye girebilir.
Daha birkaç ay önce Şati Mülteci Kampı'nda arkadaşlarıyla maç yapan Ebu Bekir, şimdi ellerinden en azından birini hareket ettirebilmeyi ve rahatça nefes alabilmeyi umuyor.
Ebu Bekir, vurulduğu gün sınırdaki gösterilere katılmak için evden çıktığını ancak omzuna isabet eden ve boynundan çıkan İsrail kurşunu nedeniyle kalıcı sakatlık yaşadığını söyledi.
Barış yanlısı bir gösterici olduğunu, taş bile atmadığını ifade eden Ebu Bekir, "İsrail, en doğal haklarımdan 'hareket edebilmeyi' elimden aldı, cihazlara bağlı bir yaşama mahkum etti, sevdiğim sporu dahi yapamayacak hale getirdi" dedi.
"Türkiye'de tedavi olmayı istiyorum"
Ebu Bekir, hayatta kalabilmesi için hayırseverlere solunum cihazı ve gerekli tıbbi teçhizatın tedarik edilmesi çağrısında bulunarak, "Türk hükümetinden, kuadripleji ve amfizem tedavisi için ülkelerine gidebilmeyi istiyorum" dedi.
"Eskisi gibi sağlıklı olmayı istiyorum" diyen Ebu Bekir, babasından yastığının altındaki Türk bayrağını çıkarmasını isteyerek şunları söyledi:
"Türkiye'yi ve Recep Tayyip Erdoğan'ı çok seviyorum. Onlara olan sevgimden dolayı Türk bayrağını saklıyorum."
"Anne hayatımın geri kalan kısmını bu halde mi geçireceğim"
Nureddin'in annesi Zeynep Ebu Bekir de İsrail askerlerinin barışçıl bir şekilde gösterilere katılan oğluna acımadığını söyledi.
Oğlunun, o gün gösterilerin yapıldığı doğu sınırına gitmeden önce arkadaşlarıyla top oynadığını ifade eden anne Zeynep, "Oyun sırasında birden durdu. Topunu yerden alarak öptü. Sanki hayatta en çok sevdiği şeye veda ediyor gibiydi. Arkadaşlarıyla da görüştü ve sınıra gitti" dedi.
16 yaşındaki çocuk istisnai durumlar dışında devamlı olarak konuşamıyor. Anne Zeynep, oğlunun kulağını dahi kaşıyamadığını görünce çok üzüldüğünü dile getirdi:
"Nureddin bir süre ağladı. Bana diyor ki: Anne hayatımın geri kalan kısmını bu halde mi geçireceğim? Yaşamını tekerlekli sandalyede geçirme endişesi var. Arkadaşlarından, herkesten utanıyor. Bu durum psikolojisini bozdu."
Oğlunun içinde bulunduğu durum yüzünden çoğu zaman ana öğünlerini yemeyi reddettiğini belirten anne Zeynep, doktorların kendisine Nureddin'in şifa bulacağı bir tedavinin Gazze'de olmadığını söylediklerini aktardı.
Anne Zeynep, tüm sağlık ve insan hakları kuruluşlarına oğlunun Gazze dışında tedavisi için çaba sarf etme çağrısında bulundu.
Kaynak: AA